çocuğu çiftliğe getirdim. çayırda otlayan keçilere isim koyuyoruz. kara olan sanchez, kafası sarı olan barış alper, kütüklerin üzerinden zıplayana muslera dedik.
528
fenerbahçe maçı öncesi benim için totemle geçiyor.
diyette olmama rağmen kalktım sarıyer'den mecidiyeköy'e pasta almaya gittim. çünkü en son o pastaneden pasta aldığımda başakşehir'e 7 atmıştık.
totemi söylediğim fenerbahçe'li pastacı pastanın yanına 6 tane mum koymuş, onu 7 yaptırıp totemin bozulmasına karşın hamlemi de eksik bırakmadım.
şimdi çocuğu tarabya galatasaray futbol okuluna getirdim, çocuk antrenmandayken yandaki tesiste kahve içip maçla ilgili videolar izliyorum.
vakit geçmiyor sözlük, hayırlısıyla bu akşamı bitirelim inşallah
depremlerden sonra 500 m2’lik arsaya 120m2 ev yapınca eşek kadar bahçe kaldı. duvarından çitine, bordüründen çakılına, otundan çimine kadar her şeyle uğraşmaktan anam ağladı ama uğraşmadan da duramıyorum. uğraşırken de zaman nasıl geçiyor anlamıyorum bile. şimdi yine başlıyorum.
denizin en güzel zamanında yine yeniden akdeniz'in kaynayan sularına kendimi atmak suretiyle bir şahin-k gibi yüzüyorum. önceki benzer deniz aktivitilerimde aldığımız sonuçları düşününce de herkesin müsterih olması gerektiğini salık veriyorum.