3
evimin önünde halı saha var. bazı akşamları balkonda çay keyfi yaparken gözüm takılıyor, maçları izliyorum. uzun geceler sonrası yaptığım tespit şudur ki, bir halı saha maçında lisanslı ürün sayısı ne kadar çoksa, maçın kalitesi o kadar azalıyor. nerde çakma galatasaray, beşiktaş formalı adamlar, nerde maça elinde kim poşetiyle gelen tişörtle ya da çıplak vaziyette maç yapan yiğidolar, orda heyecan. orda kalite.
geçen bi çocuk gördüm, gedikpaşa'dan aldığı barcelona formasının arkasına murat sözkesen yazdırmış. net, serkan kurtuluş'tan iyi topçuydu. peki o forma orijinal olsa ve arkasında messi yazsa böyle bir şey olur muydu? kesinlikle hayır.
twitter'da kanat atkaya yazsa en az 50 retweet görecek entry'min sonuna geldim. silinmesin diye bir de tanım yapayım. lisanslı ürün: kulübünü seven herkesin alması gereken ürün. iyi akşamlar.
10
alinmasi veya alinmamasi bir taraftarlik gostergesi olmayan seydir. ben her sezon gsstore'dan ama 500 ama 800 ama 1000 lira civarinda alisveris yapan biriyim. arkadaslarima, esime, dostuma da hediyeleri genelde buradan secmem bunda rol oynuyor elbette yoksa nerede bizim storeda alinacak o kadar urun. fakat urun yelpazesi kaliteli mi? pek degil. estetik? o da genelde yok. bin tane sorun var. ayrica kimi insanlarin butcesi icin de asiri pahali. dolayisiyla almayani ve hatta sahte urun alani da anlarim. adamin cocugu tutturuyordur galatasaray formasi diye, adam da gidip pazardan 25 liraya alir bir tane forma. ne var bunda? alacak tabii. evladini uzmemeye calisiyor o baba. son derece anlasilir bir sey.
bir de su var yalniz: lisansli urun aliyorum diye kulubun sahibi falan degilim. ben urun aldim, o zaman sunu soyle yapacaksin demek taraftara musteri gibi muamele ceken yonetimin ekmegine yag surmektir. "al parani geriye sus" deme hakkini verir yonetimlere. aziz'in kombineleri iptal etmesi de budur bir yandan. dolayisiyla "ben lisansli urun aldim, sen sabri'yi alamazsin" derken dikkatli olmak lazim. o mantigin sonunda zararli cikan yine biz taraftarlar oluruz.