resim
Lütfi Arıboğan
Görev:Ceo
Takım:-
Yaş:63
Uyruk:Türkiye
  • 129
    siyasi güç odakları ve onların maşalarının başkan olmasına izin vermeyeceği güzel adam...
    devletin kanalında bile söylenmedik söz bırakılmayan amiyane tabirle ağzına edilen bir adam...
    şike yapmaktan utanmayan adam şike yaptığını söyledi diye suçlu edilen bir insan...
    sistemin içine sıçayım...
    lütfü başkan bu mevki için en güzel aday ama özerk olması gereken federasyon ne yazık ki cumhurbaşkanına bağlı bir kurum...
  • 134
    galatasaray aş'nin eski ceo'su olarak yaşanan mali krizde payı bulunan sözde profesyonel isim. aylık 40 bin euro maaş alıyordu 25 ay bu maaşı aldı toplamda 2 senede kazandığı para 1 milyon euro'dur ee sen bu parayı kazandın ama ne verim alındı senden? ben ünal aysal'dan çok kendisine kızıyorum ünal aysal sonuçta başkan kendisi işe şirketin 1 numaralı yöneticisidir.
  • 135
    parlak basketbol geçmişine karşın ilginç bir şekilde futbol federasyonunda çeşitli görevler almış fakat sen kimsin harun'dan kat be kat daha üstün yöneticilik becerilerine sahip olduğunu düşündüğüm ve bana göre türkiye basketbol federasyonu başkanlığını ilgili şahıstan çok daha iyi yapacağını düşündüğüm saygın kişilik.

    kulübümüz bünyesinde yer almış olmasından ötürü gerçekten memnunum fakat objektif olmak gerekirse kendisi gibi tecrübeli, iş bitirici ve vizyon sahibi birine daha alt kademe sayılabilecek görevler değil başkanlık yakışır.

    hatta benim gözümde çoktan kendi ekolünü kurmuştur;

    (bkz: lutfi arıboğan tipi yönetici)
  • 142
    a.y: aziz yıldırım
    l.a: lutfi arıboğan

    dönemin türkiye futbol federasyonu genel sekreteri lutfi arıboğan yine dönemin kulüpler birliği ve fenerbahçe kulübü başkanı olan aziz yıldırım'ı telefonda arar...

    a.y: efendim
    l.a: başkan ben lutfi, nasılsınız, ne var ne yok, saygılar
    a.y: iyiyim iyiyim iyiyim vallahi lutfi sen nasılsın
    l.a: başkan not aldım ben şimdi beni aramışsınız ben cumadaydım da...
    a.y: ha ben şey için aradım, bu bana şey gelmedi sonra gelmiş bugün, öğlen gelmiş. bu delegelere gönderdiniz ya şey. bana mı gönderdiniz nereye gönderdiğinizi öğrenmek içindi
    l.a: ha tamam başkanım tamam başkanım, toplantı devam ediyor mu toplantı bitti mi
    a.y: bitti
    l.a: nasıl geçti
    a.y: iyi, köpekler geldi işte anladın mı
    l.a: (gülüyor) hepsi geldi mi, güzel güzel ziyafetteler demek ki, güzel güzel
    tekrar l.a: başkan sakın, bugün haber maber gördüm sakın ha başkanlığı bunlara bırakma şeyi kulüpler birliğini falan. daha orada yapacağımız bin tane iş var
    a.y: tamam olur olur
    l.a: hadi görüşürüz başkan
    a.y: görüşürüz

    sonra gittik biz bu adama 1 milyon dolar maaş bağladık, kulübümüze ceo yaptık falan. hajrovic transferi, kulüpte yaşanan avukat skandalları vb. şeylerde parmağı olduğu iddiaları da cabası. yani lutfi bey güzel yedi. önce federasyon'da yedi, sonra biraz midesini dinlendirdi. bu sefer de büyük bir iştahla galatasaray'dan yedi. senede 1 milyon dolar yedi. kesmedi farklı işlere girdiği de dillendirildi.

    ziyafettesindir herhalde lutfi bey!

    not: hey gidi hey, bir yanda bu bir yanda bülent tulun. zamanında ikisi kulübün tepesine çıkıp yedikçe yediler, kulübe zarar veren fatih terim oldu, gönderilen fatih terim oldu, bu ikisiyse kaldı. vah vah vah...
  • 143
    12 mart muhtırasının arkasındaki isim rahmetli prof.dr.mahir kaynak'ın damadı, rektör deniz ülke arıboğan'ın eşi; akp tarafından önce futbol federasyonunda önemli bir görev için düşünülen sonra haluk ulusoy'un listesine kaybeden ardından basketbol federasyonu'na yamanmaya çalışılan orada da turgay demirel'e kaybeden hızını alamayıp mehmet atalay'a gidip ağabey ben sizin galatasaray içerisinde kullanabileceğiniz biriyim lütfen beni süpürmeyin yakınlarda sutopu federasyon seçimleri var bari onu kazanayım diye yakarmasıyla üstüste girdiği üç farklı spor dalındaki üçüncü federasyon seçiminden de mağlup ayrılmış ardından ünal aysal'ın hükümet ile uzlaşması adına ekibe dahil olan lütfi arıboğan taraftara şirin gözüküp tüm süreci nabza göre şerbet vererek geçirdi.

    yeni yeni çıkan belgelerle kendisinin başta ebru köksal ile nasıl fenerbahçe'nin küme düşmemesi için uğraştığı ispatlanmış olup infantino'nun başını belaya sokmuşlardır. duygun yarsuvat'ın iktidar olmasına kadar bifiil kulüp içerisindeki etkinliği devam etmiştir. şu sıralar divanlarda konuşulan ve kamuya açıklanmayan mischon de reya araştırma raporunun trabzonspor'un takip ettiği şike davasıyla birlikte değerlendirildiğinde durumun ne denli vahim olduğu ortaya çıkmaktadır. ki aynı bağımsız denetçinin raporunda, kendi dönemiyle alakalı çok ciddi bulgular olduğu galatasaray dehlizlerinde konuşulmaktadır.

    her ne kadar kulüp içerisindeki etkisi kırılsa da sportif aş içerisindeki idari kadro ile inorganik de olsa kuvvetli bağları olduğu biliniyor. özellikle satın almadan sedef hacısalihoğlu ile yılların demirbaşı sutopçu voleybol allamei- cihanı orkun darnel lütfi'nin bir dediğini iki etmiyorlar. böylece siyasi desteği arkasına alan bu ekip yeri geldiğinde liselilerin bile aleyhine hareket edebiliyorlar. peki kulüp yönetimleri değişiyor hiç mi etki etmiyor bu durumlara diyenler içi; el cevap: kim takar yalova kaymakamını...
  • 144
    federasyon görevi esnasında aziz yıldırım’ın peşinde “başkanım başkanım, aman kulüpler birliği başkanlığını bırakma daha yapacak çok işimiz var başkanım” diye dolaştığı tapelerle ispatlı olan zat ünal aysal başkanlığında kulübümüze ceo yapılarak yıllık 1 milyon dolar net maaşa bağlanmıştır. yeme içme masrafları, araç kiralamaları, uçak biletleri hariç!

    ünal başkanım bu konu hakkında da konuşur herhalde yakın zamanda.
  • 145
    türk futbolunun son 15-16 senesinin kara kutusu olduğunu düşündüğüm ve bir gün mutlaka konuşturulması gerektiğine inandığım biridir lütfi arıboğan. kim olduğuna, ailesine, kökenlerine basit bir araştırmayla ulaşmak mümkün ama kıymeti harbiyesinin ne olduğu sanırım pek anlaşıl(a)madı. bu adam 2006 yılında basketbol yöneticiliğinden futbol yöneticiliğine devşirildi. 2006-2011 arası dönemde aziz yıldırım'ın federasyon'daki en has adamı. federasyon'da yönetici olan şekip mosturoğlu 2006 yılındaki fenerbahçe başkanlık seçimlerinde aziz yıldırım'ın listesine girince, mosturoğlu'nun yerini arıboğan aldı o dönem. özellikle mahmut özgener döneminin en etkin isminden bahsediyoruz. 2010-2011 sezonunda aziz yıldırım'la çok yakın iken, 3 temmuz 2011 sonrası fenerbahçelilerin ebru köksal ile birlikte yoketmeye çalıştığı bir isim aynı zamanda. fenerbahçe'nin şampiyonlar liginden men edilmesi kararına giden süreçte pierre cornu'yla ne görüştü, ona ne dedi, ne yaptı muamma. bütün bu anlaşılmazlıkların içinde ocak 2012'de mehmet ali aydınlar'la birlikte federasyon'daki görevinden istifa etti arıboğan. 6 ay sonra başkan ünal aysal tarafından galatasaray'da ceo pozisyonuna getirildi (haziran 2012). bir başka deyişle adnan polat başkan döneminde galatasaray'ın hakemler tarafından lime lime edildiği sezonlarda görevli federasyon'un en yetkili ismi, ünal aysal döneminde galatasaray'ın en etkili c-level pozisyonuna getirildi. fenerbahçelilerin şike süreciyle ilgili galatasaray'a yönelik sataşmaları ve iftiraları da genellikle bu adamın federasyon'dan hemen sonra galatasaray'da göreve getirilişi üzerinden.

    haziran 2012'den ünal aysal'ın başkanlığı bıraktığı ekim 2014'e kadar lutfi arıboğan galatasaray'da ceo olarak görevde. kendisini sadece iki fotoğrafta hatırlıyorum; birincisi mancini'yle olan imza töreni, ikincisi gs tv'ye verdiği bir röportaj. başka da bir anım yok kendisine dair galatasaray'da hafızamda yer edinen. ancak iki seneden fazla kulübümüzde c-level bir pozisyonda yöneticilik yapmış bir ismin, federasyon'da görev yaptığı süre de dikkate alınırsa, federasyon'la, türk futboluyla, 3 temmuz'la, fenerbahçe'yle ilgili pek çok şeyi biliyor olması muhtemel. ancak bu adamın ekim 2014'den sonrası yok. 2015 yazında bir basketbol federasyonu başkanlığı adaylığıyla gündeme geldi ismi ancak hatırladığım kadarıyla o süreçte galatasaray'dan bile destek alamamıştı. özetle türk futboluna dair pek çok soru işareti barındıran bir 5 senelik süreçte (2006-2011) aziz yıldırım'a yakınlığı sebebiyle federasyon'da etkin görev almış, 3 temmuz'la ilgili hakkında çeşitli soru işaretleri barındıran, 2 yıldan fazla süre de galatasaray'ın ceo koltuğunda oturmuş bir adamla ilgili son 7-8 senede spor basınında tek bir haber bile yok. gazetelerin, televizyon kanallarının, hatta sosyal medya muhabirlerinin bu adamın peşinden koşması lazım röportaj için. ama ne gazetecilerden çıkan bir ses var ne arıboğan'ın birey olarak ortaya çıkmak gibi bir arzusu var. biri veya birileri bu adamı 2014'den sonra spor kamuoyundan uzak ve gizli tutmak istiyor. bu aşikar. bu ne kadar sürer, kendisi bu gizemli havayı bir gün ortadan kaldırır mı benim için her zaman merak konusudur. durum bu şekilde kaldığı sürece de gizemini korumaya devam edecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın