• 26
    galatasaray kulubune hasbelkader uye olmayi basarabilmis diger galatasaraylilarin yirmide biri kadar uyelik ucreti odeyerek kulube uye olurlar. evet yirmide biri. olmaz ya, hadi diyelim oldu, sen kontenjan bulup da kulube uye olmak istersen en az 10 bin lira verirsin, bu beyler-hanimlar 500 lira oderler. bu ucuzculuklari ve kucuk hesaplari her seye de yansir.
  • 132
    --- alıntı ---

    mustafa cengiz: haziran ayında biz olmayabiliriz, öyle gözüküyor çünkü ibra etmeyecekler. fenerbahçe'yi yendik diye üzülenler var içimizde."

    --- alıntı ---

    baktılar idari ibra bir şeye yaramıyor bu sefer mali acıdan ibra etmeyecekler ve kulüp liseli dinozorlara kalacak. zaten terim de bir kaç seneye bırakır. bize de galatasaraylılığı askıya almak kalır.
  • 174
    galatasaray lisesi başlığına yazmıştım ama sanırım doğru başlık burası.

    var oldukça galatasaray ancak bu kadar büyür. türkiye'nin en iyi eğitimi almış, entelektüel insanları olabilirler. fakat galatasaray lisede kuruldu diye bir ömür bu mantıkla yönetilemez. galatasaray liseyi geçeli çok oldu.

    herkese soruyorum. aklınıza yakın tarihte galatasaray liseli kaç tane efsane geliyor? ve ya galatasaray haklarını ölümüne savunan kaç liseli hatırlıyor musunuz? bu takımın efsaneleri, simge isimlerine bakın. terim, metin oktay, hagi, erden timur, haldun üstünel... bu isimlerin hiç biri liseli değildi.

    gündüz kılıç, turgay şeren gibi liseli efsanelerin yerini taner aşkın, turgay kıran gibi tipler aldı. sosyolojik değişim liseyi bile vurdu. artık tüzük değişikliği yapılıp halka açılmalı galatasaray.

    hep zenginlerin fenerbahçeli olmasının bir sebebi de bu aslında. çünkü ortalama 4000 kişi milyonluk camiayı yönetiyor. dışarıya kapatıyor. bugün ali koç, murat ülker, şahenk, acun gibi adamlar fenerbahçe içindeyse bunun sebebi yetki alabilmeleri. ama sen iş insanını, taraftarı gibi etmenleri sadece zor günde hatırlarsan veya iş insanı para versin, taraftar kombine alsın yeter kafasına girersen milleti kendine bilendirirsin.

    erden timur bunun en canlı örneği. adam sponsor olurken herkes seviyordu ne zaman sisteme eklendi adamı bezdirdiler. sonra spordan alakasız iki adayın başkanlık yarışını izliyoruz.

    kusura bakmayın bu yapı ve zihniyet devam ettiği sürece iki ileri iki geri düzeni devam eder. bugün çökeriz yarın başka biri yine başarı getirir, sonra onu küstürürüz. sonra yine aynı kısır döngü. ya bu çember kırılacak yada yine içinde dönüp durulacak.
  • 175
    potansiyelli ve gelecek vaat eden bütün galatasaraylılara kanca atan zihniyettir.

    bir de bu zihniyeti övüp ilerici bir pozisyon aldığını sanan kara cahil zihniyet var. ya kardeşim, memleketin tek ilerici, tek kaliteli eğitim kurumu galatasaray lisesi midir? çıkarın at gözlüklerinizi. bu liseci zihniyeti galatasaray’ı en büyük yapan etken olarak görenlere gülüyorum. galatasaray spor kulübüdür ve “çoğu zaman” başarılarını liseci zihniyete rağmen kazanmıştır.

    açık öğretim mezunu olup da sosyal medyada lisecilik oynayanlar. hakikaten kımıl zararlısı tiplersiniz. liseciliği en ufak sempatisi olana en ufak sempatim yok.
  • 101
    mart'tan bu yana twitter'da ciddi sayıda hesap açtırmış veya satın almış görünen güruh. mart'ta baktığımda bu kadar destekçileri yoktu. şimdi bakıyorum da attıkları twitlerin altında ciddi destek yorumları var.

    sosyal medyada taraftarın desteğini almaları gerektiğini anlamışlar sanırım. tabii bu yorumlardan etkilenip veya kendi özgür iradeleri ile fikir değiştiren renktaşlarımız da vardır. onlara saygı duyuyorum.

