1
itina ile türkiyede bulunan hakem tipidir. teknik ve sürat olarak üstün futbolcuları kısa yoldan sindirmek için hunharca sallanan tekmeler, çift dalmalar gibi insanlık dışı rakip müdahaleleri basit bir faul olarak değerlendirerek maçların akışına direkt etki eder.
''buz gibi golü vermeyerek maçın skoruna tesir eden hakem''den çok daha tehlikelidir. hem darbeleri alan futbolcuların futbol kariyerleri açısından hem de bu futbolcuların formasını giydikleri takımın performansının düşmesi ve hakkının çatır çatır yenmesi açısından. ayrıca bu futbol düşmanı, karaktersiz köşe başı delikanlılarının prim yapması '' sağlam defans, agresif defans'' gibi payelere layık bulunması açısından da görünmez tehlikedir.
ayrıca bambaşka bir tehlike daha vardır ki bu ülke futboluna yapılan bir tecavüzdür. memlekette futbol kalitesinin mümkün mertebe gerilemesinin de en önemli unsurlarından biridir.
bir hakem hata yapabilir, kötü maç yönetebilir, şanssızlık yaşayabilir hatta taraflı bile maç yönetebilir bir şeylerin etkisinde kalarak fakat bir hakemin zihniyeti asla hunharlığa,kasaplığa müsade eden bir yerde bulunamaz. bir hakemin birincil sorumluluğu sahada yer alan futbolcuların sağlıklarını tehlikeye sokacak her türlü durumu ortadan kaldırmaktır. bu kar olur, sis olur, zemin bozukluğu olur, holiganizm olur, tehlikeli krampon olur, kötü niyetli kasap futbolcu olur vs. vs. vs. çoğaltılabilir. bir hakemin en asli görevi işte budur.
son haftalarda özellikle galatasaray'ımın maçlarında kör göze parmak şeklindeki bu durum ciğerimi dağlıyor. gözüm gibi sakındığım, ''çok methiye düzüp de nazar değdirmeyeyim''i bile düşündüğüm adamlara atılan her tekme, her dirsek bana da atılıyor. her maçtan sonra dayak yemişe dönmek zorunda değilim. bu duruma bir son verilmeyecek ise önümüzdeki kayseri maçından itibaren eylemsel anlamda girişim yapmak ihtiyacı hissetmekteyim. bu anlamda yönetimden hiçbir ses soluk çıkmaması da ayrı bir burukluktur.
edit: bu sabah itibariyle gördüğüm adnan polat'ın kasap futbolculara ve anti-futbola gösterdiği tepki gayet yerinde ve isabetlidir.
''buz gibi golü vermeyerek maçın skoruna tesir eden hakem''den çok daha tehlikelidir. hem darbeleri alan futbolcuların futbol kariyerleri açısından hem de bu futbolcuların formasını giydikleri takımın performansının düşmesi ve hakkının çatır çatır yenmesi açısından. ayrıca bu futbol düşmanı, karaktersiz köşe başı delikanlılarının prim yapması '' sağlam defans, agresif defans'' gibi payelere layık bulunması açısından da görünmez tehlikedir.
ayrıca bambaşka bir tehlike daha vardır ki bu ülke futboluna yapılan bir tecavüzdür. memlekette futbol kalitesinin mümkün mertebe gerilemesinin de en önemli unsurlarından biridir.
bir hakem hata yapabilir, kötü maç yönetebilir, şanssızlık yaşayabilir hatta taraflı bile maç yönetebilir bir şeylerin etkisinde kalarak fakat bir hakemin zihniyeti asla hunharlığa,kasaplığa müsade eden bir yerde bulunamaz. bir hakemin birincil sorumluluğu sahada yer alan futbolcuların sağlıklarını tehlikeye sokacak her türlü durumu ortadan kaldırmaktır. bu kar olur, sis olur, zemin bozukluğu olur, holiganizm olur, tehlikeli krampon olur, kötü niyetli kasap futbolcu olur vs. vs. vs. çoğaltılabilir. bir hakemin en asli görevi işte budur.
son haftalarda özellikle galatasaray'ımın maçlarında kör göze parmak şeklindeki bu durum ciğerimi dağlıyor. gözüm gibi sakındığım, ''çok methiye düzüp de nazar değdirmeyeyim''i bile düşündüğüm adamlara atılan her tekme, her dirsek bana da atılıyor. her maçtan sonra dayak yemişe dönmek zorunda değilim. bu duruma bir son verilmeyecek ise önümüzdeki kayseri maçından itibaren eylemsel anlamda girişim yapmak ihtiyacı hissetmekteyim. bu anlamda yönetimden hiçbir ses soluk çıkmaması da ayrı bir burukluktur.
edit: bu sabah itibariyle gördüğüm adnan polat'ın kasap futbolculara ve anti-futbola gösterdiği tepki gayet yerinde ve isabetlidir.