23
çağdaş atan, marafona’yı savunmuş ve tarihe geçen kahpe maçtan sonra otobüsle tek başına alanya’ya döndüğünü söylemiş. kulübü de kendisi de hiçbir oyunun parçası olmazmış. evet gerçekten de o gün sahada alanyaspor diye bir takım yoktu ve değil oyunun parçası, kırıntısı bile olamadı.
türk futbolunda hainliklerin üzeri örtüldükçe hiçbir şey düzelmez. bunlar neden oluyor? futbol tarihine geri giderek bir bakın anlarsınız. açık-açık, göz göre-göre şike yapan, cezalı futbolcuları bilerek oynatarak hükmen yenilen ve beşiktaş’ı şampiyon yapan, hakemleri satın aldığını söyleyen, rakip takımların kadrolarını yapan, ceza alanı içinde kendini yere bırakan ali gültikenlerin lehine penaltı çalan hakemleri aklayan (1985/86 sezonu gençlerbirliği-beşiktaş maçı) ve daha bunlar gibi onlarca pisliği halının altına süpüren bir tff oldukça türkiye’de hiçbir şey düzelmez. adam önüne gelen topu tutmamak için kollarını açma zahmetine katlanmıyor, üstelik bunu üç kez yapıyor, biri direkten dönüyor diğer ikisi gol oluyor. bir diğeri önce bütün topları dağlara taşlara vuruyor, sonra çok müsait pozisyonda, 7 metre 32 santimlik kale bomboşken, top da çok yavaş geldiği halde resmen dışarı atıyor ve bundan hiç gocunmuyor. 84 milyonun gözünün önünde yapıyorlar ve hiç tereddüt etmiyorlar. (2012 yılına kadar teşvik primi serbestti bu ülkede. teşvik şike olarak kabul edilmiyordu bunu biliyoruz ama sadece teşvik değil, şike de gırla gidiyordu ve hala gidiyor)
ondan sonra da medyada, alçakça bu pisliğin üzeri örtülmeye çalışılıyor. bu pisliğin üzerini örtmeye çalışan ne kadar medya mensubu, ne kadar spor adamı, ne kadar yönetici, ne kadar insan varsa hepsinin allah cezasını versin. amin.
anlamadıkları bir konu var bu sıvacıların. siz pisliklerin üzerini örttükçe zararı gören türk futbolu oluyor. türk futbolunun bu acınası halini gören yabancı futbolcular da futbolumuzun ırzına geçiyor. zaten tff’nin, hakemlerin ve mhk’nın yaptığı iğrençlikler arşa yükselmişken bir de buna futbolcular ekleniyor ve tirajikomik duruma düşüyoruz.
çağdaş atan bu oyunun parçası mı değil mi bilemem ama marafona’nın ve babacar’ın yaktıklarını izleyip de kenarda sessiz kalmak aleyhine karine oluşturur. sen adam gibi bir teknik direktörsen, oyuncularının bu tuhaf hareketlerini gördüğün anda ya onları uyarırsın ya da değiştirirsin. peki sen ne yaptın, marafona’yı sonuna kadar oyunda tuttun, babacar’ı da son dakikalarda lütfen dışarı aldın.
marafona ve babacar gibi futbolcular, bu yaptıklarından sonra bir dakika bile bu topraklar üzerinde kalmamalıydı/kalamamalıydı. her ikisi de aynı gün sınır dışı edilmeliydi. bak bakalım ondan sonra tek bir futbolcu ya da takım bir daha böyle bir şeye cesaret edebiliyor mu? peki bizde ne oldu? özellikle beşiktaşlı yazar ve yorumcular, şiddetle ve yırtınarak bu pisliğin üzerini örtmeye ve olayı kapatmaya çalıştılar. sırf beşiktaş aleyhine sonuç doğuracak diye bütün rezillikleri akladılar. tabi şimdi onlara sorsan, bu güne kadar şu oldu, bu oldu deyip vicdanlarını susturacaklar biliyorum. ama şu unutulmamalı ki bu pisliklere bir yerde dur denilmezse türk futbolu pis kokudan boğulup can verecek. bu pisliklere bu günden tezi yok dur denmeli. bu işlere artık müsamaha gösterilmeyeceği ilan edilmeli ve bunun için hemen yarın milat olarak belirlenmeli.
tff, mhk, hakemler ve tahkim kurulunun yaptığı adaletsizlikler ve akıl dışı, mantık dışı uygulamalara bir son verilmeli. futbolda açıklanamayacak kararlar veren tff, mhk ve hakemlerin soruşturulmasının yolu mutlaka bulunmalıdır. bunun için eski yargıtay ceza daire başkanlarından 13 kişilik bir tahkim kurulu oluşturulmalı ve üyeler fanatizmden uzak, takım tutmayan başkanlardan seçilmeli. onların futbol konusunda uzmanlaşması sağlanmalı (ki bu uzmanlaşma üç ay içinde sağlanabilir. çünkü ceza genel ilkelerine vakıf olan başkanlar, spor hukukuna da üç ay içinde vakıf olabilirler) ve bu yolla futboldaki bütün pislikler ortadan kaldırılmalı.
aksi halde, böyle giderse futbolumuz dip yapacak. bizzat kendi insanımız nefret edecek ve türk futbolunu takipten vaz geçecek. zaten şu anda gençliğin en az %30’u avrupa futbolunu izliyor. türk futbolunda adalet olmadığını, her türlü şikenin yapıldığını ve üzerinin örtüldüğünü, hakemlerin taraflı olduğunu, tff, mhk ve hakemlerin her sezon kimin şampiyon olacağına karar verdiklerini ve diğer takımların engellendiklerini düşünüyor ki asla da haksız değiller. sen böyle yapmaya devam edersen yarın senin yayın hakların 100 m dolar bile etmez. ondan sonra da bizim gençlerimiz bizi terk etti diye oturur ağlarsınız.
yarından tezi yok aklınızı başınıza alın ey tff, ey mhk, ey hakemler. (ey diye hitap etmek de bir garip geldi ama türkçe’de başka hitap tarzı yok maalesef.) çünkü öbür gün çok geç olabilir.
not:marafona’nın otobüsle dönmesi bile çok tuhaf. neden otobüsle döndü? arkadaşlarının yüzüne bakamayacağı için mi yoksa maçtan sonra yalnız kalmak(!) için mi? neden yalnız kalmak istemiş olabilir ki?