geldiği günden şu güne kadar adım adım taraftarın önce sempatisini sonra da güvenini kazandı. kazanılan türkiye kupası'ndan sonra dursun özbek'ten çapsızca bir hareketle riskli bir yabancı hoca ile anlaşması yerine, hocaya destek olarak yönetimin de elini rahatlattık. aslında hemen hepimiz takımın başında marka bir hoca ile devam etmeyi isteyebilirdik ama yakın geçmişteki acı tecrübeler ve ekonomik şartlar bizi bundan soğuttu, iyi de oldu.
sonrasında ise önce yurt dışı kampında geldiği günder beri gelişmesini beklediğimiz bruma'nın çok iyi ve rahat olduğunu, kesilen astronomik cezalara rağmen, sneijder, muslera ve selçuk gibi isimlerin motive olduğunu, takımda pozitif bir hava yakalandığını gördük.
hemen ilk kamptan sonra ise hocanın sözlüğü takip ettiğine şahit olduk :( umut, tarık, olcan gibi isimleri kadro dışı bırakması, salih, emrah gibi isimlerin iyi niyetli ama yetersiz olduğunu belirtmesi, takımın eksiklerini net bir şekilde teşhis edip, oyuncular konusunda yönetime karşı dik duruşuyla güvenimizi iyiden iyiye arttırdı.
artık takımın tek eksiği ve puzzle'ın son parçası olan ön libero transferini de yaptırabilirse sanırım avrupa'da da olmadığımız bu sezonda(16-17) kendisine gerekli tüm imkanlar sağlanmış olacak.
bundan sonrası ise hocanın ne yapmak istediği ve takıma hakimiyeti ile ilgili.
ben kendisiyle ilgili tek bir şeyi çok merak ediyorum, eğer bir ön libero gelirse yıllardır yedek beklemeyen takım kaptanı selçuk'u da ilk onbirden alabilecek mi?
şu şartlarda pek mümkün değil ama iyi bir ön libero gelirse bu konuda vereceği karar ile gözümde en üst mevkiye gelebilir. sportif başarı ayrı bir durum, ligde bunu belirleyen başka bir sürü faktör var ama takıma hakimiyeti için bendeki son sınav selçuk inan sınavıdır. josue gelince kesmesini beklemiyorum, en azından her maçta ama bir gerçek ön libero gelince selçuk'u en azından ligin ilerleyen haftalarında kesebilirse bu iş tamamdır.
ayrıca
riekerink bey diyeceksiniz!