08.12.2011 tarihli fotomaç gazetesindeki yazısı.
---
alıntı ---
cesur ile korkağın farkı
korkunun ecele faydası yoktur.
cesurlar bir gün, korkaklar ise her gün ölürmüş. fatih terim'in galatasaray'ı baros-
elmander ikilisiyle çift santrforla sahaya sürmesi, genç emre çolak'a güvenmesi "biz derbiyi kazanmak istiyoruz" güveni ve cesaretindeydi. tt arena'ya lider gelen fenerbahçe'nin hocası aykut kocaman'ın "bir puan bana yeter" felsefesiyle orta sahayı kalabalık tutması ve oyunu kendi alanında kabul edip "duran toptan bir gol bulur üstüne yatarım" düşüncesi tutmadı.
ilk 18 dakikada volkan kalesinde devleşmeseydi ve baros gol vuruşlarında beceriksiz olmasaydı galatasaray derbiyi çok daha ağır bir skorla kazanırdı.
yiğidi öldür ama hakkını yeme; türkiye'nin tartışmasız en iyi kalecisi volkan, galatasaray'ın kabusu andıran 18 dakikalık baskısında tam 5 net gol pozisyonunu engelledi.
hoşgeldin yeni emre
639 gün sonra liderlik koltuğuna oturan ve takım halinde sahanın her yerine basan, koşan pres yapan bu muhteşem galatasaray'ı camia ve taraftarlar uzun süredir özlemişti.
zaferin kapısını açan eboue'nin attığı gol öncesi, rakiplerinden sıyrılışı ve vuruşu çok klastı. kazım, vuruş öncesi neler yapması gerektiği konusunda eboue'den ders almalı.
elmander gibi karakterli bir oyuncunun galatasaray'a yaptığı katkıyı alkışlamak gerekir.
elmander maç boyu arzuluydu, pres yaptı, adam kovaladı ve inanılmaz özverili oynadı. melo üst düzey oyununu galatasaray'ı rahatlatan golüyle süsledi.
inandığı gençlere her zaman formayı gözünü kırpmadan veren terim hem galatasaray'a hem de türk futboluna yeni bir sol ayaklı emre kazandırdı.
galatasaraylı futbolcular derbiye de haklı bir galibiyet aldı.
---
alıntı ---