ankara'da yaşayan bir galatasaray taraftarı olarak, passolig düzenlemesi sonrasında uzun yıllar boyunca gitmek istediğim maçlarda bilet bulamamam, bulduğum biletlerin iki üç kat pahalı satılması nedenleriyle; son iki yıldır aldığım bilet türüdür.
geçen sene şampiyonlar liginde son galibiyetimizi aldığımız
18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçını ve şampiyon olduğumuz başakşehir maçlarına gidebildim. geri kalan maçlardan beşiktaş maçını bir arkadaşıma bedelsiz, benfica maçını ise tanımadığım bir taraftara gişe fiyatından devrettim. bu sene şimdiye kadar yalnızca real madrid maçını izleyebildim. yurt dışında olduğum döneme rastlayan paris saint germain maçını bir taraftara gişe fiyatından, fenerbahçe maçını ise bir arkadaşıma yine bilabedel devrettim. geri kalan maçların tamamını, tüm bedelini sezon başında peşin ödediğim koltuğun ikinci bir kişiye daha satılması için, biletlerin devrine müsaade edildiği an kulübe devrettim. şimdi yukarıda bir kısım taraftarın yazdıklarından anladığıma göre, sene boyunca yedi maçtan daha fazlasına kendim gitmediğim için kombine alma hakkımın kısıtlanması gerekiyormuş. bu arkadaşların haklı olabilmesi için, maçların çoğunluğuna gitmediğimden ötürü kulübün zarar görmesi gerekmez mi? peki acaba durum gerçekten böyle mi? yukarıda yazılanlar arasında, kombine almak isteyip de bittiği için alamayan bir taraftarın eleştirisini göremedim. hatta böyle bir taraftara çevremde de, sosyal medyada da denk gelmedim. öte yandan bu tarihe kadar kombinemi kulübe devrettiğim maçlardan yalnızca dört tanesinde bilet kulüp tarafından bir başka taraftara satıldı. satılan biletler bir şampiyonlar ligi maçları ile kritik lig maçlarına ait olanlardı. geçen sene türkiye kupasında, bu sene ligde takımın kötü gittiği maçlarda benim koltuğu isteyen taraftar çıkmadı.
ben 38 yaşında, iki çocuk babası bir adamım. hafta içi avrupa kupası maçına gitmek için çalıştığım kurumdan öğleden sonrası için izin alıp, 14 treniyle 5 saat yolculuk yapıyorum. daha erken bir trene binebilir de nevizadeye uğrayabilirsem mutlu oluyorum. gece yarısı maç bittiğinde, alibeyköy'den binebileceğim ankara otobüsünde yer bulursam, hele de bir kaç saat uyuyabildiysem şanslıyım. ertesi gün sabah 7 gibi aşti'ye vardığımda, evime gitmek için çok geç, işe gitmek için çok erken oluyor. bu yüzden giyeceğim gömleği, kravatı bir gün önceden işyerine götürüyorum, sakal traşını berberde oluyorum. hafta içi avrupa, hafta sonu derbi maçından sonraki günlerde; uykusuz, yorgun ve sesi kısılmış vaziyette akşama kadar mesai yapıyorum. şimdi ben ankara'da yaşayan bir taraftar olarak; takımımın yaşadığım şehirde oynadığı tüm maçlara, hatta kayseri'de ve konya'da yaptığı maçlara, gerektiğinde karaborsadan bilet bularak giderken iyi, sami yen'deki fenerbahçe maçını seyredebilme ihtimalim olur da bilet bulamam korkusuyla kombine alıp gidemediğimde kötü taraftarım. peki istanbul'da yaşayan güzel kardeşim, sen benim kulübe devrettiğim bileti satın almıyorsun, gişe fiyatı altından hatta bedava bilet peşinde koşuyorsun. hafta içi maçı, kupa maçı, önemli-önemsiz maç diye ayrım yapıyorsun. iş senin de benim de gitmek istediğimiz iki üç maça gelip dayandığında, sen kombine almamış ama bilet bulmak için uğraşmak zorunda kalan iyi taraftarsın, ben o maç için aylar öncesinden para ödemiş, ama iş, aile ya da bir başka sebepten ötürü maça gidemeyip devreden kötü taraftarım. bu işte bir yanlışlık yok mu? kombinem yokken, fenerbahçe maçı için gişe fiyatı 100 lira olan yere 350 lira ödedim. bu sene kombine için kulübe 1350 lira ödedim. gittiğim ve bedelli-bedelsiz devrettiğim maçların toplam değeri 525 lira. kulübe devrettiğim maçlardan da iki yüz lira da gelecek sezon kombine alırsam kullanabileceğim indirimim var, onu da hesaba dahil edelim. senin istanbul'da yaşamana rağmen önemsiz görüp gitmediğin tuzla maçı da dahil olmak üzere, normalde boş kalacak o koltuk için fazladan 600 lira ödedim ben. kulüp bana kombine satmasa senede gidebileceğim en fazla üç dört maç için o 1350 lirayı yine veririm. ama bu sefer kazanan kulüp değil karaborsacı olur.
kombinenin dostlara ya da öğrencilere bedelsiz devredilmesi haricinde, gişe fiyatının altından ya da üstünden bir başka taraftara satılmasının kulübe zarar verdiği açık. öte yandan bir kişinin kombine alıp "gişe fiyatından" satarak karaborsacılık yapması ya da kulübe zarar vermesi mümkün değil. zira takım tüm maçlarını kapalı gişe oynamıyor. bir taraftarın gişe fiyatından satabileceği maç sayısı senede üç beş tane. bu nedenlerle, para kazanma niyetiyle kombine alıp, önemli maçları gişe fiyatının bir kaç katına satanlar ile, kombine alıp gidemediği maçları gişe fiyatından bir başka taraftara yahut kulübe devreden taraftarlar arasında ayrım yapmadan, maça gelemeyen kombine sahiplerinin tümden eleştirilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum.