efenim yıllarca küçük bir çocuğu "aaa bak polis amcan kızar" diye korkutur gibi, görsel ve yazılı basın tüm galatasaraylıları ne zaman havaya girseler "daha bunun kadıköy'ü" var der gibi korkuttu şu ülkede. ulan şerefsizler, sizin yüzünüzden basketbol takımı bütçesine kurulan 2005-2006 sezonundaki kadronun tadını çıkaramadık. ne zaman bi maç kazansak, "kadıköy'de beraberlik alabilir miyiz ki acaba?" diye ellerimizi cebimize sokmuş soğuk sokaklarda yürürken, kalitesiz spor ayakkabılarımızın lastik burunlarıyla yerdeki taşlara vura vura gezdik arkadaşlarımızla.
ne olduysa fatih hocamın 2020 yılında takım otobüsüyle gidip, el arabasıyla çıktığı o derbiden sonra oldu.
* her sezona -3 diye başlamamıza sebep olan kadıköy deplasmanını, bir tatlı huzur almaya geldik yumuşaklığıyla karşılar olduk. 4 senede 3 galibiyet alırken, 1 mağlubiyeti de domenec torrent yönetiminde dicem ama pek yönetemediği için kendisinin sorumluluğu altında dicem ama pek sorumlu bi kişi olmadığı için, işte onunla beraber aldık. 4 deplasmanda, 9 puan. 7 gol. kulağa şahane geliyor değil mi?
hadi o zaman bir de son 4 senedeki deplasman istatistiklerimize bakalım.
son 4 sezonda 4 kere deplasmanda oynadığımız takımlar ve sonuçlarımız;
rakip maç galibiyet
antalyaspor 4 2
trabzonspor 4 1
kasımpaşa 4 2
kayserispor 4 2
başakşehir 4 2
sivasspor 4 2
fenerbahçe 4 3en yüksek galibiyet oranı yakaladığımız deplasmanlar:
rakip toplam maç galibiyet
ümraniyespor 1 1
fenerbahçe 4 3
giresunspor 1 1
altay 1 1
bb erzurum 1 1
rakip maç gol
başakşehir 4 9
fenerbahçe 4 7 çaykur rizespor 3 7
rakip maç mağlubiyet
antalyaspor 4 0
trabzonspor 4 0
kasımpaşa 4 1
başakşehir 4 0
sivasspor 4 1
fenerbahçe 4 1gördüğünüz üzere en çok galibiyet elde ettiğimiz, en yüksek galibiyet oranına sahip olduğumuz, en çok gol attığımız, en az yenilgi aldığımız deplasman olmuş nerdeyse kadıköy.
ararım, ararım, ararım seni her yerde,
sorarım,
ıssız gecelerde
128 milyar pardon feneriiiiim nerde.