• 1
    içinde her türlü insanı bulunduran garip bir kalabalıktır. karaborsacısı, sivil polisi, güvenlikçisi, magandası, korsan ürün satıcısı, maça giremeyip de havayı koklamak isteyeni, yeni açık kuyruğunda yer kapmak isteyeni, ilk kez gelip de maç gününü dolu dolu yaşamak / store'da para saçmak isteyeni... onlarca farklı profili bir arada barındırır bu kalabalık. maç vaktine kadar orda durur, tezahürat yapar bunlar. çoğu zaman store çadırından yükselen marşlar yönlendirir bunları. yağmurlu bir günde yağmurluk, güneşli bir günde karton şapka vs. satan insanlar eksik olmaz bu kalabalığın içinde. karaborsacısı iş peşindedir, 5-10 metre ötelerinde bekleşen polislerinse ne peşinde olduğu belli değildir. derbiler ve avrupa kupası maçları gibi herkesin "daha bir galatasaraylı" olduğu maçlarda iyice çığırından çıkar bu kalabalık. karaborsacılar, seyyar satıcılar, tezahürat yapanlar, magandalar, cepçiler, ilk kez gelenler; hepsi daha bir yoğun şekilde yığılır buraya. sabah 10-11 gibi başlarlar, maça girene kadar bir marş bir küfür senkronunda programlarına devam ederler. küfürlü tezahürat bakımından repertuarları geniştir ama galatasaray'a destek konulu tezahürat konusunda aynı genişlik gözlenemez pek. genelde store'dan yükselen marşlara eşlik ederler, marş bitince birkaç tur da kendileri döner. elbette 10-15 dakikada bir opera yapılır, 10 dakikada bir opera çekilmese öyle günlerde herkesin boyu kısalır çünkü(!). en ufak bir dalgalanmada birbirlerine girerler, belediye otobüslerine bile saldırırlar; sırf kadıköy'e gidiyor diye. bunların içinde fransız taraftarlar gibi sürekli bayrak sallayanları vardır. stada girmeye yakın ikiye bölünürler, bir kısmı viyadüğün altına doğru gider. viyadüğün yarattığı ekoyla kendinden geçer kalabalık. sonra yavaş yavaş içeri girerler, zaten yeni açık pek de hızlı girilebilecek bir tribün değildir. bir kısmı ise takım otobüslerini de bekledikten sonra içeri girerler. hem "vazife"lerini yapmak, hem de vakit geçirmek için.

    velhasıl öylesine bir kalabalık profilidir işte. bu kalabalığın, özellikle "büyük" maçlardan önceki performansını gördükten sonra bu bölgeye yakın olan numaralı ve yeni açığın mabeddeki en sessiz iki tribün olması daha bir ilginç gelir insana.
  • 3
    bu garip topluluğun önü haberciler için de önemli bir yerdi. derbi öncelerinde en az bir kameraman bir muhabir röportaj yapmaya birini arardı.
    önlerinden geçerken çoğunlukla şunlar duyulurdu;
    *kadıköy otobüsü geliyo beyleeer!!
    *çök çök çök opera
    *-eski açık?
    +40.
    -az ilerde 35'e veriyolar.
    +git ordan al o zaman.

    bu topluluk vesilesiyle de gece gece ali sami yen'i özledim lan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın