kendisini savunan, elestirenleri ısrarla "art niyetli, zeka yoksunu, düşman" gibi sıfatlarla itham edenler nedense yedirdigi 2. golü ısrarla görmezden geliyor. senkronize şekilde "kaçırdığı pozisyona girmesi bile başarı, şanssızlık" vs. diye hedef saptiriliyor.
bu durumun objektiflikle alakası olduğunu düşünmüyorum. zira kerem gibi potansiyeli olan, genç, yerli, maliyetsiz barış alper yada kazimcan kerem'in yirmide biri kadar savunulmuyor.
bir diğer husus da, kotu oynadığı için kerem'i eleştirenler iyi oynadığında övmeyi de biliyor. ama amansız şekilde kerem'i ovenler bir kez olsun kötü oynadı demiyor, diyemiyor. yahu bu adam 1 maç bile mi kötü oynamadi? kötü oynadigini söylemek kerem'e ne gibi bir zarar verir? eleştiri kültürü olmadan nasıl gelisebilirsin?
savunanlar ortada düzeltilmesi gereken bir problem olduğunu kabullenmek istemiyorlar. ya da hata yaptığında konuyu başka yerlere saptiriyorlar. açıkça söylüyorum; bu konunun bence temelinde kerem'in dini veya siyasi duruşunun etkisi var. bu konularda kendi ile kerem'i aynı konumda görenler asla toz kondurmuyor, kondurani alışılmış dusmanlastirma refleksi ile eleştiriyor. benzer bir durum zamanında belhanda'da da vardı, asla kotu oynadığı kabul edilmez, her durumda bir şekilde ovulurdu.
sonuç olarak dozunu kaçırmadan eleştirenler haklıdır, düşman da değildir. karanlık odalarda tapınakçılar gibi toplanıp "kerem'e nasıl zarar versek" diye planlar da yapmamaktadır.
(bkz:
24 ekim 2023 galatasaray bayern münih maçı)
