• 1
    az evvel bir ankette gördüm efsane statüsüne erişilenler oylanıyordu. melo, sneijder, muslera 3'üne de hayır dedim. o yüzdeleri aşağı çeken benim. bununla da gurur duyuyorum. bahsedilen oyuncular evet kıymetli ve taraftarlar arasında popüler isimler bende inanılmaz sevdim hepsini galatasaray forması altında. ama efsane olmak bir kulüpte bambaşka bir boyut. bu arkadaşlara katkısından dolayı teşekkür edebiliriz. ancak bu doğrultuda fatih terim gibi, metin oktay gibi, baba gündüz gibi, hagi gibi, kulübün ve türk futbol tarihinin akışını değiştiren adamlara saygısızlık etmiş oluruz. mertebeleri iyi ayarlamak gerek. efsane dediğin adam genel kurmay başkanıysa bu bahsedilen arkadaşlar belki orgenaral olurlar ama en tepeye çıkmak için kırk fırın ekmek yemeleri lazım gelir. sezarın hakkı sezara.
  • 2
    melo, sneijder ve muslera için baktığım zaman üçünü de efsane olarak kabul edebileceğimi gördüm. sebebi de ‘türk olmayan takımları yenmek’ mottosuyla kurulan takımı avrupa kupalarında iyi yerlere taşımaları. ama, ‘bu bakış açısıyla selçuk inan ve burak yılmaz da efsane oluyor’ diyenlere de saygı duyarım. her ne kadar burak yılmaz grup aşamalarında en çok gol atan türk temsilci olsa da rakiplerimizde de forma giydiği için efsane diyesim gelmiyor mesela.
    burada saydığım futbolcular arasında birinin yeri diğerlerinden çok ayrı:fernando muslera. kendisi getirdiği başarıların yanısıra, ki ligin de avrupa kupalarının da bizim açımızdan kaderini değiştirmiştir, oynadığı süre ve maç sayısına bakılacak olursa net bir galatasaray efsanesidir. adam kaç yüz maç oynamış, kaçında alınan kupalara büyük etki etmiş tartışmaya gerek yok. ayrıca onu buraya getiren yeteneği de, onu burada tutan karakteri de tam olarak galatasaray efsanesinin karşılığıdır bana göre.
  • 3
    kolay olmaması gerekir. zaten bir jenerasyonun isteğiyle olacak durum değil bu. metin oktay jenerasyonu adamın efsane olmasını istemese bile bunun önüne geçemezlerdi. kulüpte efsane olmak için belli bir zamanın geçmesi lazım. öyle hadi bu futbolcuyu oylayalım da efsane olsunla olmaz. elli sene sonra felipe melo'yu 20'li yaşlardaki çocuklar hatırlayıp formasını almaya devam ederlerse efsane olmuş demektir. tabi kulübe bıraktıkları da önemli oyuncunun. kazanılmamış kupa kazanmak, başka kulübe transfer olmadan galatasaray'da futbolu bırakmak gibi önemli sebepler olmalı. bence sabri sarıoğlu, felipe melo'dan daha efsanedir galatasaray'da. evet seviyoruz, mücadele eden adamlardı ama kısa sürdü. taffarel uefa kupasını kazanmasaydı mondragon'dan farklı anarmıydık acaba. mondragon'un göz yaşlarıyla şampiyonluğu beklediği anları unutamıyorum mesela. hatırlanır tabi iz bırakmış oyuncular ama efsane olmak farklı.
  • 4
    çok ileri bir seviyedir, şu an takımdaki hiçbir futbolcunun haketmeyeceği kadar ileri bir seviye olmalıdır. kulübün efsanelerinin kim olduğunu düşünürken aklınıza gelen tartışmasız isimleri biraz düşünürseniz anlarsınız.

    örneğin uefa kadrosundaki herkese gözü kapalı efsane diyemezsiniz. bir düşünürsünüz. hakan ünsal efsane midir diye sorunca bi düşünürsünüz. hagi için düşünmezsiniz mesela.

    efsane olmak sadece türk olmayan takımları yenmek mottosunda biraz daha ilerlemiş olmakla olmaz. bir özelliğinizin olması gerekir ekstradan. galatasaray'ın bir his takımı olmasını ilgilendirecek bir özelliğiniz olması gerekir. örneğin uefa finalinde çıkık kolla defanstan top geçirmemeniz gerekir. athletic bilbao maçında son dakikada allah'a sığınıp kalecinin kapattığı köşeden topu içeri sokmak gerekir. para için değil, arma için oynadığınız futbol hayatınızın sonuna kadar net olmalı yani günün sonunda.

    karakteriniz olmalı, bir metin oktay olamazsınız isteseniz de, ama bir karakteriniz olmalı.

    son dönemlerde bu efsane deyimini her sevdiğimiz futbolcuya yakıştırdığımız için sıkıntı yaşıyoruz zaten. arda'yı böyle kaybettik, en başta aslan gibi galatasaraylı adamı efsane ilan edip bi taraflarını kaldırdık. o da yer arıyomuş da neyse.

    mesela 5 sene önce sorsam burdakilerin en az %70'i falan selçuk efsane derdi. nicklerinize bakın anlarsınız. bugün öyle diyemiyoruz.

    turgay şeren gibi berlin panteri olmadan, taffarel gibi tanrının eliyle top çıkarmadan, metin oktay gibi taçsız kral olmadan efsane ilan etmeyelim lütfen kimseyi.

    edit: sesley wneijder uyardı, madrid değil o bilbao, yandı kafalar.
  • 5
    bir de kulüpte kestane olmak kalıbı vardır. üzgünüm ama kestane olanlarının sayısı daha fazladır. böyle de olması gerekiyor zaten. gerçek hayatta da kestane insanların sayısı, efsanelerden daha fazladır. arkadaşlarınızı, bir zamanlar kıymetlilerinizi, sizin için efsane dediklerinizi getirin gözünüzün önüne... sonuç?? poşet poşet dolu kestane ziyanı.
    edit: entry tanju okan dinlerken yazılmıştır.
  • 6
    bu mesele tamamen bakış açısına göre değişir, subjektiftir, ayrıca nicelik aralığına göre de değişir.

    mesela football manager bunu üç açıdan değerlendiriyor. 1. derece kulübün efsaneleri, 2. derece kulübün simgeleri, 3. derece ise kulübün sevilen isimleri.

    eğer efsaneleri nicelik olarak daraltırsanız oraya ancak 3-5 isim alırsınız. ama genişletirseniz oraya 20-25 isim bile koyabilirsiniz. bu kulüp tarihinin başarı çıtasıyla da ilgili, oyuncu-taraftar arasındaki bağla da ilgili, oyuncunun istatistiğiyle de ilgili. tüm bu faktörler bir adamın ne kadar efsane olduğunu belirler. yine de bu kıstaslara rağmen mesele subjektiflikten kurtulamaz.

    eğer son 10 yılda bu kulüpte efsanelik mertebesine ulaşan bir oyuncu olmadı diyorsanız size saygı göstermek mecburiyetindeyim. ama efsane çıktı diyorsanız; bu isimler melo, muslera ve sneijder olmalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın