1
türkiye de icra edilen uygulama. belli planlar programlar dahilinde son kurşununu atan takımları özellikle iteliyorlar. sırasıyla başakşehir, beşiktaş, trabzonspor bu sene de favori fenerbahçe. x taraftar ya da x yönetici umurlarında değil. zaten uefa, fifa, cas falan resmen bizden uzak allaha yakın olsun demişler. hiçbir kurumdan ses yok. buna isyan edip bir şikayette bulunan takım yöneticisi de yok. mağdur olan çıkar tv'ye bağırır, tehditler savurur ertesi gün olduğu gibi devam eder. kapalı kapılar ardında kime ne veriliyor bilinmez.
bu iş siyaset üstü bir iş. yani bu düzeni kurup çevirenler her dinamiğe hakim. devir değişse bile bunların gideceğini düşünmüyorum. çünkü bu ülke futbolunun geçmişi de kirli. bu sporu yapanlar ellerini sisteme sokmuyorlar. genelde teknik direktör ya da program yayıncısı olup şakşakçılık yapıyorlar. inşaatçı, turizmci, doktor gibi unvan sahipleri yapmadıkları sporu yönetmeye çalışıyorlar. tek gaye para, kartvizit. 2 koyunu güdemeyecek adamlara koca koca sermayeli kulüpler veriliyor. ertesi yıl bir bakıyorsun hiç kimse yok etrafta.
bunca plansız programsız işin sonucunda da isteyen istediği gibi at koşturuyor türk futbolunda.
ligi dizayn etmek için en etkili yöntem 2011 şike davalarından sonra akpak kalan hakemleri kullanmak. kimse hakemlere ulaşamıyor, kimse kararlarını sorgulayamıyor, kimse arka odalarda neler konuşuluyor bilmiyor. var sisteminin başındakiyle orta hakemin diyalogları yayınlanmıyor. keyfi kararlar bile alamıyor hakemler. kurulmuş düzeni devam ettirmeye yönelik karar mekanizması oluşturmuşlar. futbol kuralları falan hak getire. 19 takımlı ligin her maçı sonrası hakem hatası mı konuşulur? futbol kural hatası yapılan maçlarda bile mağdur taraf sesini 10 gün sonra çıkarabiliyor. ya da hiç çıkaramıyor. tff kurşunlanıyor hikayeden 1 dakika maç oynanmıyor. milyar tl çeviren bir kurum nasıl ve kim tarafından kurşunlanır? biri sokakta geçen birine saldırsa polis zanlıyı bulmak için mağdura ilk bir düşmanın var mı diye sorar. türk futbolunun düşmanı kim? hangi eller bu işleri bir raya oturtmuş kimse bilmiyor? yıllar yılı uğrunda canımızı bile verdiğimiz takımı desteklemek için maçlara gittik, dekoderler aldık, radyolardan dinledik, aç kaldık, sopa yedik ancak bu düzenin içine çomak sokamadık. ben adilim, düzeni değiştireceğim, adaleti sağlayacağım sözcükleriyle başa gelenler 1 ay sonra girdabın içinde boğuluyor. popülist söylemler, beyhude hayaller aleminde kayboluyor.
biz tarafız. kendi takımımız açısından bakarız. bizim paçamıza asılırlarken ses çıkarsak bile rakibin propagandası daha güçlü olunca medyada veya gerekli mercilerde yeterli geri dönüşü alamıyorsun. bu geri dönüşleri alacak adamlar da zaten turizmci, inşaatçı olunca kendi ticari çıkarları gereği yeteri kadar kafa kaldıramıyor.
sözün özü ekinler baş vermeden kör buzağı topallamazmış.
bu iş siyaset üstü bir iş. yani bu düzeni kurup çevirenler her dinamiğe hakim. devir değişse bile bunların gideceğini düşünmüyorum. çünkü bu ülke futbolunun geçmişi de kirli. bu sporu yapanlar ellerini sisteme sokmuyorlar. genelde teknik direktör ya da program yayıncısı olup şakşakçılık yapıyorlar. inşaatçı, turizmci, doktor gibi unvan sahipleri yapmadıkları sporu yönetmeye çalışıyorlar. tek gaye para, kartvizit. 2 koyunu güdemeyecek adamlara koca koca sermayeli kulüpler veriliyor. ertesi yıl bir bakıyorsun hiç kimse yok etrafta.
bunca plansız programsız işin sonucunda da isteyen istediği gibi at koşturuyor türk futbolunda.
ligi dizayn etmek için en etkili yöntem 2011 şike davalarından sonra akpak kalan hakemleri kullanmak. kimse hakemlere ulaşamıyor, kimse kararlarını sorgulayamıyor, kimse arka odalarda neler konuşuluyor bilmiyor. var sisteminin başındakiyle orta hakemin diyalogları yayınlanmıyor. keyfi kararlar bile alamıyor hakemler. kurulmuş düzeni devam ettirmeye yönelik karar mekanizması oluşturmuşlar. futbol kuralları falan hak getire. 19 takımlı ligin her maçı sonrası hakem hatası mı konuşulur? futbol kural hatası yapılan maçlarda bile mağdur taraf sesini 10 gün sonra çıkarabiliyor. ya da hiç çıkaramıyor. tff kurşunlanıyor hikayeden 1 dakika maç oynanmıyor. milyar tl çeviren bir kurum nasıl ve kim tarafından kurşunlanır? biri sokakta geçen birine saldırsa polis zanlıyı bulmak için mağdura ilk bir düşmanın var mı diye sorar. türk futbolunun düşmanı kim? hangi eller bu işleri bir raya oturtmuş kimse bilmiyor? yıllar yılı uğrunda canımızı bile verdiğimiz takımı desteklemek için maçlara gittik, dekoderler aldık, radyolardan dinledik, aç kaldık, sopa yedik ancak bu düzenin içine çomak sokamadık. ben adilim, düzeni değiştireceğim, adaleti sağlayacağım sözcükleriyle başa gelenler 1 ay sonra girdabın içinde boğuluyor. popülist söylemler, beyhude hayaller aleminde kayboluyor.
biz tarafız. kendi takımımız açısından bakarız. bizim paçamıza asılırlarken ses çıkarsak bile rakibin propagandası daha güçlü olunca medyada veya gerekli mercilerde yeterli geri dönüşü alamıyorsun. bu geri dönüşleri alacak adamlar da zaten turizmci, inşaatçı olunca kendi ticari çıkarları gereği yeteri kadar kafa kaldıramıyor.
sözün özü ekinler baş vermeden kör buzağı topallamazmış.