    mesela aralarında bir tane mart'ta açılan hesap gördüm. kendilerine naçizane tavsiyem, sosyal medyada lobi edinmek önemlidir ama sizi bir yere kadar götürür.

    dünyada hala evrimin kuralları işlemektedir. ya değişimin önünden çekilir ve onun bir parçası olursunuz ya da devrimin kurbanı.

    edit: şimdi şöyle bir daha baktım da hemen hemen hepsi dursun özbek güzellemesi yapıyor. sanırım dursun özbek şimdi de sosyal medyadan atak yapıyor. ulan hayatım da böyle kör bir inatçılık görmedim.

    ama bir daha, kral olsan bile galatasaray başkanı olamayacaksın. yapmaya çalıştığın algılar, senin galatasaray'ın gelmiş geçmiş en kötü başkanı sıfatını değiştiremeyecek.

    senin arkandaki kafatasçılar da bilsin ki dursun özbek'in başarılı olması demek galatasaray'ın bitmesi demektir. hani çoluğunuz çocuğunuz galatasaray'ın rantını yiyor diye ele geçirmeye çalışıyorsunuz ya. artık ele geçirmeyi hayal edecek kadar bile bir şeyin kalmaması demektir. çünkü parasını yemeye çalıştığınız taraftar size zırnık koklatmaz.
  • 94
    şeref yoksunu bir zihniyettir. karaktersizlik abideleridir. galatasaray sevdikleri bir camia değil, kendilerine ait olduğunu düşündükleri diğer bütün yapılarının figüran olduğuna inandıkları bir kurumdur.

    galatasaray lisesi mezunu olan her insan böyle değildir. bilgili, bilinçli, vizyonlu ve saygı duyulacak bir çok kişi bu lisenin mezunudur.

    ama bu lisenin içinden çıkmış, galatasaray'da söz hakkı sadece lise mezunlarının olmalı bakış açısıyla hareket eden hain şerefsizler artık o kadar kolay at koşturamayacaktır. her yerde tepenize bineceğiz. her yerde susmadan haykıracağız. galatasaray halkındır, lisenin değil.
  • 75
    arkamıza aldığımız rüzgarı tersine çevirebilecek, ele geçirdiğimiz psikolojik üstünlüğü yok edebilecek tek zihniyet kendileridir. dış düşmanların üstesinden gelebildiğimizi 2018-2019 sezonunda da gösterdik. kısmen iç düşmanımız olan bunlara da gereken dersi verdik. lakin gevşemek yok. en ufak başarısızlıkta mantar gibi ortaya çıkacaklardır. büyük galatasaray taraftarı bunlara ve zihniyetlerine aman vermemelidir. galatasarayımızın kanserli hücreleri.
  • 179
    galatasaray camiasında herhangi bir hükmü ya da yaptırım gücü olduğunu sanmadigim zihniyet. camiada galatasaray lisesi mezunlarınin ya da mekteplilerin ağırlığı var mıdır, vardır. ama bunların da büyük çoğunluğu aklı selim insanlardır. bu insanlar galatasaray'in zenginliğidir. galatasaray'a zararları yoktur, faydaları vardır. erden timur'un da bu insanlardan zerre şikayetçi olduğunu sanmıyorum. zira galatasaray'in genel kurul yapısı misal fenerbahçe gibi olsaydı birbirlerini "at yalanı s... inanani", "fetöcülere vatandaşlık veriyor", "paralı köpekler" gibi nadide cümlelerle itham eden tiplerle muhatap olmak zorunda kalırdı ki bu işin sonu da muhtemelen genel kurul üyeliğindrn istifayla sonuçlanırdı.
  • 127
    mustafa cengiz yönetimi fatih terim ve tek adamcı terim taraftarı tarafından gönderilirse, kene gibi yapışıp kulübün kanını emecek, kendi menfaatleri için galatasaray’ın bir çok değerini elaleme peşkeş çekecek zihniyet.
    fatih terim ise bu lisecilerle anlaşabileceğini ya da onlar varken barınabileceğini sanıyorsa çok büyük yanılıyor.
    seneye ffp kalkacağı için şimdiden bıdı bıdı yapmaya başlamış sinsi oluşum.
  • 185
    galatasaray’ın kangrenlerinden sadece biri. başkan sırf liseli olduğu için, isyan etmiyor kimse. nede olsa liseli diye. adnan polat’ı havalı, beylik cümlelerle(galatasaray'dan gönderilmesi doğrudur) itham edenler, ya da rahmetli mustafa cengiz başkan’a saygısızlık boyutunda saldıranlar neredeler.

    ortada bir başarısızlık söz konusu, onun ötesinde çok sevdiğimiz kulübün içerden dolandırılması gibi acayip bir iddaa var ortada, ona rağmen nerde bu üyeler. kulübün maddi kurtuluşundaki en büyük projelerden birini gözleri kapalı bir şekilde bu yönetime emanet edenler neredeler.

    şaşmayan bir gerçektir. bir toplulukta muhalefet ne kadar iyiyse, yönetimde o oranda başarılıdır. son günlerde başarılı muhalif çıkışlar görüyordum camia da ve beni mutlu ediyordu.

    son olarak, ben galatasaray sevgisini lisesinde okuyarak değil, doğuştan, babamdan aldım. galatasaray bir grup liselinin değil, onu babasından emanet gibi görüp seven gerçek galatasaraylılarındır.
  • 99
    son safhada taraftar ve taraftarın değerli gördüğü kişi/kişileri kabullenecek, taraftar ve yine bu kişi/kişilere belirli haklar tanıyacak olan güruh. lakin tüm bu haklar göz boyamadan, arka planda farklı planlar amaçlar gütmekten öteye geçmeyecektir. bu tavırları bana patricileri hatırlatıyor; spuirus cassius, spurius maelius gibi pleblerin hak ve özgürlüklerine dair orta yolcu bir yaklaşımı benimseyen tüm önemli şahsiyetleri "ayrımcılığın son bulması ve birleştirici tavırlarının tiranlık kurmaya yönelik olduğu" yaftası ile idam etmişlerdir. bugün çeşitli mecralarda mustafa cengiz'in, bundan yıllar evvel ünal aysal'ın ve hatta her ne kadar karşıt olsam da adnan polat'ın tiranlık kurmak, galatasaray'ı ele geçirmek gibi amaçları olduğu hiç utanmadan belirtilmekte. aslında bu politika günümüz türkiye'sinde çok yabancılık duyabileceğimiz bir tavır değil, senden olmayan muhakkak senden olanları ele geçirmekle mükelleftir. yalnız liseliler ve liselilerin kirli düzeninde kendilerine bir paye çıkarmaya azmeden, ortada kalmışların unuttuğu bir şey var; patricilerin türlü dayatmalarına ve zulmüne karşı pleblerin bir tribünü var idi. tüm haklar tribünde korunur, tüm cezalar yine tribünde kesilirdi. bugünde, dünden farksız. halkın yarattığını, halktan koparmak namümkün. galatasaray'ın kurulduğu değil galatasaray'ın büyütüldüğü topraklar ehemmiyetlidir. yoksa bir fidan dikmek çok zor değil, bir fidanın yeşertilmesi ve serpilmesi daha mühim bir iştir.
  • 112
    beleşe adanmış hayatlar.
    bu pilavcılara göre sen veya ben galatasaray taraftarı değil, kafalarında kurdukları hayali monarşik düzenin alt sınıf köylüleriyiz. galatasaraylı olmak ancak bu yüce kişilerin sahip olabileceği bir ayrıcalıktır o nedenledir ki beleş pilavı sadece bu soylu kişiler hak etmektedir. kendilerine dair televizyonda söylenen şu anektodu hiç unutmam; bunlardan bir tanesi, muhtemelen şu an 100 yaşında filandır galatasaray adasına gittiğinde oraya para ödememek için cebinde kolasıyla gelir, garsonlara dolaptaki soğuğuyla değiştirmesini söylermiş. doğru mudur bilemem ama hanginiz "böyle bir şey yaşanmamıştır." diyebilirsiniz?
    ha bu arada mevcut 90'lık üyeleri aramızdan ayrılırsa bir şeylerin değişeceğini de hiç zannetmiyorum çünkü küçük bir azınlık hariç neredeyse hepsi elit ve üstün insanlar oldukları hezeyanıyla yetişiyorlar.
  • 45
    "galatasaray küçük olsun benim olsun" cu kafa yapısıdır.
    bu zihniyet için kulübün başarılı olup olmaması umurlarında değildir.
    birincil hedefleri statülerini koruyabilmek adına, 2. sınıf olarak gördükleri normal taraftara (nam-ı diğer müşterilere*), kendilerine bir parça yakın hakların verilmesine engel olarak, sahip oldukları ayrıcalıkları korumak olmuştur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın