bugün saat 11:00'de fenerbahçe stadında düzenlenecek törenin ardından memleketi kocaeli'nde ikindi namazına müteakip defnedilecek olan kişi. iki gündür video görüntüleri, sosyal medya geçmişi falan ortaya çıkarılıyor. o yaşlarda birçoğumuz taraftarlık adına ne yapıyorsa onları yapan, pırıl pırıl bir çocukmuş. ve ne hüzünlü bir tesadüf ki rahmetli alpaslan dikmen'in de akrabasıymış...
"dedem babam lefter'i anlatmış, babam bana rıdvan'ı anlattı, ben de çocuklarıma alex'i anlatıcam" şeklinde bir paylaşımı dolaşıyor sosyal medyada. alex de souza'nın kendisi için yazdığı başsağlığı mesajı ile yanyana gelince hüzünlenmemek, durup bir düşünmemek elde değil...
fenerbahçe tribününün derbi maçı bırakıp çıkması, takımın maçın ardından hastahaneye gitmesi ve kulübün stadyumda cenaze töreni düzenlemesi ise gerçekten güzel hareketler. umarım diğer takımlardan da renk verilerek güzel bir katılım sağlanır ve layık olduğu şekilde onore edilerek son yolculuğuna uğurlanır...
tabi ne yazık ki üzerinden döndürülen manipülasyonlar ve nefret sıçma savaşları var...
2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçını evden takip ettiğim için sosyal medyayı da takip ediyordum. maçın ya hemen öncesinde ya da hemen başında ismini ve isminden bağımsız olarak "tribünde fenalaşan bir fenerbahçe'li hayatını kaybetti" temalı birkaç tweet görmüştüm. ancak bu tweetlerin dolaştığı hesaplar aşırı takipçisi olmayan ve bir kısmı tribünün içinden olan fenerbahçe'li hesaplardı. henüz maç 0-0 iken "emniyet çıkmamıza izin vermedi, otobüsler gelince hepberaber çıkacağız" diyen bir tweet daha vardı dolaşan. bu sırada ne ana akım sosyal medyada, ne "trend topic" listesinde ne de maç yayınında kendisi ile ilgili bir haber yoktu...
üyesi olduğu
ünifeb yanılmıyorsam devre arasında atılan tweet ile duyurdu kimliğini ve hayatını kaybettiğini. ya o koşuşturmada fırsat bulamadılar, ya da ailesinin haber almasını beklediler. türkiye ise ikinci yarının başında bein sports yayınında anons edilince haber aldı. devre arasında otobüsler gelip gerekli düzen de alınınca birkaç münferit hariç fenerbahçe deplasman tribünü dışarı çıktı.
ancak stadda herhangi bir anons yapılmadı. hatta içerde olan pek çok taraftardan ve "hesap"tan boş tribünün görüntüsünün yer aldığı "nereye?" konulu paylaşımlar yapıldı. o paylaşımlara "dışarda" olan taraftarlardan gelen tepkilerle paylaşımı yapanlar haberdar oldu. muhtemelen hem bu etkileşimler hem de haberin yayılmasıyla muhtemelen tüm stad olmasa da önemli bir kesim konuyu öğrenmiştir.
bütün bu zaman dilimde bizim taraftarın "kutlama" yapabildiği maçın 2-0 olduğu 50. dakika ile penaltının geldiği 65. dakika arasındaki çeyrek saatlik bölüm var. zaten 2-0'a kadar tribün katı bir şekilde top fener'deyken ıslıklama olayını yapıyordu. o 50-65 arasındaki bölüm de zaten eleştirilen oley çekme faslı vardı.
normal zamanlarda bile 3-4 tezahürata sıkışmış kısır bir tribün "setlist"imiz var. kaldı ki fenerbahçe maçı gibi şehir dışından pek çok taraftarın geldiği, yüzlerce devir işleminin yapıldığı bir tribünde iş daha da zor hale geliyor.
seni sevmeyen ölsün tezahüratının tarihçesini anlatmaya gerek yok ancak hem eski olması hem de taraftar albümlerinde olması sebebiyle "münferit" taraftarın da bildiği birkaç tezahürattan biri olduğu için sık sık söylenir. hele ki böyle kaotik katılım olan derbilerde kısıtlı seçeneklerden biridir.
iddia edildiği gibi bilerek istenerek söylendiyse(!) maçın son yarım saatindeki tezahüratlara bakmak lazım. maçın ilk yarısında staddaki kimsenin olaydan haberdar değildi. ikinci yarıda ise eğer mümkün olduysa 50-60'lı dakikalar arası haberin kitlelere yayılmıştır ki o bile net değil. ilaveten "müdavim" tribünün geldiği tabela maçlarında bile 3-4 tezahüratı geçemeyen bir galatasaray futbol tribününün 30 senelik tezahüratına normalde 25-30 bestelik repertuarı varmış da özellikle seçilmiş gibi algı yaratmak da akıldışı.
tıpkı geçen sene "ayağa kalk" koreografisinden yaratılan fetö hikayesi gibi mesnetsiz, dayanaksız, yaygara koparanların tamamının konu hakkında fikrinin bile olmadığı bir olay yaşanıyor malesef. bu saçmalıklar malesef her alanda hayatımızın parçası olsa da böyle hüzünlü bir olayın üzerinden kurgulanması gerçekten mide bulandırıcı...
ruhun şad olsun kardeşim. allah ailene ve sevenlerine sabır versin...