• 126
    https://twitter.com/...997785072353284?s=21
    alex telles’in drogba hakkında söylediği… sahada lider özellikli, saha içinde takımın hakkını savunan, oyunculara moral veren, yönlendiren, yeri geldiğinde hatırlatmalarda bulunacak olan oyuncu.
    düşünüyorum da bizim takımda böyle işleri yapacak, mourinho’nun deyimiyle soyunma odasındaki pis işleri yapacak bir oyuncusu var mı? belki ilerleyen yıllarda marcao, belki kendisine ve bizlere karşı saygısını kaybetmemiş olsaydı babel. ama şu anda yok maalesef.
    muslera’dan böyle bir kaptanlık beklemiyorum, ikinci kaptan olan arda turan belki bir nebze olabilirdi ama o da sakat zaten.
    alıntı
    mourinho, "çalıştırdığım takımlarda birçok kaptanım oldu ama çoğu lider değildi. eğer lider karakterli bir kaptana sahipseniz gerçek anlamda teknik direktörlük yapabilirsiniz. lider olan kaptan işinizi yapabilmeniz adına sizi çok rahatlatır" diyerek, porto takımında teknik direktör olarak çalışırken yaşadığı bir anısını anlattı...
    belenenses'le yaptıkları maçın ilk yarısını 2-0 mağlup bitirdiklerinde, mourinho tüm kızgınlığıyla soyunma odasına girerken, takım kaptanı olan jorge costa, mourinho'yu durdurur ve "koç sen iki dakika dur, lütfen içeri girme" der. jose mourinho, kaptanın söylemi sonrası soyunma odasının dışında beklemeye başlar. bir süre sonra kaptan costa, soyunma odasının kapısını açarak "şimdi gir ve hocalığını yap" der... mourinho içeri girer ve konuşmasını yapar. ikinci devre sahaya çıktıklarında seyirciler bambaşka bir porto takımı seyrederler. ve sonuçta da harika bir geri dönüşle maçı 3-2 kazanırlar. takımın defansının ortasında oynayan kaptan costa 2 gol atar. işte size lider özellikli kaptan... teknik direktör mourinho'nun işini kolaylaştırıp bir anlamda onun eli, ayağı, gözü, kulağı ve yüreği olan lider bir oyuncu...
    alıntı
    ekleme: benim canlı gözlerle izlediğim izlediğim en etkili kaptan bülent korkmaz’dı. herkes konuşmalarını hatırlar, oyuncuları nasıl maça hazırladığını görür ancak mesela uefa kupası öncesinde fatih hoca konuşmasını daha bitirmeden-belki oyuncuların sıkıldığını düşündü- herkesi toplamışlığı var. ve sonrası malum “allah yardımcınız olsun”…
    ekleme 2:

    https://www.sportsadda.com/...costa-mumbai-city-fc

    kaynak da belirteyim de hikayenin nereden geldiği belli olsun. gol sayısı ise büyük ihtimal golü atanın mourinho’nun yanlış hatırlaması sebebiyledir. en azından hayatında bir kere takım oyunu oynayıp soyunma odasını yaşamış herkes böyle olaylara şahit olur. yaşamamış olana da güzel serinlemeler.
    ayrıca bu girdide kaptan-başarı korelasyonu olduğunu zanneden -nasıl anladı bilmiyorum *- güzel kardeşlere de selamlar olsun.
  • 127
    --- alıntı ---

    mourinho, "çalıştırdığım takımlarda birçok kaptanım oldu ama çoğu lider değildi. eğer lider karakterli bir kaptana sahipseniz gerçek anlamda teknik direktörlük yapabilirsiniz. lider olan kaptan işinizi yapabilmeniz adına sizi çok rahatlatır" diyerek, porto takımında teknik direktör olarak çalışırken yaşadığı bir anısını anlattı...
    belenenses'le yaptıkları maçın ilk yarısını 2-0 mağlup bitirdiklerinde, mourinho tüm kızgınlığıyla soyunma odasına girerken, takım kaptanı olan jorge costa, mourinho'yu durdurur ve "koç sen iki dakika dur, lütfen içeri girme" der. jose mourinho, kaptanın söylemi sonrası soyunma odasının dışında beklemeye başlar. bir süre sonra kaptan costa, soyunma odasının kapısını açarak "şimdi gir ve hocalığını yap" der... mourinho içeri girer ve konuşmasını yapar. ikinci devre sahaya çıktıklarında seyirciler bambaşka bir porto takımı seyrederler. ve sonuçta da harika bir geri dönüşle maçı 3-2 kazanırlar. takımın defansının ortasında oynayan kaptan costa 2 gol atar. işte size lider özellikli kaptan... teknik direktör mourinho'nun işini kolaylaştırıp bir anlamda onun eli, ayağı, gözü, kulağı ve yüreği olan lider bir oyuncu...

