resim
Johannes Hendrikus Olde Riekerink
Görev:Teknik Direktör
Takım:Dewa United
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 377
    evli evine köylü köyüne. geliştirme konusunda iyi olabilir fakat yarışma konusunda başarılı olacağını sanmıyorum. kendisi bir anda takımı barcelona yapmamıştır, öyle büyütüldüğü kadar büyük bir taktik değişim yaşamamıştır takım. nasıl olsa şampiyonluk gitti diyerek oyuncu moralleri biraz düzelmiştir, derbi maçları ve kupaya sarılmışlardır son haftada oyuncular hepsi bu. güzel kalpli hocamıza kupa için teşekkür ederek yerine şöyle avrupa görmüş, vizyonu olan ve mustafa denizli gibi çağ dışı yöntemleri olmayan bir teknik adama ihtiyacımız var.
  • 378
    kupa finalinde sneijder yerine 2 aydır oynamayan chedjou'yu almak çok mantıklı değildi. üstelik takım orta sahada pas yapamaz, top çıkartamaz hale gelmiş ve de tam bilal kısa'lık maça dönüşmüşken... yasin yerine sinan'ın çıkması da çok yanlıştı. sahada enerjisi hala mevcut olan bir sinan vardı onu da çıkartıverdi oyundan, gözlerimizin önünde. :(

    ancak maçı kazandıysak bu riekerink sayesindedir. açık ve net.
  • 379
    acilen alt yapıya gönderilesi sevimli hoca. kupayı resmen kendisine rağmen aldık. tam aynı beşiktaş maçındaki gibi maçı vermek üzereydi ki ilahi bir gücün gönlü razı olmadı. beşiktaş maçında donk sopasını oyuna alarak maçı vermişsin aynı hatayı hayatının en ölümcül maçlarından birinde yine yapıyorsun. neden ? çünkü ''ulan beşiktaş maçında böyle yaptık sopayı tuttuk, niye böyle oldu ki'' diye hiç düşünmemişsin.

    aslında mesele sneijder' in oyundan çıkması değil güzel kardeşim. asıl mesele sneijder oyundan çıktıktan sonra emre çolak' ı öne atman. orta sahada ayağa top yapıp topun sende kalmasını ve baskıyı geçebilmeni sağlayan topçuyu öne at, sonra her top, duvara çarpmışcasına defansına geri gelsin. demek ki neymiş? orta sahada oynattığım adam illa uzun fizikli sert güçlü kuvvetli olmak zorunda değilmiş artık. bunlar yanında olursa ne ala ama öncelikle o pozisyonda oynayan adam, iyi top yapıp pas trafiğine katılabilen, beli dönen, nispeten çevik ve oyunu yönlendirebilecek kadar teknik zekası ve ayağı olan bi adam olacakmış. sneijder çıktıysa hiç olmadı oraya bilal' i alacaksın. chedjou ve donk gibi kalasları değil. gözünü sevdiğim melo aklıma geldi bak şimdi yine.

    daha beteri olamayacak dursun efendi durduğu sürece hoca seçiminden de ümitli değilim. şaşırt bi zahmet be dursun!
  • 382
    galatasaray, tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiriyordu. sezona üç kupalı hoca hamzaoğlu ile başlanmış ancak önce transfer sezonundaki tutum, sonrasında istikrarsız oyun ve sonuçlara bir de yönetim ile idari anlaşmazlıklar eklenince henüz kasım ayındayken, hamzaoğlu görevden alınmıştı. bir önceki sezona benzer şekilde, yeni bir hoca gelene kadar yaklaşık üç hafta boyunca takım efsane kaleci antrenörü taffarel’e emanet edildi.

    kasım ayının sonunda ise tecrübeli mustafa denizli ile anlaşılmıştı. herkes bu hamleden çok umutlu gözüküyordu, çünkü denizli bu tarz kriz anlarından daha önce başarıyla çıkabilmiş bir isimdi ve geldiği ilk günlerde de kendinde duyduğu bu özgüven ile iddialı açıklamalar yapmaktan kaçınmıyordu. gerçekler ise hiç öyle olmadı. denizli galatasaray’ın başında 22 maça çıktı ve bunlardan yalnızca on birini kazanabildi. bu 11 galibiyetin de 7 tanesi kastamonuspor, karşıyaka gibi alt lig kulüplerine karşı türkiye kupası’nda alınan galibiyetlerdi. takım skor alamadığı gibi, hamzaoğlu döneminde başarılı olduğu hücum gücünü de kaybetmiş gözüküyordu. kısacası denizli krizdeki galatasaray’a ilaç olamadığı gibi düşüşte olan takımın adeta dibe vurmasına sebep olmuştu.

    bu esnada denizli’yi de acımasızca eleştirmek haksız olabilir. çünkü imza attığı dönemde galatasaray henüz gelmesi muhtemel olan ancak sezon sonunda açıklanması beklenen uefa cezası ile karşılaşmamıştı. muhtemelen özbek yönetimi ona ara transferde önemli bir bütçe vaadetti ve denizli de bu doğrultuda planlar yaptı. hatta ilk haftalarda takımdaki birçok oyuncuyu isim vermeden ağır şekilde eleştirmiş ve ara transferde bir temizliğe gideceğinin sinyallerini vermişti. ancak uefa’nın yaptırımını erken açıklamasıyla tabi ki her şey alt üst oldu. galatasaray 1 yıl süre ile uefa organizasyonlarından men edilmiş ve maaş bütçesi de 65 milyon € ile sınırlanmıştı. bu şartlar altında transfer yapmak tabi ki oldukça zorlaşmıştı ve denizli birkaç hafta önce sert bir dille eleştirdiği ve “budayacağını” söylediği oyuncu grubuyla devam etmek zorunda kalmıştı. üstüne üstlük en çok güvendiği oyunculardan burak yılmaz da kaybedilmişti. yapılan donk ve linnes transferleri ise kimin sorumluluğunda bilmiyorum ama bu hamlelerin facia niteliğinde olduğundan daha önce de bahsetmiştim. sonuç olarak denizli’nin son galatasaray döneminde bu faktörler de etkili oldu.

    denizli gittikten sonra ise tablo iyiden iyiye karanlığa bürünmüştü. lig ve avrupa kaybedilmiş, daha 7 ay önce üç kupalı sıfatı ile pohpohlanan oyuncuların özgüveni paramparça olmuştu. taraftar takımdan umudunu tamamen kesmiş, en büyük tepkisini ise galatasaray tarihinin en basiretsiz yönetimine gösteriyordu. bu beceriksiz yönetim kadrosu denizli sonrası süreci de aslında yönetemedi. öncelikle takımı alt yaş kategorileri antrenörü orhan atik’e emanet ettiler. ancak orhan hoca’nın lisansı, a takımda en fazla üç maç çalışabilmesine izin veriyordu. bu üç haftalık süreçte bülent ünder ve bülent korkmaz’a sezon sonuna dek sürecek sözleşmeler önerilmiş ancak ret cevapları ile karşı karşıya kalınmıştı. bu sırada takım kan kaybetmeye devam etmiş, ligde ilk beşin dışında kalarak avrupa’dan bir değil iki sene uzak kalmak tehlikesi ile burun buruna gelmişti. evet, bu yönetim gerçekten de galatasaray tarihindeki en beceriksiz ve en iş bilmez yönetimdi. ancak bir gerçek var ki bir o kadar da şanslıydılar.

