1
2006 yılında izmir'in dikili ilçesinde yapımı tamamlanmış olan aydınlıklar stadı. tıpkı erdal inönü gibi parıldar izmir'de.
sessizdir erdal gibi,
kuytuda ama sanki isyan eder gibi durur,
bağırmak istiyormuş da bağırganlığı kendine yakıştıramadığını kestirdiğinde içine atıyormuş gibi,
öyle dik öyle zarif uzaklardan.
erdal demişken, can dündar'ın erdal inönü söyleşisini/kitabını okumadan geçmemenizi şiddetle tavsiye ederim. memleketin en büyük bilim insanlarından birinin öyküsüdür o kitap, asrın tanıklıklarını ve cumhuriyet tarihinin bilinmeyenlerini çok güzel işler. etkileyici yanları bir yana tüm fikirleri alt üst edebilecek fedakarlıkları okuduğunuzda anlayacaksınız daha da cumhuriyetin kıymetini. yerinde yeller esen cumhuriyetin.
''babam bizi hiç öpmezdi'' diyor erdal abi, evin içinde de çok resmi davranırdık babama, o çok sert ve disiplinli bir adamdı diyor keza. halbuki;
cumhuriyetin anne karnından yeni çıktığı dönemlerde ismet paşa kağıt kalemi eline alıp köşeye geçer ve uzaktaki eşine mektuplar yazardı.
hemen her mektubu mevhibeciğim diye başlar,
yine her mektubunda oğlu ömer'i, sonraki yıllarda da erdal'ını sorardı. ilk oğlu izzet 2 yaşında gözlerini yummuştu hayata ismet paşa'nın. cephedeyken aklı hep izzet'te olur, mevhibeciğim izzet'imiz nasıl derdi. bulduğu her fırsatta yine kalem kağıdı alır büyük bir heyecanla evladını sorardı mevhibe'sine. izzet hastalıktan öldüğünde ismet paşa cephede etkilenmesin diye eşi ve çevresi bu durumu ondan saklarlar. ismet paşa çocuğunun öldüğünden habersiz mektuplar yazar, hanımı izzet iyi dedikçe içinde gülücükler açar. gerçeği çok sonra öğrendiğinde yıkılacaktır. çocuğunu toprağa bile gömemez ismet paşa. ama o inönü'de, sakarya'da, dumlupınar'da vatan toprağını canı pahasına savunur ve evlat acısını içine gömer.
belki bundandır erdal ağabey sizi yanaklarınızdan öpmeyişi, belki evladını kaybeden babanın geçirdiği sinir krizlerindendir, belki çocuğunun ölümünden habersiz ona mektuplar yazdığındaki hayal kırıklıkları kırmıştır kalbini ismet paşa'nın. hayata yeminlidir belki.
söyle bana anka kuşu
`bir ömrü adamaya değer misin?`
erdal inönü'nün ilk ve tek şiiridir bu. gençliğinde karalamıştı bunu. anka kuşu fizikti. içindeki fizik aşkı çok büyük bir adam erdal inönü...
işte böyle büyük insanlar geldi geçti memleketten. cumhuriyetin ışığında beliren insanlar, cumhuriyetin aydınlığıyla gün yüzüne çıkan büyük insanlar. senin sessizliğinden, zarafetinden, kültüründen, bilgeliğinden, duruşundan çok ders çıkartılır erdal ağabey. sessiz çığlıkların çok kez içimizdedir. fizik senin de yaptığın gibi bir ömrü adamaya değerdi.
ama sen, senin gibiler, cumhuriyetin büyük insanları! asıl sizler bir ömrü adamaya değersiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=4QzxrGu0BS8 : güzel gidiyor.
sessizdir erdal gibi,
kuytuda ama sanki isyan eder gibi durur,
bağırmak istiyormuş da bağırganlığı kendine yakıştıramadığını kestirdiğinde içine atıyormuş gibi,
öyle dik öyle zarif uzaklardan.
erdal demişken, can dündar'ın erdal inönü söyleşisini/kitabını okumadan geçmemenizi şiddetle tavsiye ederim. memleketin en büyük bilim insanlarından birinin öyküsüdür o kitap, asrın tanıklıklarını ve cumhuriyet tarihinin bilinmeyenlerini çok güzel işler. etkileyici yanları bir yana tüm fikirleri alt üst edebilecek fedakarlıkları okuduğunuzda anlayacaksınız daha da cumhuriyetin kıymetini. yerinde yeller esen cumhuriyetin.
''babam bizi hiç öpmezdi'' diyor erdal abi, evin içinde de çok resmi davranırdık babama, o çok sert ve disiplinli bir adamdı diyor keza. halbuki;
cumhuriyetin anne karnından yeni çıktığı dönemlerde ismet paşa kağıt kalemi eline alıp köşeye geçer ve uzaktaki eşine mektuplar yazardı.
hemen her mektubu mevhibeciğim diye başlar,
yine her mektubunda oğlu ömer'i, sonraki yıllarda da erdal'ını sorardı. ilk oğlu izzet 2 yaşında gözlerini yummuştu hayata ismet paşa'nın. cephedeyken aklı hep izzet'te olur, mevhibeciğim izzet'imiz nasıl derdi. bulduğu her fırsatta yine kalem kağıdı alır büyük bir heyecanla evladını sorardı mevhibe'sine. izzet hastalıktan öldüğünde ismet paşa cephede etkilenmesin diye eşi ve çevresi bu durumu ondan saklarlar. ismet paşa çocuğunun öldüğünden habersiz mektuplar yazar, hanımı izzet iyi dedikçe içinde gülücükler açar. gerçeği çok sonra öğrendiğinde yıkılacaktır. çocuğunu toprağa bile gömemez ismet paşa. ama o inönü'de, sakarya'da, dumlupınar'da vatan toprağını canı pahasına savunur ve evlat acısını içine gömer.
belki bundandır erdal ağabey sizi yanaklarınızdan öpmeyişi, belki evladını kaybeden babanın geçirdiği sinir krizlerindendir, belki çocuğunun ölümünden habersiz ona mektuplar yazdığındaki hayal kırıklıkları kırmıştır kalbini ismet paşa'nın. hayata yeminlidir belki.
söyle bana anka kuşu
`bir ömrü adamaya değer misin?`
erdal inönü'nün ilk ve tek şiiridir bu. gençliğinde karalamıştı bunu. anka kuşu fizikti. içindeki fizik aşkı çok büyük bir adam erdal inönü...
işte böyle büyük insanlar geldi geçti memleketten. cumhuriyetin ışığında beliren insanlar, cumhuriyetin aydınlığıyla gün yüzüne çıkan büyük insanlar. senin sessizliğinden, zarafetinden, kültüründen, bilgeliğinden, duruşundan çok ders çıkartılır erdal ağabey. sessiz çığlıkların çok kez içimizdedir. fizik senin de yaptığın gibi bir ömrü adamaya değerdi.
ama sen, senin gibiler, cumhuriyetin büyük insanları! asıl sizler bir ömrü adamaya değersiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=4QzxrGu0BS8 : güzel gidiyor.