• 2
    tarih 13 şubat 2001.. brezilya temsilciler meclisi'nde milletvekili aldo rebelo başkanlığında kurulan komisyon, vergi kaçırma suçlamasıyla bir ismi sorgulamaya başlar. saat 15:05'te başlayan sorgulama bittiğinde saatler 19:57'yi gösterir. 4 saat 52 dakika boyunca sorgulanan kişi alex de souza, nobre ve lugano'nun menajeri olarak ilerleyen dönemde birçok kulüp başkanından daha fazla gazetelerimizde yer alacak juan figer svirski'den başkası değildir. uruguay doğumlu olmasına karşın 30 yıldır brezilya'da yaşayan ve ülkesinde tek bir banka hesabı olmadığını komisyona anlatan figer, brezilyalı oyuncuları uruguay'daki central espanol ve rentistas kulüplerine imza attırıp ardından bu uruguay takımlarının ödediği bonservis bedellerinin çok üstünde bedellerle avrupa kulüplerine satmakla suçlanmaktadır. yani kısacası vergi kaçırmakla. çünkü o dönemde uruguay'da oyuncu transferlerinden vergi alınmamaktadır. birkaç yıldan beri de sadece yüzde 5 gibi düşük bir vergi belirlenmiştir. işsizlerin milyon dolarları komisyon, rentistas kulübü yönetiminde olan kişilerin işsiz olduklarını ve köhne barakalarda yaşadıklarını belirler. ama bu insanlar brezilya'nın genç yıldızlarına milyon dolarlar ödeyebilmektedirler!

    portuguese takımında forma giyen ze roberto (şu anda bayern münih'te oynuyor) 19 aralık 1996'da menajeri figer'e gider ve real madrid ile ön anlaşma imzalarlar. lazio transferde devreye girmeye kalkar ama real madrid, ze roberto ile anlaştığını açıklayınca geri çekilir. tarih 16 ocak'tır. beş hafta sonra anlaşma sağlanır. anlaşmanın olduğu gün devreye central espanol girer. uruguay'daki kulüp figer'indir. 4 milyon 600 bin dolar bonservis bedelini öder ve oyuncuyu alır. en son 1984'te şampiyon olan kulüp ze roberto'yu aynı gün real madrid'e 9 milyon 980 bin dolar bonservis bedeliyle verir. figer komisyona verdiği ifadede portuguese'ye yaklaşık 6 milyon dolar ödendiğini söyler. neden real madrid direkt olarak portuguese kulübü ile görüşmez de anlaştıktan sonra tek maç oynamadığı central espanol'a gitmesine izin verir? cevabı ortadadır: transferin uruguay üstünden yapılmasıyla real'in ödediği yaklaşık 10 milyon dolar değil, central espanol'un ödediği 4.6 milyon dolar (figer'e göre 6 milyon dolar) vergilendirilir. atletico paranaense takımı da komisyonda konuşulur. genç ve gelecek vaat eden oyuncuların yüzde 50'sini figer'in bilgisi dahilinde central espanol ve rentistas kulübüne verir. oyuncu değerlenince parsayı iki uruguay kulübü toplar; paranaense de açıktan pay alır. bonservis bedelleri vergilendirilmeden avrupa'ya transferler gerçekleştirilir. bir günde iki imza komisyonda figer'i başkan rebelo dışında silvio torres, geraldo magela, jurandil juarez de sorgular. bu isimler çıkışta gazetecilere figer'in delillerinin yetersiz, inandırıcılıktan uzak ve çelişkilerle dolu olduğunu açıklarlar. bu milletvekilleri, bonservis bedellerinin önemli bir bölümünün uruguay'a gittiğini ve brezilya'ya yeniden ama kayıt dışı olarak döndüğünü belirtirler. rebelo ise olay en iyi şekilde özetler: "brezilyalı futbolcu, sabah uruguay'daki iki kulüpten biriyle kontrat imzalıyor. akşam avrupa'ya transfer oluyor."

    komisyonda bulunan bir diğer milletvekili eduardo campos, figer'in brezilya-uruguay-avrupa üçgeninde tam 19 oyuncuyu sattığını belirlemiştir (bugüne kadar geçen 8 yılda bu sayının üç haneyi bulması muhtemel). atletico parana ense'den lucas da bunlar arasındadır. figer, oyuncunun yüzde 50 hakkını 400 bin dolara uruguay'ın rentistas kulübüne satar. ardından bu futbolcu 15 milyon dolara avrupa'ya transfer olur. bonservisin 7.5 milyon doları üzerinden vergi ödenmez. sahte pasaport suçlaması figer vergi takibi dışında iki suçlamayla daha karşı karşıyadır. biri sahte pasaporttur; ki arsenal'e sattığı edu, portekiz pasaportu sahte çıkınca figer'in yasadışı olarak pasaportu portekiz'den aldığını itiraf eder. diğeri carlos alberto parreira ve luxemburgo ile işbirliği yaparak sadece kendi oyuncularını milli takıma aldırdığı ve böylece oyuncuların milli olma sayılarını arttırıp avrupa'ya daha yüksek fiyatlarla pazarlayabildiği iddiasıdır. bu iki suçlamadan da beraat eder. meclis komisyonu figer'in kurduğu brezilya-uruguay- avrupa hattının usulsüz olduğu kararına varır; hesaplarının incelenmesini ister. ama figer'in çok güçlü dostları vardır. fifa eski başkanı joao havelange ona "manevi oğlum" der. brezilya futbol federasyonu başkanı teixeira ile olan yakın dostluğu herkesçe bilinir. sonunda yüksek yerlerde tanıdıkları onu bataktaki brezilya futbolunun sorumlularından biri olmaktan kurtarır. figer'in çevresini gösteren güzel bir örnek 2002 şampiyonlar ligi finali öncesi yaşanır. fifa başkanı sepp blatter, katılan 32 takımın temsilcisine kısa bir teşekkür konuşması yaptıktan sonra kimseye bakmadan yürümeye başlamışken bir anda durur. figer'e sarılıp kucaklaşır. calmund'a kredi sao paolo dışında madrid ve tokyo'da da ofisi bulunan figer, almanya'da da yakından bilinen bir isim. özellikle leverkusen'deki brezilyalı furyasında (tamamı figer'in getirdiği paolo rink, robson ponte, ze roberto, juan, frança) adı çok gündemdeydi. hatta leverkusen'i en yakından izleyen gazetelerden kölner stadt anzeiger'de 1998-2003 döneminde latin amerika'ya giden 11 milyon 850 bin doların açıklanamadığı belirtilmişti. figer'in hesaplarına giden bu paranın futbolculara yapılan vergilendirilmeyen ödemeler olduğu ortaya çıkmıştı. leverkusen takımının kilit yöneticilerinden rainer calmund'un kişisel hesabı için panama'dan bulunan düşük faizli kredinin arkasında da figer'in bulunduğu da iddia edilmişti.

    bu yazıda adı geçen iki uruguay kulübü de türk futbolseverlerine yabancı değil. uruguay 2.ligi'ndeki atletico rentistas'ın adı alex de souza ile ülkemizde duyuldu. fenerbahçe, bu kulübe "alex de souza'nın isim ve imaj hakkı" adı altında yılda 1.1 milyon euro gönderdiğini 20 ağustos 2008'de açıkladı. ze roberto gibi halen uruguay 1.ligi'nde yer alan central espanol da nobre'nin beşiktaş'a transferinde türkiye'de duyuldu. nobre, fenerbahçe'ye brezilya'nın cruzeiro takımından gelip 2.5 yıl kiralık olarak oynamıştı. 2006 mayıs ayında beşiktaş ile görüşüyordu. beşiktaş, 18 mayıs 2006 tarihinde imkb'ye "nobre'nin transferi için kulübü cruzeiro ile görüşmelere başlanmıştır" açıklamasını gönderdi. bunu aynı tarihte imkb'ye yollanan ikinci açıklama izledi ve beşiktaş nobre'yi central espanol'dan 3 milyon dolar bonservis bedeli ödeyerek aldığını duyurdu (1997'deki ze roberto örneğini hatırlamamak mümkün mü?) bunu geçtiğimiz günlerde haber yaparak "beşiktaş, fenerbahçe ile sözleşmesi sona ermiş olan nobre'yi cruzeiro ile görüştükten sonra neden uruguay'daki central espanol'dan aldı? ödenen 3 milyon dolar içinde bugün talep edildiği öne sürülen imza parası da mı vardı?" sorularını gündeme getirmiştik. futbolumuzu yönetenlerin, kulüplerden federasyona en üst düzeylerdeki yöneticilerin uzun süredir dillerinden düşürmediği "futbolun marka değerini koruma" sloganı var. bu sloganın sahipleri, uruguay-brezilya-avrupa üçgenindeki bu iddiaları bugüne kadar değerlendirdi mi, bugünden sonra değerlendirir mi? türkiye'deki figer operasyonları yasal olsa da, uruguay üzerinden bir vergi kaçağına yol açıyorsa "marka değerini korumak" ile ne kadar bağdaşıyor? tüm bu soruların yanıtlarını yine bu sloganların sahipleri verecek.

    kaynak : sabah.com
App Store'dan indirin Google Play'den alın