"istanbul/türkiye yaz olimpiyat oyunlarına neden ev sahipliği yapmalı?" temalı uzunca bir entryim, yanlış bir tıklama sonrası uçtu gitti. motivasyonum düşse de bazı rakamları paylaşmak istiyorum.
aslında bütün hikaye 1984 los angeles oyunları ile başlıyor. o tarihe kadar sadece bir yük gibi gözüken oyunlar 84'ten sonra bir cazibe halini alıyor. 84 l.a. olimpiyatları ülkeye
* 3.2 milyar dolarlık bir girdi sağlıyor. organizasyona ev sahipliği yapmak için yapılan çalışmalar müthiş rakamlarda istihdam yaratıyor. l.a. için internette dolaşan istihdam rakamı 300000 seviyelerinde. bu rakamın kaynağı bir makale olmadığı için es geçiyorum. bu rakamlardan sonra 88 oyunları için rekor düzeyde başvuru yapılıyor
*. en nihayetinde oyunlara güney kore'nin başkenti seul ev sahipliği yapmaya hak kazanıyor. oyunlara hazırlık sırasında güney kore'de 30200 kişilik ek istihdam yaratılıyor. ülkeye gelen turist sayısı önceki yıllara göre %23 artıyor. organizasyon ülkeye 3 milyar dolar bırakıyor. 2000 oyunları sidney'de yapılıyor. oyunlar ülkeye 6 milyar avusturalya doları bırakıyor. 1.3 milyon turist ülkeye akın ediyor. oyunlara hazırlık yapılan 94-00 tarihleri arasında 20000 ek istihdam yaratılıyor. bu liste böyle devam ediyor.
her oyun için rakamları falan yazmıştım ama uçtu gitti. yani demem o ki olimpiyat hangi ülkeye uğruyorsa ek istihdam yaratıyor. bazı mecralarda ekonomik yükten başka bir şey değil gibisinden kestirip atılan olimpiyat aslında o kadar da zararına yapılan bir şey değil. yapılan yatırımların ekonomik olarak geri dönüşü belki uzun vadede bile mümkün değil ama şehrin ve ülkenin kazandığı tesisler ve onların getirilerinin yanında rakamlar kıyaslanamaz. zaten devlet denen şey vatandaşlarına hizmet getirmekle yükümlü bir kurum. işin hazin yanı istanbul/türkiye'nin dünya standartlarında bir ulaşım ağına, spor tesislerine ulaşması için ancak olimpiyatlara ev sahipliği yapması lazım. yoksa hizmetin geleceği yok. neyse...olimpiyatlara ev sahipliği yapan her şehir alt yapı yatırımlarından tutun da havasının temizlenmesine kadar inanılmaz olarak gelişiyor. ülkenin/şehrin kazandığı olimpik seviyedeki tesisler uzun vadede ülkenin sporcu fabrikası haline geliyor. yine aynı şehirlerde organizasyon kültürü denen şey gelişiyor. olimpiyatları atlatan şehir/ülke her türlü organizasyonu sorunsuz yapabilecek bilgi birikimine sahip oluyor. önceki entrylerde istanbul'un ulaşım sorunu yüzünden bu işin olmayacağı, rezil olunacağı yönünde şeyler yazılmış. bence olaya şu yönden bakmak lazım; bu organizasyonu almak için komitenin önüne kapı gibi projelerle gideceksin. komite "hatrına", "ama hakkımız bu kaçıncı adaylığımız" diyene değil iyi hazırlanana veriyor ev sahipliğini. avrupanın en gözde şehirlerinden barselona 5. adaylığında alabilmiş organizasyonu. yani demek istediğim eğer ev sahipliği hakkını alırsak o trafik ve ulaşım sorununu komitenin standartlarına çekecek bir çok yatırım zaten yapılacak/yapılmak zorunda. hooop bugünün istanbuluna gelmeyek olimpiyat. 7 senelik hazırlık süreci geçirmiş, yatırımları yapılmış istanbula gelecek. eğer istanbul ev sahipliği hakkını kazanırsa, istanbul halkı ulaşım sıkıntısından bir nebze kurtulur. yine rakamlara döneyim. organizasyonu alan şehirlere yapılan çevre düzenlemeleri ve şehirlerin kazandıkları sosyal alanların miktarlarına bakalım.
-2008 pekin için şehir metrosuna 5 yeni hat ve 50 yeni duraklık ekleme yapılıyor. yine şehrin yeşillendirme çalışmalarında toplamda new york central park'ın 3 katı büyüklüğünde alan yeşille kaplanıyor. şehir 22 yeni toplanma alanına kavuşuyor. 15 toplanma alanı yenileniyor.
-2004 atina için şehirde 250 hektarlık alan park ve toplanma merkezi haline getiriliyor. kurumuş veya mevsimlik akan 60 dere manzaralı parklara çeviriliyor.
-2000 sidney için 760 hektarlık bataklı alan kurutuluyor. havalimanı için metro ulaşımı sağlanıyor.
ev sahibi şehrin dünya çapında reklamı olayına girmiyorum bile. velhasıl hem bölge-ülke ekonomisine getireceği kıpırdanma hem de sosyal hayatı kolaylaştıracak yatırımlara ön ayak olması bakımından olimpiyatlara ev sahipliği yapmak istanbul'un çıkarınadır. umudum kazanmamızdan yana.