    şanslarından ilki, önceki yönetimden miras aldıkları ergin ataman’dı. bütçesini 6 milyon $’a düşürdükleri basketbol takımı sezonu özellikle avrupa’da başarılarla geçiriyor ve – tabiri caizse –taraftarın gazını alıyordu. basketbol takımı eurocup’ta yarı finale yükselirken, başkan özbek’in bir sonraki sene basketbol bütçesini yarıya indireceklerini durduk yere kamuoyuna açıklaması adeta bu yönetime yakışacak bir hataydı. ancak buna rağmen galatasaray odeabank eurocup’ı kazandı, türk basketbolunda bugüne kadar alınmış en büyük kupayı ülkeye getirdi ve yönetime nefes aldırdı.

    diğer şansları ise, aslında bu yazının asıl konusu olan, jan olde riekerink’ti. yukarıda bahsettiğim kapkaranlık tabloda; yönetim, takım, taraftar darmadağın olmuşken; sezonun beşinci teknik direktörü olarak geldiği galatasaray’ı adeta uçurumun kıyısından aldı ve kulübün geleceğini kurtaran adam oldu.

    peki kimdi bu süper kahraman olde riekerink?

    53 yaşındaki hollandalı hoca aslında tam da galatasaray’ın geleceğini kurtarmak için, galatasaray futbol akademisi’nin patronu olmak üzere kulübe getirilmişti. ancak tabi ki kimse kulübün geleceğini bu şekilde kurtaracağını tahmin edemezdi. olde riekerink kimdir diye küçük bir araştırma yaptım ve cevabı şu şekilde özetleyebilirim:

    ajax alt yapısından çıktıktan sonra 8 yıllık başarısız futbolculuk kariyerini otuzlarının başında sonlandırıyor ve 39 yaşındayken belçika’nın gent takımında teknik direktörlük kariyerine start veriyor. o sezonu vasat ama kötü de olmayan bir şekilde 8. sırada tamamlıyorlar. takip eden sezonda ise takım yine 8. sırada seyrederken kasım ayında görevine son veriliyor. hemen ardından ülkesine dönüyor ve ikinci lig takımlarından emmen’in başına geçerek 1,5 yıl da orada görev yapıyor. ilk sezonunu yine 8. sırada tamamlasa da takip eden 2004/2005 sezonunda 19 takımlı hollanda ikinci liginde 30 puan toplayabiliyorlar ve emmen sonuncu olarak küme düşüyor. bu, olde riekerink’in mart 2016’ya dek yaşadığı son teknik direktörlük deneyimi oluyor. 2005/2006 sezonunda porto’nun hollandalı teknik direktörü adriaanse’nin ekibine katılıyor ve antrenör olarak bir portekiz şampiyonluğu yaşıyor. 2006’dan günümüze kadar ise, asıl başarıyı yakaladığı alt yaş kategorilerinde çalışıyor.

    galatasaray ile jan olde riekerink’in yolları nasıl kesişti?

    hollandalı hoca, porto’dan ayrılıktan sonra 2007 yazında ajax akademisi’nin başına geçti ve dört sezon boyunca ajax, hollanda ve dünya futboluna birçok oyuncu kazandırdı. onun yönettiği akademiden yetişen oyunculardan bazıları şunlardı: sneijder, suarez, van der vaart, de jong, heitinga, eriksen, emanuelson, alderweireld, van der wiel.

    kariyerinin en başarılı yıllarının ajax yılları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. ancak basındaki söylentilere göre cruyff ile yaşadığı fikir ayrılıkları sebebiyle 2011 yılında ajax akademisi’ndeki görevinden de ayrıldı. sonraki durağı ise ilginç bir tercih olmuş; çin. son yıllarda futbola büyük yatırım yapan çin, altyapı hamlelerini de olde riekerink yönetiminde yapmak istemiş. hoca, dört sezon boyunca da çin’de genç milli takımların yöneticiliği yaptıktan sonra mart 2016’da sneijder’in önerisiyle galatasaray futbol akademisi’nin başına getirildi.

    galatasaray’ı kurtarmayı nasıl başardı?

    yukarıda anlattığım gibi çok olağanüstü şartlarda kendisini bir anda galatasaray’ın başında buldu. ancak mart ayının ortasında, sezonun bitmesine iki ay kalmışken, her yönüyle dibi boylamış bir kulüpte aldığı bu göreve, yalnızca idareten sezonu bitirecek bir caretaker menajer olarak değil, camianın tam da ihtiyacı olduğu şekilde çalışkan, hırslı ve özgüvenli bir lider olarak yaklaştı. öncelikle oyuncularla arasındaki bağı samimi bir şekilde kurarak takıma özgüven aşıladı. daha sonra ilk on birde istikrar yakalamaya çalıştı ve doğru sistemde ısrar etti. bu doğrultuda teknik ekip ve oyuncu kadrosu arasındaki ilişkileri tamir ederek takıma yeniden – bölüm bölüm de olsa – iyi futbol oynatmaya başladı. özellikle kaybedilmiş olmasına rağmen, sezonu şampiyonlukla tamamlayan ve sezonun açık ara en iyi futbolunu ortaya koyan beşiktaş’a karşı oynanan güzel futbol hocaya olan güveni de arttırdı.

    denizli ile sekizinciliğe kadar düşmüş olan takım sakar teper de olsa ilk beş yarışına tekrar tutundu. son beş haftada 10 puan topladı ancak başakşehir ve osmanlı hata yapmayınca uefa cezasını çekme hakkını kazanmak için elde yalnızca fenerbahçe ile oynanacak türkiye kupası finalinin kazanılması şansı kaldı. ya ezeli rakibe karşı kupa kazanılacak ya da uçurumdan aşağı düşülecekti. olde riekerink, böyle bir ortamda takımını olabilecek en iyi şekilde motive etti ve yarım saatlik iyi oyunla kupayı kazanmayı başardı. belki akademiden genç yıldızlar yetiştirerek değil ama uefa cezasını bir yılda tutarak kulübün geleceğini kurtarmış oldu.

    akademinin başına mı dönmeli yoksa yeni teknik direktör olarak devam mı etmeli?

    gelinen noktada, berbat geçen bir sezonu kupa ile bitiren, uefa cezasının katmerinden kurtulan ve jan olde riekerink’i gerçekten seven bir takım bulunuyor. yani macera aramaya gerek olmadan bu ambiyans ile devam etmek, ilk bakışta kulağa iyi bir fikirmiş gibi geliyor olabilir. ancak teselli ödülü minvalinde gelen bu türkiye kupası’nın gazı ile yapılacak bu hamle büyük bir hayal kırıklığı ile sonuçlanabilir. çünkü bu karakterli ve yürekli adam, geçtiğimiz iki buçuk ay boyunca başarılı bir kriz yönetimi yapmış olabilir ancak galatasaray’ın şu anda ihtiyacı olan bundan çok daha fazlası. rasyonel ve akılcı bir planlama ile mevcut oyuncuların performanslarını maksimize edebilecek bir tecrübeye ihtiyaç var. yukarıdaki verilere de bakarsak daha önce yaz kampı geçirdiği tek takımla küme düşen ve bu konuda pek tecrübesi ve başarısı bulunmayan bir teknik adam jan olde riekerink.

    olde riekerink’in bu başarısını 2007/2008 sezonunda kalli’nin ayrılmasının ardından son altı hafta takımın başına geçen ve sezonu şampiyonlukla bitiren cevat güler hoca’ya benzetebiliriz. o dönem cevat hoca ile devam etmemek doğru tercihti ancak şampiyonluğun getirdiği rüzgar ile takımda yapılması gereken yeni planlama ve hamleleri yapmamak pahalıya mal olmuştu. bugün bu iki hataya da düşülmemeli. bahsettiğim meziyetlere sahip bir teknik adam liderliğinde yeni bir planlama ile sezona girilmeli; jan olde riekerink’e ise bu sezon sonu için teşekkür edilmeli ve akademideki görevine devam etmeli.

    futbol akademisi yalnızca olde riekerink ile kurtulur mu?

