şimdi diyelim ki haber doğru. bunun üzerinden de konuşalım. oldu diyelim ki böyle bir olay. oyuncular tudor'un üzerine yürüdü, küfürleşmeye falan vardı iş.
nedir bunun nedeni? benim gördüğüm 3 neden olabilir;
1 - teknik direktörün tecrübesizliği.
2 - oyuncuların kendilerini teknik direktörden yukarıda görmesi.
3 - yönetimsel zafiyet.
şimdi,
igor tudor tecrübeli bir teknik adam mı? bence değil, burası net. çünkü tecrübeyi futbolculuğu döneminde altında çalıştığı teknik direktörlerin bilgi - birikim olarak idmanda bu futbolculara kazandırdığı bilgi sayarsak yanılırız. tudor geçmişinde çok muazzam teknik adamlarla çalışmış olabilir futbolculuğu döneminde. ancak, bir üst adıma çıkıp bunu yönetmek öyle kolay bir iş değil. bu bir etmendir muhakkak.
oyuncu kontrolü farklı bir alan, bu alanda uzmanlaşmak bir çok teknik adam için yıllar alıyor, bir çoğu da bunu başaramadan teknik direktörlük kariyerine de nokta koyuyor.
peki, oyuncular kendilerini teknik direktörden yukarıda görebilir mi? arada yaş farkı - tecrübe farkı yüksek değilse olabilir. ki futbol takımının içerisinde ayrı bir "
derin galatasaray" olgusu yer aldığını düşünürsek bu da olabilir. yani
teknik direktörün futbolcular tarafından satılması ilk kez yaşadığımız bir durum değil bilindiği üzere. örnekleri konunun başlığında mevcut zaten. böyle bir durum da olabilir.
gelelim en önemli noktaya. yönetimsel zafiyet.
florya'nın sorumlusu şu anda kim? son iki senedir kim hatta?
mehmet özbek. seçilen yönetimde kimdi?
cüneyt tanman. önce cüneyt tanman'ı yediler başkan kardeşi için. sonra başkan kardeşi
cenk ergün ile birlikte futbolu yönetmeye çalıştı, geçen seneki durum ortada. durumu düzeltmek için
alp yalman rica minnet ikna edildi, kendisi de
levent nazifoğlu'nu buldu getirdi. görünen ortamda mehmet özbek ile levent nazifoğlu, arka plandan da alp yalman yönetti. sonra? nazifoğlu istifası alp yalman'ı da saf dışı bıraktı.
ayhan akman'la bağları çok kuvvetli ancak ayhan'ın mehmet özbek karşısında neye gücü yetecek de alp yalman'ın etkisini hissettirecek florya'da?
yukarıda demiştim,
oyuncu kontrolü farklı bir alan. bu alanda uzmanlaşmak insanların yıllarını alıyor. çünkü futbolcuyu herhangi bir şirketteki herhangi bir çalışan gibi, herhangi bir
oteldeki herhangi bir atıyorum resepsiyon görevlisi gibi motive edemezsiniz. imkansızdır. o alanlarda çok başarılı olabilirsin de bak bunu da yadırgamıyorum. ancak oyuncu kontrolü farklı. apayrı bir alan yani burası. futbolcunun kafası eşinin aldığı bir elbisenin dikişindeki probleme bile takılır, bununla bile uğraşman gerekir yeri gelir.
ha diyeceksiniz ki "yahu futbolcular da bu kadar nanemolla olmasın, ne o her şeye kafa mı takılır?" ve haklı çıkacaksınız. ancak, burası
türkiye. biz bunu bu seviyeye getiriyoruz. hatırlatsanıza ya bana,
hava alanında kaç kişi karşılıyoruz bu oyuncuları? yada stadda hiç bir iş yapmamasına rağmen kaç kere
selfie çekiliyor tribündeki futbolcularla? yada dışarıda gördüğü zaman kadro dışı bile olsa bir futbolcunun yanına dakikada kaç taraftar gidip de
imza alıyor? bu kadar ilgi en mütevazi insanı bile şımartır arkadaşlar, ikinci bir alternatifi yok. ee,
şımarık bir insanı nasıl kontrol edeceğini bilen bir insan mıdır mehmet özbek? yada olsa bu durumda olur muyuz?
3 etmen vardır bu kavga gerçekleştiyse, üçünün içerisinde en büyük paye yine yönetimin ve başkan kardeşi olmaktan başka vasfı olmadığını düşündüğüm mehmet özbek'indir.
emin olun;
etkin bir yönetim olsa, insan ilişkilerinden anlayan
bir başkan olsa, oyuncu kontrolünü bilen bir
spor şubesi sorumlusu olsa bu sorunların binde birini yaşamazdık. emin olun. ama olmadığı için oyuncular bugün teknik adamın üzerine de yürür, küfür de eder, yarın tekme tokat kavga da çıkar. neden? sen bu şımarık insanlar topluluğunun
disiplinini sağlayamıyorsun çünkü. olay aslında bu kadar basittir.
bunu sağlayabilecek kaç kişi var peki? bu ülkede yok. çünkü gelen yönetici de şımaracak bir süre sonra (bkz:
levent nazifoğlu). bu işin uzmanı avrupa'dan ve tercihen disiplini en üst seviyede tutan
almanya gibi bir ülkeden gelmeli ki bu gibi sorunlar aşılsın. yapılabilir mi peki? imkansız. çünkü böyle birisinin göreve gelmesi mehmet özbek'in florya'nın herhangi bir kapısına 500 metreden fazla yaklaşmaması anlamına gelir, abisi izin vermez.
ne günlere kaldık...