• 7
    bu yazı baştan sona bir komplo teorisidir. bilgi ve belgelere değil tahminlere dayanmaktadır.

    efendim 6 ay öncesine kadar işim gereği komplo teorileri üretiyordum. öyle gizemli bir hava oluşturmak istemem ancak komplo teorileri ve çözüm önerileri ürettiğim bir işle meşguldüm. mesleki reflekslerle camiamızın bugün yaşadığı krizle ilgili mümkün olduğunca kısa sürecek bir hikaye uyduracağım.

    başkanımız burak elmas seçim öncesi fatih terim hocamıza desteğini açıkça belirterek başkan adayı oldu. öte yandan fedarasyona olan tepkisini de açıkça ifade etmekten imtina etmedi. başkan seçilmesinin "hemen ardından yapacak çok işimiz var. galatasaray'ın hocası fatih terimdir..." şeklinde bir tweet attı. fatih hocayla birlikte florya'dan fotoğraflar verdi ve florya'yı tamamen fatih terim'e bıraktı. diğer yandan 2019 yılında herşeyçokgüzelolacak tweeti atan elmas başkan seçilmesinin hemen ardından "sayın cumhurbaşkanımızın spora yaptığı yatırımlara layık olmalıyız" minvalinde bir tweet daha attı. sonra siirt türbe ziyaretleri, mehir vakfı meselesi vb. olaylar gelişti.

    şimdi buraya kadar gelişmeleri yorumlayacak olursak fatih terim ile çalışacak ve ona desteği tam. bununla birlikte siyasi erkin desteğinin alınmadan bu işin olmayacağının, fatih terim ve mevcut siyaset erk arasındaki gerilimin, galatasaray kulubü ve genel kurulu ile siyasi erk arasındaki gerilimin ve galatasaray başkanı olana kadar göstermiş olduğu muhalif tavrın sorun oluşturabileceğinin farkında. federasyonla mücadeleye girmeden önce siyasetin desteğini almak için girişimlerde bulunduğunu iddia edebiliriz. bu iddiaların doğruluğunu 14 temmuz 2021 4 büyük kulüp başkanı habertürk canlı yayınını izleyerek teyit edebiliriz.

    başkan ilgili yayında federasyona ilk kurşunu sıktı. yayıncı kuruluş, federasyon, mhk, yabancı oyuncu sayısı, döviz kuru vb. tüm meselelerde açık açık saldırdı. tüm renktaşlarımızın başkanım helal olsun, godfather vb. yorumları hala duruyor. hepimiz mutlu olduk, gururlandık. hatta bu konuşmaları yaparken ali koç da en az burak elmas kadar dik ve dirayetli bir duruş gösterdi. ahmet ağaoğlu ve ahmet nur çebi ise ne şiş yansın ne kebap vaziyetindeydiler. bence ilgili programda burak elmas ve ali koç federasyonu devirmeye karar vermişlerdi. programın hemen ardından sayın kılıçdaroğlu beinsports'u hedef alan ve kulüpler birliğine desteğini açıklayan bir tweet attı. kulüpler birliği siyaseti karıştırmaya gerek yok minvalinde bir cevapla görevini yerine getirdi. yine programdan hemen sonra sayın cumhurbaşkanımız burak elmas'ı makamında kabul etti. 10 gün sonra federasyon genel kurulunda yaptığı konuşmada habertürk programında kükreyen başkanın yerine ahmet ağaoğlu ve ahmet nur çebi gibi ne şiş yansın ne kebap havasında konuşan bir başkan gördük. o kadar sert ifadelerden sonra ibra hususunda çekimser kaldı. bu arada söz konusu programdan sonra ali koç'un da federasyona karşı söylemleri oldukça yumuşamaya başladı ve akabinde onun da sesi kısıldı.

    burak elmas başkan ardından yeni bir yöntem geliştirdi.çünkü nihat özdemir'e saldırmaması gerektiği ona hatırlatılmıştı. nihat özdemir'i ve federasyonu direkt olarak değil kurulları üzerinden yıpratmaya çalıştı. nihat abi iyi ama çevresi kötü söylemi, pfdk'ye vermediği savunma, mhk'ye yönelik eleştirileri dolaylı olarak federasyonu yıpratmaya yönelik hamlelerdi. burak elmas için asıl sınav burada başladı. mevcut düzen elmas'ı teste tabi tuttu. nihat özdemir hodri meydan elmas çevremdekileri açıklasın dedi ancak başkanın sesi çıkmadı. ardından art arda hakem hataları geldi. federasyon hakem atamaları yoluyla tüm hakemlere talimat verdi başkanın sesi yine çıkmadı. hiç yoktan fatih terim'e 6 maç ceza verildi ve başkan beklenildiği üzere yine ses çıkarmadı. elmas ses çıkarmazsa, uysal olursa galatasaray ile uğraşmayacaklarını düşündü ve yanıldı.

    tüm bu olaylar devam ederken yönetim içerisinden bir grup terimle devam etmemeleri gerektiği, bu savaşın terim'e karşı olduğu, terim giderse kavganın biteceği, oynanan futbolun yetersiz olduğu yönünde telkinlerde bulundu. bence elmas bu talebi hemen kabul etmedi ve bir süre direndi. bu sefer ona madem hoca pas oyunu oynatıyor bak torrent var pas oyunun piri getirelim, hocaya yardımcı olsun vb. tekliflerle geldiler. yıl sonuna kadar hocayla birlikte devam etsin yıl sonunda hocayı idari göreve alıp sahayı performansına göre torrent'e bırakırız dediler. öte yandan galatasaray'ın sözde aristokratları da elmas'ı markaj altına aldı. faruk süren 3 ocak günü sabah gazetesine verdiği röportajda siyasi erki,federasyonu, federasyonun kurullarını överken terim'in hırsının takıma zarar verdiğinden falan bahsetti. o gün fatih terimle ilgili sürecin sonuna gelindiği aşikar oldu. elmas önce torrent'in yardımcı hoca olması hususunu kabul etti. ışıtan gün'ün ayarladığı görüşmelere bizzat katıldı. torrent'i ilk aşamada yardımcı olarak düşündü ve ön anlaşma gerçekleşti. hoca bu spekülasyonlara karşı net tavır sergileyince torrent'i hocaya kabul ettiremeyeceğini anladı. çevresindekilerin başkan sensin, terim'e daha yardımcı hoca konusunu bile kabul ettiremiyoruz vb. söylemleri karşısında elmas terim'i yollama fikrine iyice alıştı. hatta terim'in yerine roger schmidt ve andrey shevchenko gibi isimlerle ön görüşmeler gerçekleştirdi. sonra malum hocaya kendisini idari görevde görmek istediğini vb. anlattı. hoca kabul etmedi ve sözde "karşılıklı anlaşarak ayrılmış oldular" hocanın ardından ön görüşme yaptığı hocaları ve diğer alternatifleri deneyip kimseyle anlaşamayınca torrent'e birinci adamlık teklif ettiler.

    terim'in gönderilişi ve yönetimin uysal tavırları sayesinde galatasaray üvey evlat muamelesi görmekten kurtulacak diye düşünen galatasaray yöneticileri bu düşüncelerinin denli boş olduğunu anladılar. eylül ayında becali'yi dolandıran başkan ocak ayında bu çöp kadroyu kuran başkan oldu. sonra birileri başkan değil terim kurdu bu çöp kadroyu dedi. kılıçlar çekildi ve galatasaray içten içe bölündü. mevcut yönetim federasyon ve siyasi erk ile husumet ile uğraşmaya "hala" devam ederken artık camia içerisinde de birçok krizle mücadele etmek zorunda. nitekim sayın başkan burak elmas fatih altaylı'nın programında genel kurula verdiği mesajla düştüğü çukurun farkında olduğunu söyledi. "federasyon özerk değil, kulüplere karşı sorumluluk hissetmiyor" ifadesiyle çaresiz kaldığını federasyonun kulüplere karşı değil malum güçlere karşı sorumlu olduğunu ifade etti.

    sözün özü elmas krizi yönetememiştir. düşmanıyla önce savaşmayı denedi, sonra müzakere denedi, sonra empati kurdu, sonra şirin gözüktü, sonra sarı öküzü verdi ve bence şimdi hepsinin beyhude olduğunu anladı. eğer böyle bir mücadeleye gireceksen 30 milyon taraftarı arkana almalısın. kapalı kapılar ardında siyasetçilerle,sözde aristokratlarla istişare edeceğine oy potansiyeli olan taraftarı arkasına alsaydı galatasarayımız bu hallere düşmezdi.

    gecenin bu saati anlatım bozukluğu ve yazım hatalarım için şimdiden özür dilerim . yazılanların hepsi başta belirttiğim üzere uydurmuş olduğum komplo teorileridir!
  • 4
    mario lemina son dakikalarda bilerek adalesini tutarak kendini yere bıraktı ve oyundan alındı. fatih hoca maç sonunda kasten arka adalesinde sıkıntı var diye açıklama yaptı. bütün hafta derbide olmayacağı medyaya pompalanacak. hafta boyu hiçbir antrenmanda fotoğrafı paylaşılmayacak. lâkinnnn önümüzdeki hafta kadrolar açıklandığında kendisi ilk 11'de olacak.

    nitekim leminası olan bir galatasaraya karşı maça hazırlanmakla leminası olmayan bir galatasaraya karşı hazırlanmak bambaşka 2 senaryo gerektiriyor karşı taraf için.

    çok mu iyimserim lan :(

    (bkz: 16 şubat 2020 galatasaray yeni malatyaspor maçı)
  • 9
    kimilerince 4 ocak 2023 galatasaray ankaragücü maçında sınırdaki oyuncularımız daha sahaya çıkmadan sarı görmüştü bile. yine kimilerince fenerbahçe maçını da bize kazandırmayacaklar. bugünkü maçta hakemin az biraz art niyeti olsa mertense sarı verebileceği pozisyon oluştu ama hiç de söylendiği gibi olmadı. hiçbir zaman art niyet olmuyor demiyorum ama sürekli mağdur edebiyatını da açıkçası kalitesiz buluyorum. sık sık denk geldiğim için yazmak istedim.
  • 10
    maalesef ülkemizde, futbolumuzda, sosyal medyada ve sözlüğümüzde çok fazla olan şey. ''onu şampiyon yapacaklar, bizi yapmayacaklar. şimdiden sarı kart gördüklerini biliyoruz, x hoca y takıma nasıl yatacak göreceğiz...'' diye devam eder.

    hayır maçtan sonra futbol konuşulmamasına alıştık da artık direkt maçtan önce başlıyor muhabbet. sivas ile galatasaray'ın arası iyi olmayabilir, özellikle de rıza çalımbay döneminde ancak bu demek değil ki sivas fenerbahçe'ye her maç yatıyor. daha 2 yıl önce fenerbahçe'yi şampiyonluktan ettiler. volkan demirel fenerbahçe'ye karşı çıktığı 2 maçta yenilmemiş, ''volkan fenerbahçe'ye nasıl yatacak göreceğiz'' entryleri, daha ilginci maçtan sonra sanki fenerbahçe'nin evinde hatay'ı yenmesi çok ilginç bir durummuş gibi entryler...

    hayır bu tiplerin atıp tuttukları şeyler olmayınca ''ya şunun da hakkını yedik, bunun da günahını almışız bize ders olsun.'' yazdıklarını hiç görmedim. sözlüğün kalitesini düşürmekten başka işe yaramayan şeyler.
  • 16
    (bkz: nicolo zaniolo)
    kadroda olmaması taraftarımız tarafından transfer olduğu şeklinde yorumlanması taraftarın ne kadar komplo teorisi üretmeyi sevdiğini gösteriyor. arkadaşlar her şeyin arkasında bir şey aramaktan yorulmadınız mı?

    nelsson sakal bırakır, mutsuz gitmek istiyor.
    oliveira’nın pozisyonuna oyuncu bakılır, yedek kalmayı sorun edecek.
    zaniolo kadroda olmaz, kesin transfer oldu. bana mı anormal geliyo bu komplolar acaba?
  • 12
    galatasaray özelinde komplo teorisi diye bir şey yoktur, gerçekler vardır. yıllardır neler neler yaşıyoruz. hem saha içi hem saha dışı. bu maçtan önce ortalık toz duman olmasaydı zorbay küçük başlığında (150) falan yazıyordu. taraftar tepki vermeye yeni yeni başlıyor. baya bir tepkisizdi yıllardır.

    (bkz: 4 ocak 2023 galatasaray ankaragücü maçı)
  • 6
    simdi düşünüyorum, seçimi kaybetmişim ama mevcut yönetimin de patlayacagini biliyorum.
    ılk olarak fatih hocanın yollanmasını sağlarım.
    sonra işte mevcut olayları yaptırtırım. yönetim kurulu ile alakalı sosyal medya, iste bilmem ne bilmem ne ile komisyon yapacak, bilmem ne şunun şirketinde falan filan.
    sonra da yönetimden güven oyu istetirim.

    bu şekilde hem kaybettiğim başkanlığı alırım, hem taraftar ve camiaya "genç aday gelsin, liseli olmasın vs" goygoyunu yaşatır "alın lan size genç lisesiz aday, noldu la?!" diyip temiz bir 5 sene kazanırım, istemediğim ama ayrılması sancılı olacak fatih hoca zaten yollanmış olur ve o defteri bir daha asla açmam.
    win, win, win yer gök win.

    bir de taraftarla aramda mesafe koyarım, ne diyorlar iplemeyen bir yapıda ilerlerim ki dinlendiklerini sanmasınlar.
  • 5
    yeter diye bağırmak istediğim teorilerdir. sadece sporda değil hayatın her alanında her konuyla ilgili her şeyi bilen insanlar bunu üretirler. evde, sokakta her yerde duyuyorum ama kurtulamıyorum. memleket yediden yetmişe açık tımarhaneye döndü. internet sayesinde bilgi çağı gelecek herkes kolayca bilgiye ulaşacak dedikleri siyah font üzerine beyaz yazıymış. elbette spor camiası da bu teorilerden bolca nasibini alıyor. özellikle bazı fenerbahçeli dostlarım tanıdıklarım kafayı sıyırmış durumda. anlattıklarını buraya da yazmak istemiyorum zaten sosyal medyada okuduğumuz şeyler. beni hem üzüntüye hem sinire hem de strese sokan teorilerdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın