resim
Johannes Hendrikus Olde Riekerink
Görev:Teknik Direktör
Takım:Dewa United
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 2601
    jan olde riekerink asla büyük bir hoca olarak görülmedi. işini iyi yapmak isteyen ve bunun için çok çalışan bir hoca olarak görüldü hep. mesela kendisi büyük bir maçta yaptığı bir hamleyle gidişatı değiştirecek hoca değil. büyük bir turnuvada her maç rakiplerini şaşırtacak dizilişlerle sahaya çıkabilecek bir hoca da değil. benimsediği bir futbol anlayışı var ve bunu olabildiğince takım üstünde uygulamaya çalışıyor.

    neden istikrarlı bir başarı sergileyemiyor? benim şahsi görüşüm kadrodaki biri büyük ikisi küçük üç tane uzay deliği yüzünden.

    büyük uzay deliği: stoper ikilisi. serdar, hakan, semih, chedjou dörtlüsünden başarılı ve uyumlu bir ikili çıkaramıyoruz. en basit takımlar bile bize karşı inanılmaz pozisyonlar buluyorlar.

    küçük uzay deliği: sağ bek. şaka gibi ama sabri, cavanda, linnes üçlüsünün hiç biri galatasaray seviyesinde futbol oynamıyor. bu sorun stoper tandemindeki sorunla birleşince ortaya facia bir defans hattı çıkıyor. mesela carole'e bu anlamda çok saygı duyuyorum çünkü bu duruma rağmen işini iyi yapıyor. riekerink bile bu durumun altında ezilmekte.

    küçük uzay deliği 2: xelçuk. bu deliği artık açıklamaya gerek yok. de jong-tolga ikilisinden bir şey çıkmıyorsa takviye şart olucak buraya.

    riekerink her halükarda sezon sonuna kadar kalmalı. takviyeler yapılıp şu performans sürse bile sezon sonuna kadar beklenip yollar ayrılmalı. böyle şampiyon olsak bile.
  • 2602
    gerçekten bazı şeyleri çabuk unutuyoruz.

    --- alıntı ---
    zamanının efsane ajax alt yapısının "efsane" olmasını sağlayanlardan biri olduğu, porto gibi yine alt yapı konusunda dünyada parmakla gösterilen takımlardan birinde görev aldığı için, galatasaray'ın alt yapısının başına gelmesi sneijder'in jor'a değil, galatasaray'a kıyağıdır.

    kendisinin a takımın başında olması ise, kimsenin bu galatasaray'ı, bu bütçe ve böyle bir sezon sonra yönetmek istememesi, herkesin (kıçı kırık denizli dahil) ardına bakmadan kaçmasından sonra olmuştur.

    unutanlar olmuş, abdullah avcı bile kendisinden çok kazanırken, şenol güneş ve dick advocaat bu adamın maaşının 3-4 katını almaktadır.

    sezon başında "bu sene geçiş senesi, bu seneden bir şey beklemiyorum" diyenler, devre arasına girmek üzere olduğumuz bu günlerde zirveden 3 puan uzakta olduğumuzda kendisine yemeden,içmeden, sistematik olarak, açıktan ya da alttan alttan hakaret etme derdindeler.

    işte bunlar, şerefsiz basının elinde top gibi oynadığı taraftar kitlesidir. basının her lafına, rakiplerin her gazlamasına koşarak giderler. bizim ahmak yönetim de bunları dinlediği sürece galatasaray iki adım ileri gidemez.

    her sene teknik direktör kovmaya devam ederseniz, yakında alt yapınızın başına geçecek adam bile bulamazsınız.

    --- alıntı ---

    https://eksisozluk.com/entry/64691387
  • 2603
    16 aralık 2016 tarihindeki kırmızı çizgi programı her ne kadar garip! yorumlara sahne olsa da mehmet ayan'ın bir cümlesi aklıma riekerin hocamı getirdi. hatırladığım kadarı ile kendi ifadeleriyle aktarıyorum:

    "galatasaray'da oyuncuya dayalı sistem vardır. fatih terim dönemi hariç bu hep böyle olmuştur. hamza hoca da geldiğinde oyunculara elini uzatmış, sonra patronluk yapmaya kalkınca patlamıştır."

    bana göre de hocanın en büyük sınavlarından biri budur. ve şu ana kadarki hamlelerine bakınca halen bu sınavı verebilmiş değil. eğer bu düzeni kırabilirse başarılı olma şansı çok daha fazla olur. bu da hocanın elinde.
  • 2604
    riekerink'i eleştirirken geldiği nokta ile şimdi noktaya bakmak, kendisinden önceki teknik adamın yaptıklarını kıyaslamak, eleştiri dozunu tabii ki azaltabilir ki bence hiç bunlara gerek yok.

