• 26
    ya küfür et ya terket mantığındaki bir önerme tabi ki kabul edilemez. buraya çok açık örnekler vermek isterdim ama okurken sizinde yüzünüz kızanır yazarken benimde. en basitinden yar..ımı ye fener sözlerini söylerken bir fenerli çıkıpta hadi çıkar da yiyim dese o küfürü eden kadın taraftarımızın yüzünün alacağı hali çok merak ederim. hadi erkeğin böyle bir şansı var da ediyor ya kadına demeli? olmayan bir uzvunu nasıl yedirir bir rakip takıma. ufak tefek küfürler edilir. bende ederim. ama bunlar babmın yanında bile edeceğim küfürlerdir. ama ana avrat soy sop bütün sülalenin kulaklarının çınlatıldığı, uzuvların yedirildiği, anaların kötü yola düşürüldüğü küfürleri sevmiyorum.erkeği geçtim bir kadına yakıştıramıyorum. tribünleri güzelleştiren ve düzeltecek olan bizler iken ortama uyum sağlamayı da kabul etmiyorum. ben maç seyretmeyi seviyorum. asy'de daha çok seviyorum. bana kimse hiçkimse evde seyret o zaman diyemez.

    (bkz: haddini aşan cümleler kurmak)
  • 27
    az önce fark ettim ki tamamen yanlış anlaşılıyormuş. küfür eden hiç kimse o söylediği şeyi yapmak niyetinde olduğu için küfretmez, burada kelimeler yüzde yüz kendi anlamıyla kullanılmaz, mesela hiç sanmıyorum ki fatih terim osman tanburacı'nın bilmem kaç yaşındaki annesine küfrederken o ettiği küfrü gerçekleştirmeyi amaçlamış olsun. aynı şekilde o meşhur fenere operada da istenen şey fenerin gelip bir şeyler yemesi değildir. kimse de yedirmez zaten.*
  • 31
    --- alıntı ---

    alayınızı...

    küfürü, maçlara yeni gelenler pek sevmiyorlar. özellikle çocuk ve kadınların maçlarda küfürlerden çok rahatsız oldukları yazılıyor, çiziliyor. sanki hayatımızın içinde yokmuş gibi, ya da sanki biz hiç küfretmeyen bir milletmişiz gibi... düşündük taşındık, bu küfür mezvuuna kesin ve özellikle basınımızın pek seveceği “bilimsel” (yani bayağı pozitivist) bir yaklaşım getirelim dedik... bir profesör doktor arkadaşımıza “yahu, şu küfür denen şey nedir, bilimsel bir izahı var mıdır?” diye sorduk... önce düşündü, sonra “ ben bu konuda şizofrengi dergisi’ne bilimsel bir makale yazmıştım. hatta o makaleyi geçen yıl new york’ta uluslararası epidemik ensefalit kongresi’nde de bildiri olarak sunmuştum. o kadar çok beğenildi ki scientific ındex’te de yer aldı ; bugüne kadar 800 tane alıntı yapmışlar, geçen baktığımda gördüm” deyince, “aman bize gönderiver” dedik. rica ederiz, okuyunuz!

    tanımı: küfür, hava yolu ile insana bulaşan kronik bir ensefalittir. etken olan virüs, insan salyasıyla çıkar ve diğer insanlara otistik yoldan bulaşır. etken virüse karşı bedenin birçok savunma mekanizması vardır, ki bunların hiperaktivasyonu insan canlısının otistik olmasına yol açar. küfür çok eskiden beri tanınan bir hastalık olmasına rağmen, ancak günümüzde bu satırların - sizin satırlarınızın - yazarı - sizin yazarınız - tarafından insan beynine ensefalit etkeni olduğu ispat edilmiştir. yani ben buldum.

    tarihçe: tarihde ilk küfür, meşhur elma mevzusundan dünyaya intikal hadisesinde adem tarafından havva’ya hitaben “göte geldik” özdeyişi ile başlamıştır. yaratıklarımızda baş gösteren ve ilk toplumsal başkaldırı denemesi olan bu ifade muhteremlerin birer maymuna dönüştürülmesiyle sonuçlanmış ve insanlığın evrim süreci başlamıştır (din-darwin sentezi). günler ayları, aylar mevsimleri. mevsimler... ya işte bir sürü yıl geçer. artık olacak canlının beyni küfür ile tanışmıştır. kromozomlarına da bulaşır bu pislik. araya cümle girdi. bir sürü yıl daha geçer ve maymunlar tekamül etmeye başlar. maymunlar arası inanılmaz bir fuhuş süreci başlamıştır. maymunluk homo sapiense doğru bilinçsiz ve fakat kararlı adımlarla ilerler. pepsi içen ve el becerilerini geliştiren maymunlar homo kısmında evrimlerini tamamlar ve ibne hakemlerin nüvesini oluştururlar. böyle böyle giderken akif’in “medeniyet dediğin tek dişi...” dizeleri ile maymunluk biter ve insanlık başlar.

    sosyolojik birimler kurulur. insanlar “biz bi bok yiyemedik bari çocuklarımız” düşüncesiyle ve uygarlaşmak amacıyla eşşek gibi çalışırlar. bir kısmı evrimlerini orada tamamlayarak eşşek olarak kalırlar, günümüze kadar gelirler. eşşek zikmek o günlerden kalma “çalışanı çükelim” mantığının bir ürünüdür (türk-darwin sentezi). şimdiki tüketim ekonomisine varışta küfürbazlık önemli bir yer işgal eder. tarihde binlerce epidemik küfür ensefalitinin tetiklediği ayaklanmalar olmuştur.

    maymunluktan kurtulup eşşek olmadan neslini sürdürebilenler memnuniyetsizliklerini küfürlerle dile getirmişlerdir. padişah onları eziyorsa “sokayım böyle krala” diyenlerin örgütlenmesiyle bazı kazanımlar elde edilmiştir. ne sandınız, yoksa o zamanlar onların yerine düşünen ve karar veren “gerçeklerin er meydanı “mı itici güç idi? başlangıçta kronik beyin hasarına yol açan bir hastalık olarak ortaya çıkan küfür, evrim sürecinde hemen her insanın beyninde olumlu bir merkez olarak haklı bir yer işgal etmiştir.

    dedemin dedesinin zamanında garibanların düzene karşı en belirgin ortak paydası küfür idi. e tabi “medya” yok, “ kısa bir reklam arasından sonra şok dosyalar” yok, “ bizi izlemenizde yarar var efendim” yok, peki ne var? “ananın ve avradının ilgili yeri “ var, var da var. günümüzde insan canlısının sahip olduğu ender değerlerden biri beyindeki küfür merkezidir. ne yazık ki, babalar da evrim esnasında boş durmamışlar ve bu merkezi keşfetmişlerdir. önceleri küfür merkezi beyinden dile serbest salınım şeklinde ulaşırken, babaların uygulamaya soktuğu ağır baskılar karşısında organizma müdafaya çekilmiş ve döt sıkışmadıkça bu merkezden faaliyet sınırlanmıştır. günler ayları,... ondan sonra beyindeki bu küfür merkezi artık kontrollü çalışmaya başlamıştır. evrimde önemli bir yer alan bu gelişmede “kibar virüs” adlı bir mikroorganizmanın etken olduğunu toriçelli bey iddia etmiş ve zamanın mualif kanadı tarafından zikinden tavana asılmıştır.

    ancak ağırlığı taşıyamayan çük kopmuştur. tarihte ilk kez, penisin zannedildiği gibi esnek esnek bir organ olmadığı bu incelemeyle ispat edilmiştir (toriçelli deneyi). artık insan canlıları birbirlerinden hoşlanmasalar bile, kibar konuşmayı öğrenmişlerdir. bu tekamülün tarihdeki ilk örneği brütüs olayıdır. beyindeki küfür merkezi evrim sürecinde baskılanmasaydı da serbest salınım içinde olsaydı, sezar’ın olası son cümlesini ders kitaplarına koyacak müsteşarda döt isterim ben. günler, aylar, mevsimler geçince bu merkez üstündeki baskılar sanatın inkişafına yol açmıştır. insan canlısı hakaretlere bile uğrasa “tahir efendi bana kelp demiş, iltifatı bu sözde zahirdir”vari şiirlerle savunma yapmışlar, “itikatımca kelp tahirdir” gibi gibi komik saldırılarda da bulunmaya başlamışlardır. halbuki önceleri benzer durumlarda “tahir ananı zikim” gibi son derece yalın bir anlatıma sahip olan insan canlısı artık ağır baskıların etkisi ile değerli küfür merkezini rötuşlamalara tabi tutmaya başlamıştır. günler, ayları, gel zaman, git zaman, shapiro isimli bir tıp doktoru gilles de la tourret sendromu diye bir hastalık üzerine araştırmalar yapmaya başlamış. shapiro hastalarını incelerken (tam 250 olgu) bir bakmış çocuklar küfür ediyorlar. tabi shapiro kibar adam. terbiyesizler deyip geçiyor. ilacını veriyor. oturuyor bu çocukları yayınlıyor. şimdi bu çocuklar niye küfür ediyorlarda şiir okumuyorlar veya şarkı söylemiyorlar? demek ki, beyinde küfürler ayrı bir yerde kayıt ediliyor. hangi merkez?

    sizler artık biliyorsunuz. anladınız. bak hepsi doğru. yalancıya hamamcı azmi masaj yapsın. işte tarihçe kısmı böyle. toparlayalım. evrimi öğrendik. küfür virüsünün organizmaya girip yerleştiğini ve evrimle beyinde böyle bir merkez husule geldiğini ve sonradan bazı kötü adamlar tarafından bu merkezin köreltildiğini öğrendik. bu merkezin tıpta ender görülen bir hastalıkta inhibisyondan kurtulup aktive olduğu hususunu pekiştirdik. etken virüsün bir şekilde organizmaya girip beyindeki bazı kimyasal maddeleri bloke ederek canlıda dayanılmaz bir küfür etme isteğinin oluştuğunu anladık.

    patogenez: virüsün vicuda asıl giriş yolu deridir. kulak,gözbebeği, hava yolu hikaye. küçük kan damarlarının endotel hücrelerinin sitoplazmasına yerleşir. burada çoğalıp zaman içinde damarda çatlaklara neden olur. (ar damarı çatlaması)

    etyoloji: virüsün özel bir adı yoktur. kendi adımı verecem ama dötüm yemiyo. klinik belirtiler: virüs vicuda girdikten sonra kuluçka dönemi girdiği insan canlısına göre değişiyor. kuluçka dönemi denir ona. tavuk sensin. ilk belirtiler ürperme, halsizlik, baş ağrısı, bacak ve sırtta ağrılar ve iştahsızlık. 2-3 gün içinde ateş yükselir. 4. günden sonra ateş 40 dereceye kadar çıkar ve canlı iyileşinceye veya ölünceye kadar kalır (ateşli taraftar deyimi buradan geliyor sanırım). bu dönem en kritik dönemdir. virüs ya beyinde inhibisyon görevini layıkıyla yapar ve canlı “mına koyim” diyerek olaylara tepki vermeye başlar, ya da “tırsma” antikorları virüsün .mına kor. bu antikor çok yoğunlaşırsa virüsler ile beraber beynin de invagine olmasına yol açtığından demansiyel bir tablo ile karşı karşıya kalırız. bu iki ihtimalden daha sık görülen durum şöyledir: ”tırsma” antikoru ile virüs arasında amansız bir savaş başlar ve yıllarca sürer. zaman zaman biri diğerine üstünlük sağlar. sükunet halinde antikor, tepki hallerinde ise virüs galip gelmiştir. son bir tekrar, birlikte söyleyelim. canlının tepki vermesi küfür ile başlar. yeni bir şey öğrenen, şaşıran, üzülen, sevinen insan canlısının ilk tepkisi küfürdür. ancak bu olumlu insani tepki derhal ekstrapiramidal sistemin baskılanmasıyla cılızlaşır.

    labaratuvar tanısı: şüpheli canlıdan alınan kan örneği peritonuna şırınga edilerek çayıra salınan eşşeğin davranışlarının izlenmesiyle anlaşılır. yahut yüksek performanslı likit kromatografi yöntemi ile aynı deneğin mahrem yerine bu likit kaçırılır ve inceleme tamamlanır.

    epidemiyoloji: epidemik küfür dünyanın her tarafında, bilhassa sıcak iklimlerde görülür. harp. zelzele, kıtlık yıllarında salgın halini alır.

    tedavi: ben bu hastalığı pek sevdiğimden bu bahsi öğretmeden geçiyorum.

    korunma: sanıldığı kadar korkunç bir fenomen değildir. korunmaya gerek yoktur. bir başkaldırı öğesidir. insan beyninde sadece küfürlerin depolandığı özel bir merkez olduğunu düşünürseniz, bireysel ve toplumsal mutluluğun ilk adımı olan bu melekeye daha sıcak ve yumuşak bakabilir, hatta benimseyebilirsiniz. küfür etmenin günümüzde ağır bir suç ve cezasının da hatırı sayılır olduğunu unutmayınız. sistem, egonun manevi hasarına karşı bu kadar hassas olamaz. bunun başka bir nedeni olmalı!

    alayınızı zikim... (viral etki)

    saygılarımla... (tırstım)

    --- alıntı ---

    *

    ayrıca;
    (bkz: küfürün keyifli tarihi)
  • 32
    her zaman karşıyım. yanlışlıkla ağızdan kaçanı veya tam yerine gelip manzara koyanı hoş oluyor gerçi. yalnız en hakkedileninin olimpiyat için söylenen;
    ben sami yen çocuğuyum
    dağbaşını neyleyim
    buraya stad yapanın
    anasını .......
    olduğunu düşünmüşümdür.

    -ibb maçı yaklaşıyor ve hava kötü ya birden aklıma geldi sözlük. gene düşücez yollara, umarım hava iyi olur. 2008 şampiyonluğumuzda da böyle son haftalarda gitmiştik oradaki ibb maçına. ne umutlu ve ne mutluyduk be sözlük. of ulen offf..
  • 41
    orta okulda türkçe öğretmenim bir şey anlatmıştı...

    7 dil bilen bir adam varmış.

    "en sevdiğin dil hangisi?" diye sormuşlar. adam "türkçe." cevabını vermiş.
    "niye?" diye sormuşlar. adam "en rahat türkçe ana avrat küfredebiliyorum." cevabını vermiş.

    --------

    bazen öyle durumlar oluyor ki, 2 kelimelik küfürle anlatılabilecek şeyi 10 sayfa yazı yazsanız anlatamıyorsunuz. ama sürekli, gereksiz şekilde kullanılıp her yerde karşısına çıkınca insanın, hiç hoş olmuyor.
  • 43
    milan baros'tan sonra oktay mahmuti'nin de ceza almasina sebep olmus eylemdir. sike yapmayiz, saibeye bulasmayiz. sinirlenince atarlanip yapistiriyoruz kufuru. arkadan da sallamiyoruz hani, yuzune soyluyoruz en kallavisinden! kufuru desteklemiyorum yine de ama bu kadar kufurlu bir hayat yasanirken, sahalarda nezaketten kirilmayi da anlamiyorum. hic yoksa diger ulkelerdeki kadar bir kufur ozgurlugu olmali. fuck off diyen adama kirmizi kart cikmamali mesela! cunku fuck off birebir "siktir git" kelimesini de karsilamiyor anlam olarak. neyse kelimenin terminolojisine girmiycem tabi ki ama tarlalar surulurken, insaatta isciler cirit atarken, bunun musebbipleri dava sehidi muamelesi gorurken, babaannemin ettigi kufurlerin benzerleri yuzunden 3 maclik cezalar yagdirilmasi fazla geliyor acikcasi.
  • 46
    taraftarlar küfür ederse stat kapatma cezası. hakeme kötü söz kırmızı kart.

    teknik direktör oyuncusuna küfür ederse 'profesyonel sporda olur böyle şeyler'.

    tabi ki küfür sporumuzda olan bir şey. ancak hep böyle mi kalmalı?

    bir başka mesele de edilen küfürün şiddeti ve başkalarının önünde olması.

    özellikle her saniye kameralar tarafından görüntülenen teknik direktörlerin daha dikkatli olması gerekiyor.
  • 48
    herkesin ağzına yakışmaz bu küfür, misal çok eskilerden bir kız arkadaşım vardı ve iclal aydın ses tonu ile ana, avrat düz giderdi ancak hiç rahatsız olmadığım gibi bilakis hoşuma bile giderdi.
    benim de ağzım bozuk sayılır, asabiyetin tavan yaptığı anlarda en kallavi küfürleri ederim, hiç acımam. ancak bulunduğun konuma göre otokontrol mekanizmanı geliştireceksin ki milletin ağzına sakız olmayasın, antipatik hale gelmeyesin.
  • 49
    sporun ve hayatımızın hemen her anında olan kelimeler grubu.

    ayrıca; (gbkz: sözlük yazalarının fatih terim'e saldırma çabaları vol.doguzbindoguzyüzdogsandoguz)

    bende maçtan bir gün sonra bir suru haber gordum ancak sonra herkesin sesi kesildi. yandas basın falan filan diyoruz ama... bu kufur olayını uzatan galatasaray sozlukten baska bir yerde yok kanımca.

    nedir bu kendi kendimizi bıçaklama çabası anlam veremiyorum. olay olmuş bitmiş, büyük ihtimalle oyuncu ve hoca konuşup tatlıya bağlamışlardır. neyin sıkıntısı bu sizdeki ? ne geçiyor elinize surekli gundeme tasıyınca ? hemen hocaya ceza verelim. verelim bakalım hocaya ceza daha duruyor mu bu takımın başında. kimi getireceksiniz hoca gidince ? ne değişecek o adam kufur etmeyecek mi ? her maç antrenörler onlarca kufur ediyor, oyuncular onlarca kufur ediyor şansa bir kere kameralara takıldı. o adam napsın ? neyin kafasındasınız ?

    http://gss.gs/AAz

    not: küfürün tanımı çok uyduruk oldu :( idare edin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın