aslında sadece futbolda değil hemen her dalda başarılı herifler.
real, barça, atletico ve sevilla'yla kulüp bazında ortalığın tozunu attırıyorlar. milli takımları, üst üste üç turnuvayı kazanmak gibi psikopatça bir başarıya imza attı.
baskette barça ve real gene hayvani. milli takımları gene avrupa'nın en güçlülerinden. hemen her turnuvada madalya kazanıyorlar. pau gasol gibi bir bayrak adamları var.
teniste nadal gibi bir mutant çıkardılar, şu an eski halinden eser kalmasa da yıllarca ortalığı anasını ağlattı adam.
f1'de fernando alonso'nun, motogp'de jorge lorenzo'nun şampiyonlukları birden fazla.
bisiklette alberto contador gene bir dünya markası.
bu kadar başarılı sporcunun aynı ülkeden çıkması tesadüf olamaz. kesin olan şey devlet olarak çok doğru yatırımlar yapıyorlar ve spor politikaları mükemmel. ama bu da açıklamaya yetmiyor bunca başarıyı. işte bununla ilgili de bir teori var. o da şöyle: şimdi bilindiği üzere ispanya yamalı bohça misali bir ülke aslında. zibil gibi özerk bölgesi var.
https://en.wikipedia.org/...communities_of_Spainkatalanı var, basklısı var, galiçyalısı var, endülüslüsü var, valensiyalısı var, adalılar var... kısacası var oğlu var ve bunlar kendilerini ispanyol olarak nitelendirmedikleri gibi birçoğu da ayrılıkçı hareketlere sahip
* ve birbirlerinden nefret ediyorlar. işte teori diyor ki; bu haklar birbirleriyle ve de özellikle madrid gibi şehirlerde yaşayan özbeöz ispanyollarla spor alanında rekabet halinde. yani barcelona'nın real madrid'i yenmesi sadece bir futbol başarısı değil, aynı zamanda siyasi bir zafer. katalan adam ispanyola karşı bu sayede nazire yapabiliyor. aynı şekilde bilbao valencia'yı yendiğinde de basklı adam valensiyalıya karşı aynı psikolojik üstünlüğü kurabiliyor. hülasa ispanya'da spor sadece bir eğlence aracı değil aynı zamanda çok güçlü bir siyasi enstrüman. her otonom bölge kendi halkını sporda başarılı olması için teşvik ediyor, başarılı olanlar o halkın gurur ve diğer haklara karşı övünç kaynağı oluyor.
mantıklı.