resim
Mário de Jardel Almeida Ribeiro
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:51
Boy:1.88
Uyruk:Brezilya
  • 498
    zamanında koşmuyor diye eleştirilmiş benim dünya gözünde gördüğüm en iyi forvetlerden biri. messi'nin ronaldo'nun günümüzde yaptığı gol istatistiklerini yapılması daha zor olan 98-02 yılları arasında yapmıştır. ezeli rakip kendisini gönderdiğimiz senenin üç yıl sonrasında kendisinin asist yapan versiyonu almış 2012'ye kadar kullanmıştır. kendisi bizde uzun yıllar kalsaydı kırılmadık rekor bırakmazdı.
  • 592
    yıl olmuş 2023 hala süper lig'de bonservisine en çok para ödenen (17 milyon euro) oyuncu konumunda. zaten ligimizde yapılmış açık ara en büyük transferdir kendisi. düşünün bir önceki sezon portekiz ligi'nde 30'un üzerinde gol atıp, gol kralı olmuş bir adam transfer ediyorsunuz. bu adam yetmiyor şampiyonlar ligi'nde gol krallığını 10 golle raul ve rivaldo ile paylaşıyor. real madrid'e (kupanın kazananı) 3 tane, barcelona'ya (yarı finalist) 2 tane, bayern münih'e (yarı finalist) 2 tane sallıyor.

    biz şu an jardel konumundaki bir adamı bırakın transfer edebilmeyi, transfer görüşmesi için randevu bile ayarlayamayız. öyle büyük bir transferdi.
  • 536
    real madrid'in ve casillas'ın korkulu rüyasıydı. bize gelmeden önce porto'dayken real madrid'e iki maçta 3 gol atmış. bize geldi, süper kupa maçında real madrid'e 2 gol attı. daha sonra şampiyonlar ligi'nde çeyrek final eşleşmesinde de 1 gol daha attı. kafayla gol atardı, karşı karşıya atardı, arka direkte boş kaleye atardı, ceza sahası dışından voleyle atardı. atılabilecek bütün gol çeşitlerini atabilecek bir golcüydü. galatasaray formasıyla izlediğim için mutluyum.
  • 619
    "jardel: "hayatımın en büyük pişmanlıklarından biri galatasaray'dan ayrılmak oldu. belki de kariyerimi burada bitirebilirdim."

    23. şampiyonlukta olduğu gibi 24. şampiyonluğun da alameti olarak bir anda yeniden ortaya çıkan eski golcümüz.

    bence de keşke ayrılmak zorunda kalmasaydı. yok koşmuyor, yok sisteme uymuyor vs. hikaye. adam leblebi gibi gol atıyordu. kafası mermi gibiydi. hatta poposu ile bile gol atmıştı. her zaman en doğru yerde oluyordu. kimse süper mario'nun real madrid'e attığı golleri unutamaz.

    ayrılığı muhtemelen zorlama ile oldu. onun yerine transfer edilen 4 futbolcuyu(!) hatırlamak dahi istemiyorum.
  • 528
    o dönem yanılmıyorsam ntv'de, haftasonları uefa şampiyonlar ligi röportajlarının türkçe dublajı yayınlıyordu. kendisinin konuk olduğu programda; "futbolda ne kadar iyi oynadığınızın, ne kadar topa hakim olduğunuzun, ne kadar pozisyona girdiğinizin skor açısından bir önemi yoktur. gol atmanız gerekiyor. ben de bunu yapıyorum; evet oyunun diğer yönlerinde zayıflıklarım var. ancak benim görevim gol atmak ve ben de bunu yapıyorum." demişti.

    uluslararası arenada, prime döneminde olup da türkiye ligi'ne transfer edilebilmiş başka bir ismi hatırlamıyorum. kimi düşüşe geçtiğinde, kimi yaşı ilerlediğinde, kimi kadro dışı bırakıldığında bu topraklara geldi. ama jardel, real madrid'i şampiyonlar ligi'nde tokat manyağı yaptığı yılın yazında bu kulübe gelmişti.

    hepinizde az çok olmuştur; çocukken olmayacak transferler hayal edersiniz, kadro mühendisliği yaparsınız. işte jardel'in transfer söylentileri çıktığında yok artık o kadar da olmaz dedirtmişti. yani o çocukluk hayallerinde bile gerçekçi gelmiyordu. şimdi geriye dönüp bakınca oyun yapımıza tamamen zıt bir isim olmasından ötürü yanlış bir hamle olduğunu düşünüyorum. özellikle hagi ve jardel gibi oyunun savunma kısmında yok hükmündeki iki isimle sahaya çıkınca diğer oyunculara binen yük daha da artmış ve takım içi huzursuzluklar zirve yapmıştı. ancak o dönem bunların konuşulmadığı, cem uzan'ın şovuna dönen bir transfer süreciydi.

    gelelim ayrılış hikayesine. üzülerek burada faruk süren'e ve yönetimine efsane dendiğini çok gördüm. 2000 yılı yazında, transfer döneminde çeke yanlış rakam yazarak fazladan ödeme yapmamızı sağlayan da yardımcısı mehmet cansun'du. jardel'i yok pahasına elden çıkartırken jardel'in gelecek yıllarda alacağı yıllık ücretlerden kurtuluşumuzu sanki bonservis geliri elde etmişiz gibi anlatan da bunlardı. adam sporting lizbon'a gittikten sonra da porto'da kaldığı yerden devam etti. 16 milyon euro'ya alıp 5 milyon euro'ya bu adamı elden çıkardık. üstelik bir önceki yıl içinde porto'nun yaptığı muazzam teklifi reddetip aynı yılın yazında elimizle lizbon'a ikram ettik.

    bu çapsızların yaptığı onca skandal iş varken efsane olarak anılmaları koyuyor.
  • 500
    bizde oynadığı dönemde okan buruk ve emre belözoğlu'nun başını çektiği yerli tayfasının kurbanı olmuştur. okan ve emre, 2000-2001 sezonunun devre arası kampında "hep sizin dediğiniz oluyor, biraz da bizim dediğimiz olsun" diyerek aralarında jardel ve yanlış hatırlamıyorsam marcio mandinga dos santos'un da olduğu bazı yabancı futbolcuların üzerine yürümüştür. sonrasında jardel, dönemin teknik direktörü mircea lucescu tarafından birdenbire kesilmiş, yerine arif erdem ve serkan aykut ikilisi oynamaya başlamıştır. lucescu bu durumu "arkadaşları arif ve serkan'la daha iyi oynadıklarını söylüyor" şeklinde açıklamıştır. o sezon fenerbahçe'yle yaptığımız şampiyonluk maçına mario jardel'le değil, arif - serkan ikilisiyle çıkmıştık. çok büyük hataydı.

    malesef hatalarımız bununla da sınırlı değildi. bugün sosyal medyada "jardel'i ben getirdim", "aslanım, kaplanım" diyerek kükreyen çakma galatasaraylı, büyük dolandırıcı cem uzan vadettiği sponsorluk parasını ödemeyince, dönemin yönetimi "jardel'in giderlerini karşılayamıyoruz" diyerek mbo mpenza, ve robert spehar ve pavel horvath gibi zerre katkı sağlamamış adamlarla birlikte bir miktar para alarak jardel'i yollamıştı. bu adamlardan `mbo mpenza'yı yabancı sınırını doldurduğumuz için kadroya bile yazdıranamıştık. resmen skandal.
  • 491
    zamanında takım içi dengelere ve 2001 yılındaki ekonomik krize kurban verilmiş zamanın avrupa gol kralı transferimiz.

    kendisinin transferi prime dönemindeki diego costa veya falcao'yu direk atletico madrid'den transfer etmek ile eşdeğerdir ki ülkemizde bu tarz bir transfer yapmak mümkün değildir.

    böyle bir adamı aldık adam leblebi gibi gol attı ve şaka gibi ama okan emre istemiyor diye oynatmadık ve şampiyonluğu ellerimizle fenere verdik.
  • 593
    bu günün golü jardel'den gelmiş.
    https://twitter.com/...194820072292352?s=20

    kafasıyla şut atan futbolcuydu. onun gibi topa sert ve isabetli kafa vuranı görmedim, yanına belki biraz fatih tekke yaklaşabilirdi. takımımızda uzun yıllar hüküm süren yeniçeri düzeninin başını yediği ilk yıldız futbolcudur.

    tabii bu durumdan yerli oyuncuların maaşını ne de olsa fifa'ya gitmezler diye ödemeyip öncelikli olarak yabancı oyuncuların maaşını yatıran yönetimler suçlu.
  • 568
    bu adamın galatasaray'dan ayrılış süreci kadar kötü yönetilen bir başka süreç yaşanmamıştır galatasaray'da. oyuncu iyi bir sezon geçirmesine rağmen üstelik. jardel'den doğru düzgün para kazanamadığımız gibi 3 tane vasat oyuncu kakalamışlardı bize sonradan da bu oyuncular ile davalık olundu. birtakım ödemeler yapılmak zorunda kalındı bu oyunculara. üstelik hiçbir yararları da olmadı bu oyuncuların bize sportif açıdan. demek ki yönetimler, isimler değişse de eldeki mevcut değerleri ''çöp'' statüsüne indirmek eskiden beri ruhumuzda var.
  • 560
    geldiği dönem dünyanın en büyük golcüsüydü.

    nasıl ikna ettik, nasıl getirdik, nasıl geldi bilmiyorum ama iyi ki de geldi.

    topu topu 1 sene oynamasına rağmen (o sezon da son maçlarda oynamadı), silinmeyecek hatıralar bıraktı bizde. top ceza sahasına geldiği anda gol diye ayağa kalkardı stadyumdaki taraftar. çünkü bilirlerdi, jardel bir şekilde topla buluşup gol yapar. erzurum’a da attı, real’e de. allah vergisi bir yeteneği vardı golcülük olarak.

    ac milan’a topla dribling yapıp yağladıktan sonra yorgunluktan çuval gibi kendisini bırakmasını hiç unutmam. bambaşka bir adamdı….
  • 484
    döneminin bugünkü tabiriyle en underrated dünya yıldızı. talihsizliğinin en önemli sebebi brezilya milli takımının belli menajerler üzerinde dönmesidir. her zaman medyada olumsuz haberlerle itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. pozisyonunu en kısa zamanda gole odaklayabilen ve vuruş anını en uygun zamanlamada yapan, topu doğru noktaya tam isabet atan karşıkonulamaz bir bitiriciydi. striker mevkisinin tam olarak çıkış noktası kendisidir. asla kendisi kadar
    net bir bitiriciyi ne bizim takımda ne de ülke genelinde gördüm. yok pahasına gönderildi. ribery olayı ile birlikte en büyük hayal kırıklığım mario jardel' in ayrılış şeklidir. kendisinin yerine dört beş tane adam geldi, jardel yerine hepsini aynı anda sahaya sürsen jardel' in yaptıklarının yarısını yapamazdı. tam bir büyük takım golcüsüydü. fark attığınız maçın 3. golünü atarak tabela yapmazdı. direk en baba maçı kazandıran golleri atar galibiyeti getirirdi.
  • 520
    kendisi için koşmuyor denirdi ama hiç bir zaman atamıyor denmedi. bir forvet oyuncusu değil sadece golcüydü. ona gelen topu ayağında iki saniyeden fazla tutmaz genelde tek pasla kenara gönderirdi ve alametifarikası topa dokunduğu yerde yeniden görememenizdi. anında topuklar ceza sahasına depar atardı ve genelde de hep doğru yerde bulunurdu. adı mario jardel'dir ama buralarda süper mario olarak tanınır.
  • 617
    311 maçta 266 gol atan, gol ortalaması ile elit seviye olan safkan poacher. bu anlamda maç başına gol ortalaması icardi’den çok daha üstündür. icardi ile benzer özellikleri bitiricilik anlamında olsa da icardi 10 numara özellikleri de sunan bir adam.

    ancak icardi bize süper kupa getirdiği zaman bence bu kıyas daha detaylı yapılabilir düşüncesindeyim *.
  • 427
    --- alıntı ---

    faruk süren : bir gün muhabbet ederken, ikinci başkanımız mehmet cansun’un ağzından mario jardel ismi çıktı.

    burak elmas: mehmet abi’nin pozitif düşüncesi ve girişimleriyle başlayıp bizim detaylarını takip ettiğimiz bir süreçtir jardel transferi. geldi yönetim kurulu’na, “ya, bu jardel’i alalım biz” dedi. jardel o zaman avrupa’daki her takımın transfer hedefiydi. biz “gelmez” derken mehmet abi “ben konuştum, gelecek” dedi ve birkaç gün sonra beni florya’ya çağırdı. üstünde hawaii gömlek, altında şort, elinde bond çanta, yanında jardel’in menajeri… üçümüz florya’da oturuyoruz, mehmet abi’nin rahatlığı beni de rahatlatıyor. zaten öyle bir egodan uzaktır ki bazen o işi bitirir, siz kendiniz yaptınız zannedersiniz. “sen otur anlaş işte” dedi bana. “abi ne anlaşacağız, sen ne söz verdin bu adama?” diyorum ama mehmet abi öyle rahat ki… başkan’ın haberi olup olmadığını sordum, “hallederiz onları, sen konuş” dedi. sonra da kalktı teknesine gitti. ben jardel’in menajeriyle detayları konuştum, anlaştım. ama nasıl ödeyeceğiz diye kara kara düşünüyordum.

    faruk süren: telsim devreye girdi, 8 milyon dolara forma reklamı verdi. o zamanlar öyle bir para yok tabii, o işler 1 milyona falan oluyordu. aig sayesinde opel ile de görüşüyorduk. ama bir gün cem uzan ile malaga’ya uçarken bu işi bitirdik.

    burak elmas: öyle bir baskı altındaydık ki o dönem… ali abi’yle biz zaten her zaman karamsarız; jardel helikopterle florya’ya inip imzaya oturduğunda bile “acaba bir pürüz çıkacak mı” diye birbirimize bakıyorduk.

    faruk süren: mehmet güzel bir şey yaptı, ama biraz pahalıya yaptı! 7-8 milyon dolarlık bütçemiz vardı ama jardel’i 16 milyona aldık. bir sonraki senenin ücretini de ona verdik. ne yapalım, aldık işte!

    burak elmas: transferi bitirmiştik. jardel idmana çıkmıştı. tam rahatladık derken lucescu beni aradı ve “bu adam iyi bir oyuncu değil galiba. futbol oynayamıyor” dedi. biz panik olduk. ali dürüst ve aziz üstel’le kampa gittik. hazırlık maçında jardel hakikaten çok kötü oynuyor, kaval kemiğiyle pas veriyordu. türk futbol tarihinin en büyük parasını verip getirdiğimiz adamın futbolcudan uzak bir görüntüsü vardı. zürih sokaklarında ali dürüst, aziz üstel ve ben, iki saat boyunca “hepimizi topa tutarlar bu herif böyle çıkarsa” diye dertli dertli yürüdük. bonservisi ödedik mi, teminat mektupları gitti mi, transferi iptal edebilir miyiz; bunları düşünüyoruz… bir yandan mehmet abi’yi arıyoruz, “oğlum siz manyak mısınız?” diyor. sonunda bunun bir adaptasyon süreci olduğuna karar verdik. hocayla da konuştuk; “transferi yaptık, artık bir şekilde faydalanacağız” dedik.

    fatih akyel (futbolcu): açıkçası biz hakan şükür’den sonra işimizin biraz zorlaşacağını düşündük. çünkü devamlı pres yapan bir takımdık ve o pres de en önde hakan’la başlardı. jardel ise pres yapan bir oyuncu değildi. daha sakin ama daha golcü bir yapısı vardı. önce bir “ne oluyor?” dedik ama çabuk kaynaştık. topları jardel’e taşıdık, her pozisyonda onu gördük. o da hemen gollerini atmaya başladı.

    ümit davala (futbolcu): portekizce ve biraz ispanyolca hariç hiçbir dil bilmiyordu. elle kolla, vücut diliyle ancak anlaşıyorduk. bizim gözümüzde hiç koşmayan, mücadele etmeyen ama iş bitiren oyuncuydu.her zaman doğru yerde bulunurdu, en büyük özelliği de buydu. antrenmandan sonra sağdan soldan ortalar kesip ona ceza sahası içinde son vuruşları çalıştırıyorduk. kendisi bunu özellikle isterdi. birçok oyuncunun ayağıyla çektiği şutları kafasıyla atardı.

    hakan ünsal: jardel’den ön tarafta baskı yapmasını, rakibi kovalamasını bekleyemezsin. ama gözüne bandanayı bağla, topu sadece ceza sahasının içine ortala, golü yapmasını bekle. ben bir dönem sonra onu çözdüğümde, öyle yapıyordum artık. şükür koştuğu yere isterdi ortayı, bu adama ise orta yapmana gerek yoktu; nereye istersen oraya yap. kendisine gelirse gol olma ihtimali zaten yüzde 90 ama oldu ki ona gelmedi; fark etmez: rakip oyuncuya çarpıyordu, önüne düşüyordu ve yine gol oluyordu. dolayısıyla o kadar kolay olmaya başlamıştı ki benim için; rastgele yaptığım ortalarla sürekli asist yapıyordum. koşmasına, topu sürmesine bakınca “futbolcu mu bu?” dersin ama ruhen adam gol için yaratılmıştı, vücudunun her yeriyle gol atıyordu.

    --- alıntı ---

    https://www.socratesdergi.com/...ema-2000-super-kupa/
  • 537
    hala bu adamın elimizden bir çuval un parasına kaçısına acıdığım kadar hiçbir batık transferi acımadım.
    17milyon euro verdiğimiz adamı bize mpenza, horvath, spehar diye 3 tane sakat adam verip aldılar ya la. üstüne bi 5 milyon verdiler onu da 82 taksite böldüler. galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kazığı bu satıştır. cm’de bile satamıyordun o çöp üçlüyü, resmen bize ellerindeki bam üçlüsünü paket yapıp çakmışlar biz de para yerine saymışız bu çöpleri, olacak iş değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)