    şimdi hangi teknik direktör olursa olsun (kariyerli kariyersiz, altyapı hocası yılların tecrübesi) fark etmez, değerlendirilirken iki ana ölçüt ön plana çıkıyor. 1- sonuç 2- oyun.

    yukarıdaki iki durumu da bize sunan teknik direktörler var. mesela fatih terim, şenol güneş, eric gerets, karl heinz feldkamp gibi bu adamlar her zaman iz bırakıyor ve sonrakilerde de aranıyor. sadece sonuç sunup, oyun sunmayanlar var. aykut kocaman, christoph daum, mircea lucescu gibi, bu adamlar da iz bırakıyor ama en ufak başarısızlıkta homurtular yükseliyor. sonucu getiremeyip oyun anlamında iz bırakanlar da var. michael skibbe, frank rijkaard gibi, bu isimlerde iyi oynattığı sürece sonuç gelmese de sabır gösteriliyor ama oyunda kötü olursa gidiyorlar.

    yani bu iki ölçüden sadece biri bile olsa zaten eleştiri nispeten az ve değerlendirenler sabırlı oluyor. mesela bu sezon oyun anlamında hiçbir maçta yeterli değildik ama sonuç geldiği için bu takım ilerler diye taraftar, bilhassa riekerink'e saygı kazandırmak için kenetlendi ve arena 40000 kişiye kadar gördü. ancak, dört maçtan üçünü kaybetmek gibi bir döneme girildiğinde yani sonucu kaybettiğinde de eleştirilerin dozu en üst seviyeye çıktı. ciddi bir kriz döneminden kolay fikstür avantajını kullanarak çıktı riekerink. fakat oyun hala yeterli düzeyde değil ve bu sebeple, en ufak bir olumsuz sonuçta yine hunharca eleştirilecek.

    demek istediğim, şuan kaderi tamamen kendi elinde riekerink'in, yönetimin bile açıkca oyundan memnun olmadığını belli ettiği bir ortamda sonuçlar başarısız olursa sezon sonunu bile göremeyebilir. şuanki form durumuna bir de etkili bir oyun eklerse tekrar riekerink bey moduna, tam tersi olursa riekerink bye moduna döner.
  • 2605
    şu gerçeği kabul edelim, takımımızın şu anki kadro durumu ile teknin direktör hamza hamzaoğlu da olsa, denizli de olsa, mancini, prandelli, ya da riekerink, farketmiyor, bu takım bu kadar oynuyor. daha iyi bir futbol beklemek imkansız. bu saydığım devrimci olmayan, "durum teknik direktörlerinin" içinde, riekerink insani faktörlerle ve ucuz maaşı ile, bana göre, bir adım öne çıkıyor. şu ana kadar da bu segment içinde diğer muadillerinden hiçbir eksiği yok.

    diğer segment ise devrimci teknik direktör. feldkamp gibi. ilk dönem terim gibi. eskileri, yıprananları masanın üstünden süpürüp yepyeni şeyler ortaya çıkaran biri. feldkapm geldi, okan, hakan şükür, papin mustafa çıktı meydana. bülent korkmaz ve tugay iyice parladı. terim geldi, ümit davala, hakan ünsal, emre b. çıktı meydana, arif, suat parladı. takım iki dönemde de ekstra bir motivasyonla oynuyordu ve bu motivasyon teknik direktörün bağırması çağırması değil, değişimin, yeniliğin motivasyonuydu. aynı motivasyon biz taraftarda da vardı tabi.

    sözün özü, şu anda belki de ülkesel koşullardan devrimci teknik direktörler bu topraklarda olmayı pek tercih etmiyorlar, mesela dortmund'a gitmeyi tercih ediyorlar. (bkz: thomas tuchel). ama elbet bir gün başımıza bu tarz biri geçecektir. o güne kadar ise benim riekerink'e desteğim vardır. mükemmel olduğu için değil, bu tarzda başkası da gelse, bu kadroyla aynı olacağını düşündüğüm için.
  • 2606
    bu adamın takımdaki ipleri tamamen eline aldığına inanmıyorum. sahada oynanan oyundan tut, kimin oynayacağına, transfer listesinde ismi geçen oyunculara kadar muhakkak işine karışılıyor gibime geliyor. geliyoru fazla, direkt öyle hatta. sabri'ye, selçuk'a, semih'e bilmem kime hayran olduğu için değil, yönetimden istek geldiği için rica minnet oynattığını düşünüyorum. hatta sadece yönetim de değil, bence sneijder'in de etkili olduğunu söyleyebilirim. zira selçuk kesilecekse madem, niye daha evvel yedek kalmadı? fener maçına kadar ilk 11 başlayıp, o maçta direkt yedekte bırakılacak bir şey yapmadı. yani 2-3 haftalık kötü bir dönemde değildi. antalya, rize, adana bilmem ne maçına kadar kesilmeyen adam, tak diye kadıköy'de yedek bırakılırsa, orada bir bit yeniği vardır. zira aynı şey bence hamit'in ve yasin'in de durumları için geçerli. yasin kadro dışı bırakılmış, hamit'in de kontratı bitmiş olacaktı. jan olde riekerink bey de haliyle rüştü ne yönetime, ne de takımdaki ağır toplara yetmeyeceği için sesini çıkaramadı.

    şu anda gördüğümüz takım da haliyle jor'un tamamıyla kendi takımı değil yani. he bu durum ilk defa mı oldu sanki, yıllardır teknik direktörün işine karışılıyor bu memlekette diye, orası da tamamen doğru bir şey. ilk defa karşılaşılan bir durum değil, son da olmayacak muhtemelen.

    tabiki işin aslını astarını da bu kişilerden asla duyamayacağız. eğer ola ki sneijder veya riekerink'ten birisi bir kitap yazıp da şu son 3-4 aya değinmez ise.
  • 2608
    sorulan abuk abuk sorularla ilgili kendisine arka çıkan olmadığı için bu durum artık olağan hale geldi. mükemmel yönetimimiz sağ olsun. hatta tl sorusu ile ilgili ertem şener filan çıkar bu herkesin merak ettiği bir konuydu, bunlar sorulmalı, gazetecilik bu filan der. artık işi pişkinliğe vuruyor adamlar. el insaf. ne olursa olsun karşındaki galatasaray teknik direktörü. aynı soruyu gidip fatih terim'e, şenol güneş'e de sorsana delikanlı?
  • 2612
    kendisini, türk halkına şirin gözükmek için oruç tutan prandelli'ye benzetiyorum. o da böyle iyi niyetli filandı, ligde de iyi puanlar toplayıp içeride fener'i bile yenmişti. ama tüm bunlar rezil bir hoca olduğunu değiştirememişti.

    riekerink de aynı hesap. adamın kızlarının isini sordular, parasını tl'ye çevirip cevirmeyecegini sordular, yanında calışan orhan atik'i riekerink'e sormadan kovdular.

    ama riekerink sırf galatasaray'ın başında 1 gün fazla kalabilmek adına tüm bunlara tek ses bile edemiyor. gıkı dahi çıkmıyor. esip gürlemiyor. bu nasıl iş diyemiyor. böyle medya iletisimi, böyle yönetici hoca iletisimi olur mu?

    evet basın terbiyesiz, yönetim de hocayı takmıyor diyelim. bunların yaşanmasında hocanın hiç payı yok mu? bu kadar sus pus durulur mu? ya da niye durulur? tek cevap efendi olmak mı? tabi ki hayır.

    kariyerinin zirvesi, çin milli takımının alt yaş kategorilerinde hocalık ise ve suan galatasaray'in teknik direktörüyseniz ve hayal dahi edemeyeceginiz mevkiye sneijder'in önerisiyle getirildiyseniz, sizin ilk göreviniz ''susmaktır'' zaten. susayım ki bu görevden alınmayayım bakış açısıdır.

    iki basın mensubuna haddini bildiremeyen, sinan gümüş'ünden kaptanına kadar(gencinden tecrübelisine kadar) her oyuncudan posta yiyen, yönetimin ise yardımcı hocasını kovduğu bir adamın, tüm bu olanlara tek kelime edememesini ''iyi niyetli adam'' diye açıklamak fazlaca iyi niyetli bir bakış açısı.
  • 2613
    türk futbolcular, evlatlarımız (!), euro ve dolar üzerinden sözleşme yaparken bu adama sorulan tl'ye geçecek misiniz sorusu kötü niyetin, iki yüzlülüğün en net örneğidir. tl'ye filan geçmeyecek. önce o evlatlar, o çok değerli filozoflar ve imparatorlara sorun bu soruları. teknik anlamda eleştiri tamam ama hocaya terbiyesizlik yapılmaya son sürat devam ediliyor.
  • 2614
    dün çeşitli gazetelerde : türk lirasi'na geçer misiniz sorusuna verdiği cevap farklı farklı yazıldı.

    bazı gazeteler "tabii ki fazla para verirlerse geçerim, diyerek espri bir yana bu duruma bende çok üzlüyorum" diye yanıt verdi yazarken;
    bazı gazeteler daha başlıkta " bak sen şu pişkine " diye yazıp " türk halkı dolarlarını bozdururken her gün şehitler verirken o maaşını zamlı alırsa geçermiş" diye yazıyordu. bunlardan biri de posta gazetesi idi. dün bizim berberde gördüm.

    nasıl bir nefret, nasıl bir ötekileştirme, korku -artık adı her neyse- var bizim insanlarımızda. neden yani ? bunu okuyan yüzlerce kişi demez mi hain diye. asıl hain bu mudur yoksa bu haberi yapanlar mı ?

    ben kendisinden çok umutluydum. sabri'yi oynattığından beri umut falan bırakmadı bende ama bir an önce gitmesini istiyorum. biz bu şerefsizliğe alıştık kanımızda var artık ama kendisine alıştırmayalım. dünyada ki güzel insanları bozmayalım.
  • 2617
    18 aralık 2016 osmanlıspor galatasaray maçı için en büyük dezavantajı, bir gün önce beşiktaş'ın kasımpaşa karşısında kaybettiği 3 puanın, bu çok zor deplasman için beklentiyi en üst seviyeye çıkarmasıdır.

    umarım şans riekerink'le olur. sakatlıklar, hakemler falan derken bir şekilde kazanırız.

    kalan 2 haftada 6 puan ligin son yarısı için umutları taze tutacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın