inşaat mühendisiyim. medine uluslararası havaalanını devreye almasına kadar yaptık ve teslim ettik. “tanımlanmamış havalimanı” ne demek? ya da havalimanı nereye tanıtılır? bilmiyorum. ama kısaca iki kelime özetleyeyim,
icao diye bir birlik var, açılımı da: uluslararası sivil havacılık teşkilatı. havacılık ile alakalı bütün düzenlemeleri yapmaya tek yetkili kurumdur. uçuş rotalarından tutun da havalimanı koduna kadar bu teşkilat tarafından ayarlanır.(bkz:
icao code)
bir de icao nun önerisi ile girdiğiniz teşkilat var,
iata. o da uluslararası havataşımacılığı birliği. thy de üye bu birliğe aynı zamanda. bu da tarifeleri ve uçuş yetkilendirmelerini denetleyen örgüt. uluslararası sahada üye olmadan özellikle kargoları çok zor taşırsınız.
durum böyle iken havaalanı tanıtılmamış demek cahillik. belki izlandaya konyadan yapılan ilk uçuştur, o da türk makamlarının sorunu değil, izlanda kendi içinde bu şekilde bir prosedür uyguluyorsa kendisi halletmeliydi.
sonra, e. belözoğlu’nu bende sevmem ama orda bulunmasının nedeni milli takım. ve aynı zamanda o takımın kaptanı. bu sebeple ona yapılan hakaret aslında onun nezdinde hepimize yapılmıştır. tuvalet fırçasına kadar düşmek de insanlıktan nasibini almamaktır. empati yapıp, çirkinliği örtmenin bir faydası yok.
“irkçı birinin söylemlerini dinlemek istemiyorum” diyen yavşağın, tuvalet fırçasını herhangi bir insana uzattıktan sonra, "ırkçı birinden" ne farkı kalıyor? ben ırkçı değilim diyebilir mi?
sonuç olarka, adamların yaptıkları üç kelime ile çok basit, " insan haklarına saygısızlık ". bunu kavramsallaştıramadığınız zaman kıvranıp durursunuz. kıvranmayın.