    --- alıntı ---

    costa'nın kariyerinde bir maçta 2 golü olmuş olsa serin hikaye aslında. bayılıyorum böyle şeylere. yahu barcelona ortalığın anasını ağlatırken de messi kaptandı, yokları oynarken de messi kaptandı. galatasaray uefa kupası alırken de bülent korkmaz kaptandı, bülent korkmaz kadro dışı kalırken de kaptandı. *

    edit: derdimi biraz daha açık anlatayım. bir takımda işler iyi giderse herkes övülür. kaptanı da övülür, doktoru da övülür. işler kötü giderse de herkes eleştirilir, her yerde kusur aranır. yok kaptan bağırmadı, yok doktor iyileştiremedi vs. vs. insan psikolojisi böyledir çünkü. iyi şeyleri olduğundan daha iyi hatırlar zaman geçtikçe. yahu mourinho'nun övdüğü bu kaptan sadece bir maçta mı kaptanlık yaptı. o takım 100 tane maç kazanmıştır ve kazanıldığında her maça bir kahraman bulunur. bu demek değildir ki lider oyuncu, örnek oyuncu, kaptan önemsizdir, elbette önemlidir ama olası bir başarısızlığın nedenleri arasında kaptan, lider bilmem ne faslı çok sonra gelir. galatasaray'ın sorunu çok basit, çok basit. hiç öyle lider oyuncu, kaptan vs. olayı değil. bu takımın oyun planında, kurgusunda sorunlar var ve fatih hoca'nın da vazgeçmediği bazı inatları var; babel gibi, feghouli gibi. hepsi bu. allah aşkına beşiktaş şampiyon olurken de atiba oradaydı, olamazken de oradaydı. ne alakası var şampiyonluğun, maç kaybının kaptanla...

    edit 2: teknik 5 zihinsel 18'in katkılarıyla maçı bulduk arkadaşlar. 2 golü var jorge'nin 49. ve 52. dakikalarda. https://fbref.com/...9-2003-Primeira-Liga

    üsteki hatalı bilgim için özür dilerim. onun dışıdna yazdığım entyde edit 1'de vurguladığım fikrin hala arkasındayım.
  • 131
    her şeyiyle, kelimenin kök anlamına kadar kerem aktürkoğludur. iki kere iki kadar cevabı nettir.

    sanki sahanın içinde oynuyormuşçasına, her idmana birlikte çıkıyormuşçasına atıp tutulmaması gerekendir. kaptanlık kerem'den çok yakıştırılan sneijder futbolculuk döneminde yaz kamplarına gelmezken, bülent korkmaz emekliliğinin ardından galatasaray'ın adını ağzına almaz en zıt yerde bulunmaktan kendinde hiç beis görmezken selçuk inan kaptanlığında büyük bir dominasyon yaşadık, sabri de bir kez olsun kaptanlığından ve galatasaraylılığından dolayı yüzümüzü öne eğmedi.

    bugün de takımı en sahiplenen, her idmanda herkesle iletişim kuran, saha içinde hakeme ve rakibe her maç isyan eden, içimizden çıkan, takımın bağı olan ve tüm bunları harika performansıyla destekleyen tek isim kerem aktürkoğlu'dur. kerem aktürkoğlu'ndaki mental güç de muhtemelen aktif yerli futbolcuların bir tanesinde yoktur. muslera emekli olana kadar o rütbede kimse olamaz fakat ardından gelen isimler arasında kaptanlığı hak eden iki isim varsa birisi kerem diğeri abdulkerim'dir.
  • 133
    yeni sezonda tff uefa'nın getirdiği kuralı uygulamaya koyacaksa yani hakemle sadece takım kaptanı konuşabilecekse mutlaka saha içinden bir futbolcuya devretmemiz gereken görev.

    ileride serbest vuruşumuz, kornerimiz verilmediğinde muslera 60 metre koşup hakeme "hocam napıyorsun" diyemeyeceğine göre pazu bandı diğer on oyuncudan birinde olmalı.

    onun harici muslera canımız ciğerimiz, kaptanımızdır bayrak adamımızdır o ayrı.
  • 134
    bizde bir gelenek vardır. eski olan kaptanlığı alır. yabancı ya da yerli olması bir şey ifade etmez.
    ben galatasaray'da böyle gördüm. diğer takımlar gibi isminin altında ezilmez kaptanlık. kariyerli oyuncu getirdin diye çat kaptanlık verilmez bizde.
    muslera bu takımın demirbaşı. sonrasında yunus, kerem, berkan, nelsson yıllardır bizle birlikte. ancak en fazla saha içinde olan bunların arasında kerem. bu bakımdan kerem'e kaptanlık verildi.
    yani liderlik vasfından, iletişim becerisinden dolayı değil.
    bana kalsa muslera kaptan olsa dahi sahaya o kaptan olarak çıkmamalı.
    kaptan demek hakemi baskılamak demek, olay anında orada bitiverip takımı sahiplenmek demek. saha dışında farklı olabilir ama saha içi tamamen liderlik ve iletişim üzerine.
    neden yıllarca bülent korkmaz dedik? yeni nesil hiç bülent'in komple 90 dakika maçını izledi mi?
    gattuso'ya kafa tuttuğunu, omzu çıkık oynadığını, beşiktaş soyunma odasına tek başına daldığını, yabancı hakemi bile nasıl baskıladığını gördü mü?
    bunları şu an bizim takımda yapabilecek 1 tane adam yok. düşünülenin aksine kavgacılığını öne çıkarmıyorum. takım için kendini nasıl yakabileceğini söylemeye çalışıyorum. o yaptıklarıyla bütün takımın stresini alır, karşı takıma ve hakeme psikolojik baskı uygulardı.
    kerem'den sessiz sedasız kaptanlığın alınması her şeyden önce çok ayıptır. sadece kerem'e değil galatasaray'ın genlerine karşı yapılmış ayıptır.
    buradan yönetime açık soru. siz kimsiniz de kendinizi galatasaray'dan üstün görüyorsunuz?
    istifa etmeyeceğinizi biliyoruz ancak bari bırakın takım kendi yağında kavrulsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın