resim
Kaan Arısoy
Görev:Atletik Performans Antrenörü
Takım:Galatasaray
Yaş:38
Uyruk:Türkiye
  • 3
    perdenin arkasındaki kahramanlardan biri. galatasaray futbol takımında bir buçuk yıldır darbeye bağlı olmayan sakatlık yok denecek kadar azsa, takım 70'ten sonra dokulmuyorsa, şampiyonlar ligi temposuna ayak uydurabiliyorsa kendisinin eseridir.

    gençliğimiz roland koch ve scott piri efsanelerini dinlemekle ve medyadaki güzellemeleri okumakla geçti.

    hakkını vermek lazım zira ben galatasaray'da sakatlık ve fizik kalite sorununun bu kadar minimize olduğu bir dönem hatırlamıyorum.
  • 4
    onedio’dan deniz şen’e röportaj vermiş performans antrenörümüz.

    *ilk olarak, kaan arısoy galatasaray’da tam olarak ne iş yapıyor?

    sezona hazırlık, sezon içi ve geçiş dönemlerinde, takımı fiziksel olarak en iyi duruma getirip, oyuncuların hazırladığımız program sayesinde sezon içerisinde eğer yaşayacaklarsa en minimum seviyede sakatlık problemleri ile geçirmelerini ve her biri için maksimum verimliliği hedefliyoruz. yıllık, aylık ve haftalık programlarımızı yapıyoruz. burada bu görevi yürüten dört kişilik bir ekibiz.yusuf hoca, dursun hoca ve gürkan hoca ile birlikte planlama ve uygulamaları yapıyoruz. yaptığımız her bir oyuncunun kapasite ve performansına göre daha fazla verimli olmalarını sağlamak adına ne kadar daha yüklenebileceğimizin takibi, test ve ölçümlerle takımın ihtiyaçlarını ve bireysel ihtiyaçları belirleyip bu doğrultuda programları tüm sezona yayıyoruz.

    *baskının nispeten daha az olduğu takımların ardından galatasaray’da görev almak neleri değiştirdi, işler çok daha zorlaştı mı?

    galatasaray her maçı kazanmaya odaklı çok büyük bir camia. tabii ki çalıştığımız her takımda en doğrusunu, en iyisini yapmaya çalışıyoruz ama söz konusu galatasaray olunca sorumluluk çok daha büyüyor. hep tetikte olup bir an bile konsantrasyonunuzu kaybetmemelisiniz. bizimde yıllardır aynı ekip içerisinde ve bu sektörde edindiğimiz tecrübe ve birikim, hem bu yoğun tempoyu hem de galatasaray gibi bir camianın beklentilerini karşılamamız noktasında bize yardımcı oluyor.

    *son 2 sezonu şampiyon tamamlayan bir galatasaray var. sizce hangi şampiyonluk daha zordu?

    ikisi arasında bir kıyaslama yapmak gerekirse ilk sezon geldigimizde sadece fiziksel değil, mental olarak da düşmüş bir takım vardı. bence ilk sezondaki şampiyonluğumuz bu sebeple daha zordu. kötü bir sezon geçiren ve tanımadığımız bir takım aldık. önceki sezonla ilgili çok fazla veriye de ulaşamamıştık. olumlu yanı, o sezon avrupa maçlarının olmaması ve tek kulvarda devam etmemizdi. bu bize daha dinlenme şansı olan bir takımla çalışma fırsatı verdi. okan hoca 90 dakika koşan, baskı yapan, savaşan bir takım istiyor ve dinlenme fırsatının olması da bu açıdan avantaj olmuştu.

    geçtiğimiz sezona başlarken elimizde tanıdığımız, iskeleti hazır bir takım vardı. dezavantajımız ise avrupa'da da maçlarımızın olmasıydı. sürekli maç ve yolculuk yapıyorduk, neredeyse dinlenmeye vakit bulamıyorduk. çok yorucu bir süreçti. bu dönemde maalesef milli takım dönüşünde bazı oyuncularımızın kas sakatlıkları oldu. onları sahaya döndürmek için de ekstra efor sarf ettik.

    bilgi ve birikim olarak kendine güvenen bir ekibiz, takımı en iyi şekilde hazırlıyoruz ama ne yaparsak yapalim fiziksel olarak avrupa’nın büyük liglerinin seviyesine gelemiyoruz, daha doğrusu her maçı o seviyelerde oynayamıyoruz. örneğin ıngiltere'de topun oyunda kalma süresi 60 dakika civarindayken bu bizde 45 dakika. koyduğumuz fiziksel hedefleri gerçekleştirebilecek bir yarışma ortamı olmuyor malesef. biz tabii ki çalışmalarımızı yapıyoruz ama ligde buna izin veren bir sistem ve oyun yapisi olmuyor.

    *sizce galatasaray, geçtiğimiz sezonun 37. haftasındaki fenerbahçe derbisini neden kaybetti?

    tüm oyuncularımız yürekten oynayan, iyi niyetli, çalışkan ve çok profesyonel sporcular. ben mağlubiyetinin sebebinin mental olduğunu düşünüyorum. mental olarak zor bir maçtı. zaten sezon sonuna gelmiştik, yükü azaltmıştık, performansımızı korumak ve sakatlanma riskini en aza indirmek için gereken tüm önleyici çalışmaları yapmıştık. her ne olursa olsun sonuçta 6 puan öndesin ve kendi evinde oynuyorsun. bir özgüven tabii ki var. dürüstçe söylemek gerekirse, şampiyonluğa yakın olduğumuz için oyuncular oyunun içine tam olarak giremedi diye düşünüyorum. kırmızı kart da bizi mental olarak rahatlatmış olabilir. ama bu sonuçta tek maçtı. futbolda kaybetmek de var. yaşananları hatırlıyorsunuzdur, sanki şampiyonluğu kaybettik gibi bir ortam yaratıldı ama ama bu bizim inancımızı hiç kırmadı, aksine bizi daha da hırslandırdı. bu bir kazaydı ve sonunda iyiler kazandı.

    *2 sezon boyunca performans olarak sizi en çok şaşırtan oyuncular hangileriydi?

    genel olarak takımdaki tüm oyuncular çok profesyonel ve bireysel olarakta çalışmalarını titizlikle sürdüren bir oyuncu kitlesinden oluşuyor. daha önce de söylediğim gibi okan hoca çok koşan, önde baskı yapan bir takım istiyor. bizim oyun sistemimizde tüm takımın hareketli olması gerekiyor. herkesin kompakt şekilde hareket etmesi, hem topun olduğu yerde hem de topsuz alanlarda iyi organize olup takım hâlinde defans ve hücum yapması gerekiyor. işte bu noktada biz ekip olarak hem onların kişisel performansları hem de hocamızın oyun anlayışınızı göz önünde bulundurarak çeşitli programlar hazırlıyor, sürekli data ve analizlerle takip ediyoruz. burada hepsinin ne kadar profesyonel olduğunu belirtmekle beraber birkaç oyuncuya parantez açabiliriz;

    tüm oyuncularımız elinden gelenin en iyisini yapıyor, her oyuncu için ayrı ayrı parantez açabilirim aslında ama mertens’ten bahsetmek isterim. mertens çok büyük bir karakter, hem çok pozitif hem çok çalışkan. bu tarz işini profesyonelce yapan oyuncularda farkındalık da yüksek oluyor. yaş ilerledikçe neleri yapıp yapamayacaklarını fark ediyorlar ve ona göre çalışıyorlar. mertens tam da böyle biri. keza muslera da öyle, bu karakter ve profesyonellikte biri. ekstra antrenmanlar yapıyorlar, takımın gençlerini ve diğer oyuncularını da motive ediyorlar.

    *barış alper yılmaz son 2 sezonda inanılmaz bir gelişme kat etti. onunla ilgili düşünceleriniz neler?

    barış alper yılmaz’a ilk test yaptığımızda kendisine direkt ‘’sakatlanması çok zor bir adamsın’’ demiştim. eklem açıları çok iyi, esnek, kuvvetli ve çabuk vs. temasla oynamayı seviyor ve bizim oyun sistemimizle onun oyun tarzi çok uyuştu, kendini sahaya yansıtabiliyor.

    *geçen sezon zaha, crystal palace’ta izlediğimiz döneminden uzaktaydı. bununla ilgili yorumunuz nedir, sizce gelecek sezon nasıl bir zaha olacak?

    zaha karakteri ve kalitesi tartışılmaz bir oyuncu. çalışkan, birebirde çok etkili. onun takıma ilk defa katılacağını duydugum zaman çok heyecanlanmıştım. kaba tabirle 'ligi süpürecek' dedim. geldiginde sakatlıktan çıkmıştı ve o dönem bireysel de çalışıyorduk. ilk ivmelenme antrenmanı yaptığımız zamanı hatırlıyorum, canlı gözle hızlanmasını izlemek inanılmazdı. yıllarca tek bir takım ve ligde oynadıktan sonra alışık olmadığı bir ülkeye geldi. onun için zor bir süreç oldu. farklı bir lig, ülke, ortam ve sistem. iyi niyetiyle ve motive bir şekilde çalışarak takımda çok daha verimli olacağını düşünüyoruz. gelecek sezon inşallah kendi yeteneklerini sahaya yansıtırsa çok farklı bir zaha izleyebiliriz.

    *ıcardi, attığı gollerle galatasaray taraftarının sevgilisi oldu ve takımın en önemli oyuncularından biri. onunla çalışmak nasıl bir his?

    ıcardi inanılmaz çalışkan bir oyuncu. 'ben yıldız oyuncuyum, ıcardi’yim, ınter'de, paris saint-germain'de (psg) oynadım' diyerek idare eder, yüzde yüz çalışmayabilir diye beklenebilir ama her antrenmanda çok hırslı, futbol oynamayı çok seviyor. zaten ismi ıcardi ama galatasaray'da da kendini kanıtladı. 2. sezonunda daha da sorumluluk aldı, arkadaşlarını da motive etti. bir antrenör için onunla çalışmak mutluluk verici. yaşadığı sakatlığa ve ağrılarına rağmen hep kendi isteğiyle iğne olarak sahadaki yerini aldı bu sezon. hem saha içinde hem saha dışında karakteri ve çalışkanlığı ile ön planda. zaten bu enerjisi geçmese bugün türkiye’deki çocukların hepsi onun hayranı olmazdı. nereye gitsek, nereye baksak bir ıcardi çılgınlığı görüyoruz sevgi anlamında. hem de her takım taraftarlarından. ben onun bu kadar sevilmesinin, onu tanıdıkça çok normal olduğunu düşünüyorum. icardi için ‘koşmuyor, duruyor’ demek haksızlık.

    ıcardi, besiktaş derbisinde ghezzal'ın müdahalesinden itibaren çok uzun bir süre sakat olarak oynadı. acı çekmesine rağmen maçlarda oynamak istiyordu. son haftalarda fiziksel olarak biraz daha rahattı. ıcardi için sadece fiziksel olarak da düşünmemek gerekiyor. saha içinde toplu ve topsuz alanda pozisyon alışını da hesaba katmalıyız. ıcardi oradaysa rakip takımın defansı için bu bir alarm demek. bu yüzden dışarıdan bir gözle bazı taraftarların sosyal medyada ıcardi için 'duruyor, koşmuyor' demesi haksızlık bana göre.

    *mourinho'nun gelmesi motive edici bir şey. mourinho gibi bir antrenörü tartışamayız. elde ettiği başarılar, kazandığı kupalar ortada, dünyadaki sayılı antrenörlerden. ekibini henüz tanımıyoruz ama açıkçası bu bizi çok ilgilendirmiyor. mourinho’nun gelişinin fenerbahçelileri mutlu ettiği gibi bizi de rekabet anlamında motive ettiğini söyleyebiliriz.

    *ligimizde hakem tartışmalarının bu kadar çok olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

    öncelikle hakemlerimizden oyunu bu kadar durdurmamalarını rica ediyorum :) üzülüyorsunuz, çünkü bir emek veriyorsunuz. işin bu kadar basite indirgenmesi ve çamur atılması bizim motivasyonumuzu engellemese bile ortamın gerginleşmesi yapacağınız işi zorlaştırıyor. antrenmanda, soyunma odasinda, restoranda, tesiste herkes ister istemez bunu konuşuyor. "galatasaray hakemler sayesinde şampiyon oldu’’ denmesi doğru değil.

    biz isteriz ki herkes işini yapsın, iyi olan kazansın. fenerbahçe o gün bizi yendi, bizden iyi oynadılar ve yendiler. bunun ardından kalkıp 'galatasaray hakemler sayesinde sampiyon oldu' denmesi doğru değil. gerçekçi ve tutarlı olmak lazım. biz o tarafı pek düşünmüyoruz, kendimizi bundan soyutlayıp işimizi yapmaya odaklanıyoruz. keşke daha sağlıklı, huzurlu, kardeşçe bir ortam olsa. zaten biz öyleyiz ve bu değişmez ama maalesef son dönemde ülkemizde böyle sıkıntılar yaşıyoruz. fakat bunun bir spor olduğunu ve izleyenler için bir eğlence olduğunu kimsenin unutmaması lazım.

    *okan buruk ve ekibi bir gün yurt dışında çalışmak ister mi?

    okan buruk bunu hak ediyor. benim düşüncem de bir türk antrenör yurt dışında ülkemizi temsil edecekse o okan buruk'tur. benim ve ekip adına da farklı bir meydan okuma olur. 'türkiye ligi' dense bile ülkemizdeki antrenörlerin kalitesi ve bilgi birikimi açısından avrupa'dan bir farkımız yok.

    *okan buruk ile çalışmanın en zor ve en kolay yanı nedir, çalışmalarınız nasıl geçiyor?

    okan hoca futbolda bizim alanımızın ne kadar önemli olduğunun farkında ve bu sebeple özgürce işimizi yapabiliyoruz, fikirlerimize önem veriyor. bu onunla çalışırken en büyük motivasyonum. zor yanı ise hedefi her zaman en yukarısı olduğu için, futbolcuların performanslarını hep en yukarıda tutmamız gerekiyor. zor yanı dedik ama bu aslında okan hoca’yla çalışmanın en kolay yanıyla iç içe. işimizi şevkle yapıyoruz.

    sezon başı hazırlık dönemleri ve geçiş dönemleri bizim en yogun çalıştığımız dönemler. sezon öncesi dönemden gelen bir takımı hazırlaman ve müsabik hâle getirmen gerekiyor. bu sürede test ve ölçümleriz oluyor. futbolcuların durumunu görüyor, eksiklerini ve ihtiyaçlarını belirliyoruz. burada en büyük şansımız okan buruk ile çalışıyor olmamız. okan hoca’nın bilimsel çalışması işimizi çok kolaylaştırıyor ve neyi ne için yaptığımızı biliyor. biz raporlarımızı veriyoruz, takımın buna ihtiyacı var dediğimizde önümüzü kesmiyor. sezon içerisinde de hedef yükümüzü belirliyoruz ve bu doğrultuda yük takibi yapıyoruz. ayrıca en iyi performans için yorgunluk, sakatlanma riski için analizlerimiz, testlerimiz oluyor. maçların fiziksel verileri, gps ile takip ettiğimiz antrenmanların fiziksel verileri ile gözlemlerimizi bir araya getirip rapor hazırlayıp hocaya sunuyoruz. bizim için en önemlisi oyuncuların sağlığı. hedefimiz sakatlık yaşamadan sezon başından sonuna kadar eksiklerimizi tamamlayıp, oyuncuların hem takım hâlinde hem bireysel olarak performanslarını en iyi duruma getirmek.

    *geçtiğimiz sezon şampiyonlar ligi’nde galatasaray, bayern münih maçında önde pres yapmış, inanılmaz bir mücadele sergilemişti. o maçın hikâyesi neydi?

    bayern münih maçında aslında ekstra bir şey yoktu. biz her maça aynı çıkıyoruz. bu özgüven güzel bir şey. tabii ki her takıma karşı fiziksel olarak ne yapmamız gerekiyor, neye dikkat etmeliyiz bunları hesaplıyoruz. şampiyonlar ligi farklı bir motivasyon ve takımımız yıldızlarla dolu. hak ettikleri, ait hissettikleri yerdeydiler. mertens, ıcardi, barış, kerem, zaha, ziyech, muslera… o maç hepsi için bir meydan okumaydı. “biz varız' dediler ve hem ülkemizi hem galatasarayımızı çok iyi temsil ettiler. bu içten gelen bir şey. oyuncularımızı gururla izledik.

    *milli takımımız euro 2024’te mücadele ediyor. performans antrenörü olarak milli takımla koordinasyonu nasıl sağlıyorsunuz?

    oyuncularımız maçlara ve kamplara gitmeden önce milli takımın performans antrenörleri ile iletişime geçiyoruz. bireysel olarak dikkat etmesi gereken konular varsa feedback veriyoruz. dönüşte de nasıl gönderdiysek aynı şekilde gelmesini talep ediyoruz ve onlardan maç verilerini alıyoruz, feedback alıyoruz. oyuncu dönünce hedeflediğimiz performansı aynı şekilde devam ettirmeye çalışıyoruz. bir dönem gönderdiğimiz futbolcuların aynı şekilde dönmediğini gördük. bu da bizim için bir risk oluyor. bu nedenle koordineli bir şekilde çalışmayı sürdürüyoruz. milli takımımıza da euro 2024’te başarılar diliyorum.

    *kerem aktürkoğlu gürcistan maçında önemli bir gol attı. onunla ilgili neler söylersiniz?

    kerem aktürkoğlu çok çalışkan ve iyi bir oyuncu. çok duygusal. taraftarların bazen ona gösterdiği tepkiyi hiç haklı bulmuyorum. niye böyle bir şey oluyor onu da anlamıyorum. fedakar, terinin son damlasına kadar savaşan bir oyuncu ve takımın kaptanı. galatasaray’da ve avrupa'da oynamayı fazlasıyla hak ediyor. sadece duygusal karakteri onu biraz zorluyor. ama kerem takımı için her koşulda, her şeyini vermeye çalışan önemli bir oyuncu.

    eksiksiz aktardım ama illa kaynağından bakacağım diyen varsa;
    https://onedio.com/...esine-ragmen-1230476
App Store'dan indirin Google Play'den alın