lincoln lincoln

• 1

  yerini, "harry, harry kewell"a bırakmıştır. o da giderse halimiz nicedir. "liiiinccooollnnn lliinccoolln" diye bağırmak güzeldi,
  sanki stres atıyor gibiydik, harika olurdu sami yen'in atmosferinde. ama sonu kötü bitti.
  
  şimdi, "heerrrrii heerrrrrii kiivvvııııllllllll" da tadından yenmiyor, mest oluyo insan söylerken. umarım bunun sonu kötü bitmez.*
  sevdiğimizden değil seni kewell, yeni tezahuratlarla uğraştırma bizi, bundan yani*
  
  *(u: :()
• 2

  (bkz: yeni açık üst)
• 3

  kimin zihninden ortaya çıktığını oldukça merak ettiğim tezahürattır. hani her tezahürat parıltılar içermek zorunda değil de, bunu 3 yaşında çocuk falan yapar anca "linkooooon linkooooon" diye. işte lincoln'ün gidişi bir sürü hayırlı işe vesile oldu, bu tezahüratın tedavülden kalkması da kendisinin galatasaray için yaptığı en güzel işlerden biridir. vallahi diyorum saldır galatasaray bile bundan daha etkiliydi. yok djemba djemba anasını satayım. harry, harry kewell olayı farklı, orada bir şarkı söz konusu, bir uyarlama söz konusu. linkoln linkoln ne lan ahahahaha, linkoln linkoln. bir pekiştirme sıfatı gibi;
  
  "geçen gün yolda linkoln linkoln gidiyorum, arkadan elemanın biri dedi ki düzgün yürü. sonra daldım."