kaptan

• 51

  http://anketinho.gsozluk.com/...nket&AnketNo=774
• 52

  galatasaray'da kaptanlar çok sevilir ve bu sevgi gösterilir. *
  
  http://galeri3.uludagsozluk.com/...lcuk-inan_263103.jpg
  https://sphotos-a.xx.fbcdn.net/...076_1245603526_n.jpg
• 53

  tümer metin'in hakan şükür'e hitap etme şekli.
• 54

  sadece kaptanlık pazubandı'nı taşıyan kişiye değil , o vasfa , o karizmaya sahip , saygı duyulan kişiye denir.
• 55

  futbol dünyası için konuşuyorum, sabri sarıoğlunun hiç olamadığı, muhtemelen de hiç olamayacağı kişi.
• 56

  puzabandına ihtiyaç duymayan kişilerdir.
• 57

  liderlik,takimi moral motivasyon olarak zor zamanlarda yukari cikarabilme vasiflari olan kişiler.sabri sarıoğluna hiç ama hiç yakışmayandir.
• 58

  galatasaray açısından, en azından benim açımdan şu an takımda tek bir adam kaptandır, o da selçuk inan'dır. izlediğim her maçta sadece selçuk'tan "kaptan" diye bahsediyorum. pazuband onun kolunda veya değil, durumun birçok galatasaray'lı açısından da böyle olduğuna eminim.
• 59

  altyapıdan çıkan "camianın evladı" etiketliye verilmez, takımda en uzun süredir bulunan adama verilmez ama gerekirse daha takıma o sene yeni gelmiş bir adama verilir. kaptanlık çok önemli bir müessesedir. kaptanlık liderlik vasfı olan, baş kaldıran, isyan eden, hırslı adamlara verilir.
  
  ben olsam arda'ya hayatta vermezdim, kaptanlık için sabri aklımdan bile geçmezdi, kişilik itibariyle çok sakin olan selçuk'a da vermem mesela ama takımı, tribünleri ateşleyen isyankar ve sahada her şeyini vermeye hazır olan melo'ya veririm.
• 60

  pazunandına göre belirlenmeyen vasıftır. sabri'yi çok severim iyi de galatasaraylıdır. ama ne hikmetle kaptanlık yaptırılır anlamam.
  kaptan saygınlığı olan ( özel hayatı değil sahada oynadığı futbolla), liderlik vasfı olan, takımı motive edebilen kişi olmalıdır. kaptan dediğiniz adam sahanın en çok mücadele eden,maça hazır olan adam olmalıdır.
  ve kaptanlık melo'ya yakışır.
• 61

  takımımızda en çok selçuk inan'a yakıştığını şiddetle dillendirdiğim sıfattır!
• 62

  kaptan olmak; hakan şükür olmaktır. futbol hayatında bir kırmızı kart görmek onu da hakem hatasıyla görmektir.
  kaptan olmak; bülent korkmaz olmaktır. çıkmış omuzunu sardırıp kopenhag'da zafer için oynamaktır.
  kaptan olmak; metin oktay olmaktır. galatasaray'a imza attığında mutluluktan havaya uçmaktır.
  
  yani demem o ki galatasaray' da kaptan olmak alt yapıdan gelmekle alakalı olmamalıdır. alt yapıdan gelip giydiğin formanın rengine ithafen "o.. forması " dememektir (bkz: arda turan). yine aynı şekilde saha kenarında ısınırken kart görmemektir, başını elin kasımpaşalı futbolcusuna okşatmamaktır (bkz: sabri sarıoğlu).
  
  eğer futbolu bıraktıktan beş yıl sonra yorumculuk yaptığı spor programında kendisine kaptan dedirtemeyecekse bir futbolcu galatasaray'da kaptanlık yapmasın.
• 63

  bugün yandaş medyanın yaptığı haberlere göre mancini, kaptanlığı sabri'den alıp selçuk'a vermiş.
• 64

  "look, i don't care!" demelidir.
• 65

  hakan şükür'den beri kadromuzda ruhen olmayandir. bedenen cok da...
  belki ujfa ama, kisa surdu ne yazik ki.
• 66

  felipe melo'ya verilmesi gereken özellik.
  
  ikinci kaptan muslera,
  
  üçüncüsü de sabri olabilir. (opsiyonel)
• 67

  şu kadroya bakıldığında, hem sakinliği, hem tecrübesi, hemde duruşuyla tartışmasız hakan baltanın hak ettiği unvan.
• 68

  bazilari yillar gecsede unutulmaz.kulubümüzde selçuk inan ve sabri sarıoğlunda eğreti durmaktadir.unutulmayanlara örnek vermek gerekirse
  (bkz: bülent korkmaz)
  (bkz: paolo maldini)
  (bkz: alessandro nesta)
  (bkz: alessandro del piero)
  (bkz: sami hyypia)
  (bkz: javier zanetti)
  (bkz: raul)
  (bkz: dunga)
  (bkz: gary neville)
• 69

  (bkz: marcel desailly'nin kaptan kitabı)
  
  senelerdir aradığım ancak baskısı tükenmiş kitaptı, hatta zamanında bir entry'de yazmıştım bu kitabın bulunamaz oluşuyla ilgili:
  (bkz: #1020444)
  
  geçen onca sene içerisinde kitabın çevirisi yapan ali ece'den, kitap hakkında yorum yazısı yazan ahmet çakır'a kadar bir çok insanla mailleşmiştim ancak kitabın kimsede olmadığını ögrenince tekrar tekrar yıkılmıştım.
  
  neredeyse 2010 yılından beri zaman zaman arama motoruna yazar, belki bir yerlere gelmiştir, düşmüştür diye bakardım. bugün yine o rutin aramalarımdan birini yaparken kitabın bundan sadece 1 hafta önce farklı bir basımevi tarafından yeniden piyasaya sürüldüğü görerek havalara fırladım. muhtemelen bugün en geç yarın alıp en sonunda baştan sona okuma fırsatını yakalayacağım. ilgilenen arkadaşlar, tüm online kitap satan adreslerde ya da mahalle kitapçılarında artık bulabilirler.
• 70

  şu aralar bana değişik duygular yaşatan terimdir. şöyle ki takımda en sevdiğim 2 oyuncu(selçuk inan, wesley sneijder) arasında bi karar verilecek sanırım. eğer kaptanlık selçuk'tan alınırsa gerçekten üzülürüm ancak wesley'e verilirse bu sefer de sevinirim. yani benim için zor bir dönem olacak.*
• 71

  marcel desaillynin otobiyografisini adidir ayni zamanda.
  
  --- alıntı ---
  
  "bu kitap hayatlarımı anlatıyor. bütün hayatlarımı: fransız desailly'nin; afrikalı desailly'nin; futbolcu desailly'nin ve de daha özel olan, güzel olduğu kadar üzücü de olan benim hayatımı. uzun bir zaman tümünü -bu siyah beyaz hazineleri- kendime sakladım; onları saklamak, korumak hatta daha da önemlisi onları anlamak istiyordum. onların benim gerçek zenginliğimi ne ölçüde oluşturduğunu ölçmek için 15 senelik uzun bir futbolculuk kariyeri gerekti. özellikle mesleğim sayesinde yıllardır iki ülkemin olması -fransa ve gana- hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak bir ayrıcalık."
  
  marcel desailly, fransa milli takımı ve chelsea'nin kaptanı.
  on beş yıllık profesyonel kariyerinde, bir futbolcunun yaşayabileceği -ve hayalini kurabileceği- bütün şampiyonlukları yaşamış ender oyunculardan biri.
  bir özyaşamöyküsü çalışması olarak desailly'nin kitabı, profesyonel bir sporcunun meslek yaşantısını bizim cağrafyamızda görmeye pek alışık olmadığımız boyutlarda yansıtıyor.
  gana'da, arka'da tüm afrika'da milyonlarca gencin kurduğu bir düşü hayata geçirmiş "kaptan".
  (tanıtım bülteninden)
  
  --- alıntı ---
• 72

  2014-2015 sezonu için yabancılardan wesley sneijder, yerlilerden ise felipe melo olmalıdır. hayatımda bir kez bile selçuk'u eleştirmeye gönlü elvermemiş bir adam olarak söylüyorum ki, dünya genelinin aksine ülkemizde kaptanlık ilk olarak hırs gerektirir.
• 73

  liderlik vasfı ve hırs gereklidir. muslera ya da semih kaya tercihimdir.
• 74

  ne olursa olsun kaptan, oyundan çıktığı zaman soyunma odasına gitmemelidir.
• 75

  takım arkadaşlarına, takımına, taraftarına sahip çıkmalıdır.
  hezimete, formsuzluğa, yeterince mücadele edilmemesine açıklama yapmalıdır.
  formasının değerini bilmeli, formasını hocasına "al ben bunu istemiyorum:(" diyerek herkesin gözleri önünde vermemelidir.
  takımda sorunun değil çözümün kaynağı olmalıdır.
  bir kaptanın menajerinin, kaptanın takım arkadaşlarıyla ilgili garabet açıklamalar yapması kesinlikle beklenemez.
  kısacası, nasıl olmaması gerektiğini görmek istiyorsanız bakınız: selçuk inan.