scout olmadığımdan, e dolayısıyla uçak param karşılanmayıp da adamı yerinde izlemeye gidemeyeceğimden 2 faktör doğrulama metoduyla yorumlayacağım futbolcu:
1-
liverpool'dan tanıdığım lucas leiva
2-
galatasaray'a gelmesi gündeme geldiği için 2-3 gündür aralıksız videolarını izlediğim lucas leiva
şimdi öncelikle traji - komik bir notla başlayayım, bilenler bilir, söz konusu ingiltere'yse sebepsiz bir liverpool fan'ıyımdır. o "
you'll never walk alone" ambiyansı olsun, kulüp kültürü olsun, taraftar sadakati olsun, "the beatles" esintileri olsun karizmatik gelir bana...
ancak takdir edersiniz son senelerdeki sportif düşüş sebebiyle liverpool ile olan organik ve duygusal bağlarımda zayıflama oldu, zira liverpool avrupa'nın en saçma sapan para harcayan ve müzmin başarısız takımına dönüşmüştü ve ingiltere premier liginde de istisnai dönemler hariç esamesi okunmaz hale gelmişti (
suarez'li dönem istisna olarak bahsettiğim dönem oluyor)
neyse...
ama arada yine
pes oynarken falan sırf duygusal alırım bu takımı... işte o takımı alınca, tabi otomatik elimiz taktik ayarlamaya gidiyor falan, orta sahada göbeğe koyacak adam bulamıyorum isimli... bir tane brezilyalı eleman var, adı "lucas"... ben bunu bir dönem karınca gibi türeyen lucescu icadı çikolata brezilyalılardan falan zannediyorum tabi, hani bu willian, diego costa devresi gibi... yani aklımda öyle çikolata bir lucas kalmış ama kimi düşünerek o lucas bu lucas diyorum hatırlamıyorum.
ha bunu yaparken bir yandan da diyorum ki; "lan bu liverpool bi tane leiva diye adam almıştı, slovak mıydı, çek miydi, sarışın, yahşi bi çocuk, o niye kadroda yok acaba?"
diyerekten konami'ye sövme halindeyim. yani özetle lucas'ın leiva, leiva'nın lucas olduğunu, ayrıcana leiva'nın da brezilyalı olduğunu bilmiyorum. dolayısıyla o lucas'ı da 80 küsür gücüne rağmen takıma almıyorum, alsam göreceğim sarışın olduğunu "vay anasını leiva'ymış, brezilyalı'ymış göbel" diyeceğim...
neyse...
yani özetle, aslında tanıdığım, izlediğim, ancak üzerine çok da düşmediğim bir adammış lucas leiva...
ben ne yazacağım buraya?
şunu yazacağım; leiva adıyla bildiğim adam hiç fena olmayan bir adamken bu adamın 2-3 gündür yaptığım incelemeler neticesinde ne kadar "under-rated" kaldığına şahit oldum.
aranızda benim gibi bir süredir youtube arama motorunu leiva diye inleten arkadaşlar vardır ve fark etmişlerdir...
- bu adam tam bir top kapma uzmanı
diyeceksiniz ki videodan adam mı anlaşılır?
yani aslında anlaşılmaz. ama anlaşılmaz da video eğer sağdan soldan derlenip yapılıyorsa anlaşılmaz. ama adamın her maçında aynı şeyi bilinçli biçimde yaptığını görüyorsan anlaşılır pek tabi. bruma geleceği zaman da "3-5 videodan adam mı alınır?" diyen arkadaşlar bruma'nın şimdiki halini görünce bir hayli sevinmişlerdir sanırım.
- leiva'nın videolarında görünen net bir şey var, top kaparken rakibi izliyor, hareketini önceden tahmin edip "temiz" dediğimiz müdahalelerle (ki ben bu temiz müdahalelere türkiye'de çok faul çalınacağını düşünüyorum şahsen) topu rakipten çekip alıyor,
-
melo gibi değil bir kere bu adam. melo allaha sığınıp rakibin ayağına dalıyordu, genelde topa değdiği için de faul ya da karttan yırtıyordu. leiva rakibin hareketini sezip topun gittiği yere ve topa müdahale ediyor, yere yatmaksızın rakibin ayağından topu çekip alıp pozisyona devam ediyor,
- haliyle rakibin pozisyonunu bozup ani atak başlangıcı olabilecek bir ortam yaratıyor, basit ve selçuk tarzı paslarla en yakınındaki diri adama topu verip sorumluluğu devrediyor,
- göründüğü kadarıyla enerjisini çok tasarruflu kullanıyor gibi, topu alırken çok efor sarfetmediği, topla rakibin arasına girip kıçıyla rakibi engellediği ve dönüp topu devrettiği için nefes nefese kalmıyor, köpek gibi dili dışarda gezmiyor,
- ha bununla beraber, maç sonu hallerini gösteren videolarda da belirtmek gerekir ki terlemedik yeri kalmıyor, götünün ucundan saçlarının teline kadar terleyerek maçı bitiriyor gibi görünüyor.
yani aslında özlediğimiz tarzda bir ön libero ile buluşmak üzereyiz gibi bir his var içimde.
gelmeden, izlemeden abartmak huyum yoktur, istemem de gereksiz yere umutlanmayı, ama ben bu çocukta çok hoş bir ışık ve enerji gözlemledim.
savaşçı ve vurdumduymazlıktan uzak bir hal ve tavır içinde...
son olarak dile getirilmesi gereken bir husus daha var;
- peki madem bu kadar iyi, bu kadar faydalı, liverpool neden bu adamı satıyor?
* çogüzel bir soru...!!! ancak bunun cevabı bence
jurgen klopp'un oyun sisteminde yatıyor. şöyle ki; tanıdığımız bildiğimiz jurgen klopp'un kendine has bir stili var, bu adamın takımlarında motomot ön libero denecek adamlar çok az görülür. adam istiyor ki kaleci ve geri 4'lü hariç kim varsa hücum beyni olsun.
leiva bu tip bir adam değil. evet ileri oynuyor, evet asist bile yapabiliyor, ancak bunu pozisyonu gereği yapıyor, pas verecek adamı yoksa yapıyor. klopp istiyor ki
ilkay gündoğan gibi paniksiz ayağında top tutsun, savunmada yakınındaki adamlarla birlikte alan daraltma yaparak savunma yapsın, ayağa çok dalmasın.
şimdi kendimizi kandırmaya gerek yok, klopp tipi "takım savunması" tarzı bir işleyiş bizim ligimize 2 gömlek büyük gelir, hücumcu ön libero bizde olmaz.
elano'yu hatırlarsanız ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
bize lazım olan savunmada tek kaldığında da ne yapması gerektiğini bilen acar, gözü pek, savaşçı bir adam... atiba, aurelio, mehmet topal tarzı adamlar bu sebeple çok değerli türkiye'de...
işte işin bu noktasında leiva'nın teoride galatasaray'a ilaç olacağını düşünmek çok da mantıksız bir yaklaşım değil. ben zaten bu transferin
dursun özbek tayfasının bir işi olacağına hiç inanmıyorum, bu transfer muhtemelen
galatasaray scout ekibi ile
riekerink'in ortak analizinin sonucu olur olursa... inşallah da olur...
özetle, sana puanım 9 kanka...