    bu, jan olde riekerink ilk kez geldiğinde de bahsettiğim bir konuydu. hoca galatasaray’a, alt yapıya yeni bir vizyon kazandırmak üzere yapılmış bir planlamanın sonucu olarak gelmedi. bana kalırsa yapılan hamle göz boyamaktan başka bir şey değildi. uzun yıllardır hiçbir yatırım yapılmayan, yurt içi ve yurt dışında oyuncu taramasının olmadığı, eski futbolcuların teknik adamlık tecrübe etmek için kullandığı; son 15 yılda ancak bir elin parmakları kadar üst düzey oyuncu çıkarabilmiş bir organizasyon yalnızca başına bir kişinin getirilmesiyle verimli hale getirilemez. yani olde riekerink’in yalnız başına alt yapının başına yollanmasına da gönlüm el vermiyor açıkçası. o yüzden umarım yeni bir planlama, teknik kadro ve 18-19 yaşındaki oyuncuların a takıma yükselmesi sırasında geçişi kolaylaştırabilecek yeni projelerle alt yapıya uzun yıllar hizmet eder. ancak bu yönetimin tüm bu projeleri gerçekleştirebilmesi bana kalırsa bir hayalden ibaret.
  • 384
    an itibariylegs tv'de. ekranın altında da "galatasaray teknik direktörü florya'da stüdyo konuğumuz " yazıyor.

    ver mesajı ver...

    ha bence çok sempatik adam, kısa zamanda da iyi işler yaptı. bu kadar kısa zamanda defansı toparlamak, duran toplara hareketlilik getirmek, saha içi çalışkanlığı arttırmak kolay değil.

    iyi bir tekik ekip kurup scout ekibiyle koordine çalışırsa şu maddi tabloda iyi bir tercih olabilir. zaten konuşulan adaylardan da bu adam çok iyi dediğimiz hiç bir hocanın gelmeyeceği ortada* favre, lucescu vs. takım buldu zaten.
  • 386
    taktik, oyuncu yetiştirme ve kullanma, ikili ilişkiler ve eksikleri anlama açısından gayet iyi bir teknik direktördür. fakat gel gelelim oyuna müdahale etmeyi hiç bilmiyor. çok hatalı tercihler yapıyor. şu özelliği olmasa teknik direktör falan aramayıp devam edelim derdim, fakat benim için bir teknik direktörün en olmazsa olmaz özelliklerinden birisi hamle yeteneğidir. birkaç sene birisinin altında çalışır ve bu muhakeme yeteneğini geliştirirse son derece iyi bir teknik direktör olacağına inancım var. fakat eğer kendisiyle devam edeceksek emre'yi neden yolladık sorusuna da mantıklı bir cevap bulamıyorum. gerçi yönetimde özbek brothers varken çok da mantık aramamak lazım sanırım.
  • 389
    teknik, taktik, sistem ve futbolcudan verim alma konusunda çok iyi olduğunu ispatlamıştır jan olde riekerink.

    bu sezon bize işaret edilen hoca kendisidir. zorlamaya gerek yoktur. altyapının başına 40-45 yaşlarında bir belçikalı geçirmek en doğrusudur. gidin belçikalı yıldızları yetiştiren bir iki hocayı bulup getirin. bulmazsınız gazeteye ilan verin inanın onlar gelip sizi bulacaktır.

    riekerink, inanıyorum ki şenol güneşten daha iyi bir sistem hocasıdır, taktisyenlikte de herkese ders verecek seviyededir. özellikle de gençleri takıma monte etme konusunda harika birisi. sneijder dahil üç dünya yıldızını futbol dünyasına armağan eden adam hakkında tereddüte gerek yoktur.

    oyuna müdahaleyi şenol güneş bile daha tam yapamamaktadır. en zayıf noktası budur şenol güneş'in.

    riekerink, donk, chedjou ve tarık çamdal müdahalelerinde hata yaptı ama bu takımı tanımamasından ve ilk aylarda olmasından kaynaklandı. son fener maçında sneijder-chedjou değişikliği dışında hatası yoktu ki o da kabul edilebilir bir hataydı.

    sonuç olarak riekerink'i bize allah gönderdi. kadere direnmemek gerek. aksi halde kırılan biz oluruz.
  • 390
    sneijder'in fanatik gazetesine verdiği röportajda da anlaşıldığı üzere önümüzdeki sene de teknik direktör olarak kalması ciddi anlamda düşünülen güzel adam.

    adam zaten futbolu biliyor; olcan yerine carole tercihi, umut yerine podolski tercihi, sağ bekte mümkün mertebe linnes'i oynatması, gamsız donk'u yedeğe alıp daha teknik olan emre'yi oynatması, takımın kondisyonunun toparlanması ve pas yüzdesinin artması vs vs...

    ayrıca artık takımı da tanıyor, oyuncularla arası gayet iyi.
    inşallah semih yerine koray'ı tercih eder ve kiralık olarak oynayıp geri dönen bruma ile telles'i takıma monte eder.

    abi sizin de öyle mi bilmiyorum ama uzun zaman sonra galatasaray'ı düşününce içimi heyecan kaplıyor.
  • 392
    hz. sportif a.ş. yeni yöneticileri hakkında olumsuz rapor vermişler.

    haklarında olumlu rapor verdikleri şahıs da quique sanchez flores. 26 şubat 2015'ten beri boşta olan arkadaş. son görevi getafe teknik direktörlüğü, görev de kalış süresi de tam tamına 1,5 ay! yine ondan önce 2011-2014 yılları arasında al-ahly'de görev almış. avrupa'da ciddi sayılabilecek son işi 2009-2011 yılları arasındaki atletico madrid teknik direktörlüğü. bu adama olur diyorlar; takımın artılarını, eksilerini bilen, iletişimi kuvvetli, oyun bilgisi yüksek riekerink'e olmaz diyorlar.

    allah akıl fikir versin ne diyeyim.

    edit: geçen sene watford'u çalıştırmış, wrongdoer'a teşekkürler.
  • 393
    2012-2013 sezonu şampiyonluğundan beri en akıllısından en iş bilmezine en yetkilisinden çocuk yaştaki taraftarına kadar akıl tutulması yaşayan güzel galatasarayımın geldiği son nokta olan hollandalı altyapı hocası.

    son 20 yılda ikinci kez yerel başarıları aşıp gerçek hedefe yürümeye karar vermişken daraltılan yabancı kuralları antrenör ayartmaları ile dış kaynaklı, antrenörünü, futbolcusunu yönetemeyen defalarca tercih hataları yapan; her türlü yöneticisiyle, kongre üyesiyle, antrenörüyle, futbolcusuyla iç kaynaklı problemler sayesinde yine kendi rutinine döndürülmüş oldu galatasaray. yine 87 öncesi sezonlardan birini yaşadık bu yıl kupayla eğlendik, avrupa cezasını teke indirdiğimize sevindik. son 10 yılda 4. kez şampiyonluk yarışı bile veremedik ne yazık ki.

    akıl tutulmasının son halkası da kendi işinde gayet başarılı olan riekerink oldu. futbolcular ona uyum sağladığı için değil, bu adam geçmişte başarılı olduğu için değil, sırf o takımın futbolcularına uyum sağladığı için gelecek yıl teknik adam olarak onunla devam etmek tam da dursun özbek tarzı bir yöneticilik olur. sevgili arkadaşlar bu adamın asıl işi bu değil biz ne zamandan beri oyuncunun anterenör belirlediği bir takım olduk ya da ne zaman böyle davrandığımızda sürekli başarılar elde edebildik. abilerle bir şekilde biten sezonların sonrası hep büyük hüsran olmadı mı?

    dursun özbek yönetimi daha iyi bir antrenör bulamayabilir haklısınız benim de çok ümidim yok. ama öyle olacaksa bile herkes kendi işini yapsın en azından riekerink altyapıda başarılı olsun. öbür türlü altyapımız yine boş kalacak ve çakma bir teknik direktörümüz olacak.
  • 394
    jan olde riekerink altyapı hocası diyenler, yetersiz diye rapor verenler, morinho'nun tercümanlıktan dünyanın en iyi teknik direktörlüğüne, pep guardiola'nın ve zinedin zidane'nin altyapıda kısa bir süre çalıştıktan sonra şu anda dünyanın ilk beş teknik adamı içine girdiğini görmezden geliyorlar.

    yetersiz raporunu verenler kimler doğrusu merak ediyorum. örneğin riekerink'ten çok daha kariyerli ve tecrübeli, riekerink'i yakından incelemiş bir kişi mi yoksa hayatında saha kenarında beklememiş biri ya da birileri mi?

    jan olde riekerink en azından bir şansı sonuna kadar hak etti ve bu şansı alnının teri, bileğinin hakkı ile kazandı. bunu onun elinden almak adaletsizliktir, haksızlıktır.

    not: altyapı için belçika'dan iyi bir hoca bulunulabilir. o maaşla çalışacak altyapı hocası bulmak hiç de zor olmasa gerek.
  • 397
    bazen olayların akışını, o olayın içinde bulunan insanlar dahi anlamlandıramaz. altyapının başına gelirken a takım antrenörlüğüne getirileceği zerre aklından geçmemiştir eminim. yönetimin fatih terim yanıltmacasının sonu bellidir, dursun bakkal çıkıp "fatih hocayı bekledik, o da hayır dedi, zaten temmuz başına geldik, o yüzden yeni hoca bulamayız" diyecek ve riekerink ile devam edilecek. bana göre de takımı tanıması, futbolcularla olan iletişimi, herhangi bir dizilişe, sisteme takıntısı olmaması, umut bulut gibi futbol kanserini takımdan kesmesi ve takımın en azından hücumda çok etkin hale gelmesi gibi bir sürü artısı var. ayrıca 96'dan beri takımı takip ederim, kendisi başa geçtikten sonra son maçlarda yaptığımız serbest vuruş organizasyonlarını, bu takım benim izlediğim dönemde hiç yapmamıştı. açık bir şekilde bilgisini, enerjisini kulübe aktarmaya çalışan güzel bir insana benziyor kendisi. bence avrupa'da olmadığımız bu kayıp sezonumuzda takımın başında kalmayı fazlasıyla hak ediyor. yönetim de bunu yapacak ama tepki çekmemek için son ana kadar beklemeyi tercih ediyorlar.
  • 398
    zannedersem yönetim şu günlerde camia içi muhalefetten ve taraftardan gelen tepkiye yönelik olarak kendisini yeni teknik direktörümüz olarak ilan edecek.

    devamında euro 2016 sonrası fatih terim'in gelip gelmeyeceği netleştirilecek. eğer fatih hocayla veya o olmayınca başka bir teknik direktörle anlaşılırsa zaten ne muhalefet ne de taraftarlar ''hani riekerink ile devam edecektik!!1!1!'' gibi bir tepki göstermeyeceği için riekerink'i görevden almak kolay olacak.

    şeker adam tamamen süs yani.

    (bkz: #1976493)
  • 400
    (bkz: #1970164)

    jan olde riekerink'in teknik direktör olarak önümüzdeki sezon galatasarayımızı çalıştıracağı, kap'a açıklamanın alp yalman'ın isteği ile bir hafta ertelendiği belirtilmiştir.
    kaynak; milliyet gazetesi.

    her yönü ile karşı olduğum ve istifasını istediğim dursun aydın özbek, bu kararı alır, uygular ve de sneijder'i de fiili oyuncu-yardımcı antrenör olarak değerlendirirse, transfer dahil bütün yetkileri bu ikiliye teslim ederse, (kontrollü yetki) buradan söz veriyorum bir daha asla ve asla dursun aydın özbek aleyhinde entry girmeyeceğim. (bu güne kadar yaptığı fahiş hatalara rağmen)

    yine milliyet gazetesinin haberine göre jan olde riekerink'in ilk vetosu neustadter'e olmuş. çok ta isabetli olmuş. veto gerekçesi rus futbolcunun çok ağır olması. (aynen katılıyorum)

    nevzat dindar'a ne kadar güvenilir bilmiyorum ama umarım doğru haberdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın