resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 578
    aslında elindeki sihirli degnegi evde unutmasa...
    18.şubat.2017 rizespor galatasaray maçı takımımızla çıktığı ilk maçtır. adam ne bilsin koca galatasaray takımının 45 dakikalık kondüsyonu var. 3 gün çalışmış takım jor'unkinin aksine gayet çabalamış ama enerjisi bitmiştir. bundan önce jor'a degisiklik için ne bekliyorsun diye kızanlar, adam oyun içinde 3 kere sistem degistirdi, simdi de tudor'a laf çakıyorlar. haa bu adam iyi ya da kötü demek degil de o nu zaman gösterecek, az yeseydinizde t.d. olsaydınız demek.
  • 579
    gitsin, haftaya derbiye takımın başında raşit çetiner-hasan şaş'la; kaybedersek sonraki hafta da safiye soyman-faik öztürk ikilisi ile çıkarız.

    ilk yarı gayet derli toplu oynadı takım. ligde rize'de 8 yıldır kazanamıyoruz ki elinde iyi çalışmadığı belli bir takım var. dahası takımın %50'si sneijder de yoktu, ilk maçtan ne bekliyorduk, bu ne sabırsızlık?
  • 581
    kendisi net olarak iyi ve gelecek vadeden ve ısrarla arkasında durulması gereken bir hocadır. kötü olan şey, sene başında takım kimyasının içine eden yönetim ve teknik ekiptir. 2 tane sağ bekin varken git cavanda'yı al, sol bekte 1 adamın varken gidip adam alma, orta sahanda tolga ve selçuk gibi biri sakatlık problemli diğeri kafa olarak bitmiş 2 oyuncun varken jong gibi futbolu bırakıp amerika'ya gitmiş adamı transferin son günü fahiş maaşa getir, adam gibi forvet ve stoper alma, üstüne devre arasında iyi kötü 3 kanat oyuncun varken 4'üncüsünü alıp yine stoper ve forvet alma, ondan sonra tudor ne yaptın, sen de hoca mısın? allah aşkına kabul edin artık, bu takımın başına conte+guardiola'yı getir, alacağı her başarı günü birlik ve tesadüfi olur. türkiye liginin kalitesi çok kötü olabilir, ama bu senin seviyenin de rezil ve tek ayaklı olduğu gerçeğini değiştirmez.
  • 582
    isterseniz morinhoyu getirin takımın başına sabri yine taç bile atamayacak , semih yine sağına pas veremeyecek ,selçuk yine yalandan top çevirecek yasinlere tolgalara cavandalara hiç girmiyorum bile arkadaşlar kabullenin veya kabullenmeyin işin aslı 4-2-3-1 veya 3-5-2 değil oralara gelene kadar galatasaray antrenmanına alınmayacak adamların bu kulübü bol sıfırlı kontratlarla sömürmesi var bu tablo yönetimin eseridir.
    şimdi podolskiyi ahmet çalık fiyatına satıp (ahmet'e yeteneksiz demiyorum burada)yerine yeteneksiz yerli futbolcu almaya niyetli zihniyet öncelikli konuşulması gereken yoksa tudor 3 puan almış 2 puan bırakmış linnesi çıkarmış çok önemli değil .benim görüşüm sezon sonu bunlara kapı önünü gösterebilecek irade koyacaksa sonuna kadar desteklerim tudor'u kaçan şampiyonluk olsun zaten galatasaray gibi oynamadıktan sonra zulüm oluyor maçları izlemesi.
  • 584
    sezon sonuna kadar bu futbolcularla bir şekilde idare etsin sonra kendi takımını kuracak diye savunursak hem bize hem de tudor'a yazık olur. önceki transfer sezonlarında yaşadıklarımıza dayaranarak söylüyorum ki yazın iki tane menajer transferi yapıp geri kalanı da sabri ile selçuk ile hallet derler, aynı tas aynı hamam gideriz.

    nasılsa sezon bitti o halde takımda ne kadar karaktersiz adam varsa silkip atsın. ama bunu yapamayacağı belliydi.
  • 585
    hala istifasını vermemiş beden eğitimi öğretmeni. yok lan, o başkaydı. takımın 35 dakika press yapması neticesinde herkesin teker teker survivor' daki erdi' ye döneceğini bilmemesi gerçekten anlaşılır gibi değil. bu takım, sezon başından bu yana şahan gökbakar' ın paradosindeki atacaksın fink' e taktiğiyle bruma' nın insafına bırakıldı oysa ki.. sen de öyle yapsana be hoca ! taraftar da öyle diyor; atsınlar fink' e.

    uzun uzun yazmayayım. size layık olan tek adam fatih terim' dir. başarısızlığı üstlenmez. başarıda galatasaray' dan büyük olur. ya hu bu taraftar roberto mancini' ye burun kıvırdı be. igor tudor kim ?
  • 586
    öncelikle şunu söylemek istiyorum, kimseyle kişisel bir husumetim yok. zaten yeni sayılırım burada. ama kendisi hakkındaki bazı argümanlar çok tutarsız. bunları söylerken kişisel bir kaygım yok. bu bilinsin istedim.

    ilk argüman "ne yapsın yahu, takım bu?". evet takım bu. ama takım buysa sen disiplin gösterisi yapmak için bruma gibi bir oyuncuyu kadro dışı bırakamazsın. çünkü bunu yaptığında; eğer ki kişisel bir sorun yaşanmadıysa; diğer oyunculara karşı da aynı yaptırımı bekler insanlar. yani adalet isterler. zaten adalet konusunda ilk maçtan sınıfta kaldı. takım bu olabilir. ama bu takım, içinden çözümler üretilemeyecek durumda değil aslında. en azından maç maç giderek bir şeyler yapabileceğin bir takım. iş ki oyuncuları doğru şekilde kullanmayı bilesin. bunu ilerde anlatacağım.

    ikinci argüman ise "takımı tanımıyor". tamam takımı tanımıyor ama, yine aynı yere geliyoruz, tanımadığı takımdan 2 oyuncuyu kadro dışı bırakıyor. söylentiler üzerinden gitmeyelim ama demek ki takımı tanıyor. en azından kimin ne olduğunu biliyor. demek ki aynı şekilde başka oyuncuları da biliyor. bilmiyorsa o zaman zaten baştan kaybediyor. iki ucu boklu değnek misali.

    dediğim gibi teknik ya da taktik bir eleştiri getirmeden önce adalet konusunda kaybetti tudor. kadro dışı bıraktığı oyuncu bruma, oyundan ilk aldığı oyuncu josue, ilk hatasında kenara gönderdiği oyuncu ise linnes. ancak sabri, semih, selçuk ve yasin hep sahada. hem de halleri içler acısıyken.

    18 şubat 2017 çaykur rizespor galatasaray maçında ne yapabilirdi? bruma ve hakan'ı kadro dışı bırakacak kadar sert giren bir teknik direktörden insan farklı şeyler denemesini bekliyor mesela. peki ne yaptı? riekerink'in yaptığını. yani kadrodan 2 oyuncuyu çıkartıp benzer 2 oyuncuyu koyarak farklı sonuç bekledi. bruma ve hakan balta yerine rodrigues ve chedjou oynadı. bunun dışında takımda bir değişiklik yoktu. evet biraz önde bastık. ama rize çok kötü bir takım. çok ama. bu yüzden biraz iyi göründük. haftaya bjk maçında işler daha da sarpa saracak. bunu görmek zor değil.

    bu takımın sorunu pres değil. pres göze hoş gelir, ama doğru yapabilirsen. yani taraftara şirin görünmek için 45 dakika oraya buraya koşarsan ikinci yarıda rize bile gelir önde olduğun maçı alır elinden. rize'nin düzgün pozisyonu yok. bizim de yok.

    bu takımın sorunu hücumdur. bunu kimse anlamıyor. "ama çok gol attık" diyorlar. sorun gol atmak değil. bu takım hücuma çıkarken eksik kalıyor. topu kaptırıyor ve kapmak için gereğinden fazla efor sarf ediyor. her hücum pozisyon olmaz. ama başarılı takımlara dikkat edin, en önemli özellikleri topa hakim olmak değil hücumları sonlandırmaktır. gol, aut, taç, ofsayt, penaltı, faul her neyse. ama senin atağında o top durmalı bir kere. çünkü topu kaptırdığında kapmak için çok efor sarf ediyorsun. biz ise topları rakibe veriyoruz sürekli.

    orta saha oyuncularımız hücuma katılamıyor. yapamıyorlar. selçuk ve de jong biz hücuma kalkarken gelip stoperden top alıyor bizim ceza sahası önünde. ya kardeşim git boş alana koş, gelip top alma. çünkü böyle yapınca rakibi üstüne çekiyorsun. ancak aval aval top geveliyorsun geride. ama sen ileri gittiğinde hem rakip geri çekiliyor, hem stoperlerin öne çıkabiliyor, hem de orta saha oyuncuların rakip ceza sahasına yaklaşıyor. böylece rakibi de boğmaya başlıyorsun.

    podolski geliyor, top alıyor. rodrigues geliyor, top alıyor. yasin geliyor, top alıyor. eeee kim gol atacak? kim pozisyona girecek. zaten oyuncular ağır. ceza sahasında 2 stoperin arasına biz 1 adamı zor sokuyoruz bazen.

    maçın özeline gelelim. ne yapılabilirdi? bir kere sahaya çıkan diziliş hatalı. bu takım çift ön libero oynadıkça anadolu takımlarına karşı zorlanmaya mahkum. ancak selçuk oynayacaksa çift ön libero oynamak zorundayız. çünkü selçuk önde oynayamıyor, kapasitesi yetmiyor. tek ön libero olamıyor, ciğeri yetmiyor. ama illa selçuk oynuyor. takım da rakip sahada hep 1 kişi eksik kalıyor.

    sahaya yine 4-2-3-1 dizilişiyle çıktık. hata. bu takımın sahaya çıkabileceği diziliş 4-1-4-1 olmalıdır. bu takım sahadaki baskın takım. topa sahip olan takım. ama kendi sahanda ya da orta sahanın ortasında topa hakim olmanın hükmü yok. ama tabii illa ki çift ön libero oynanacak ve selçuk oynayacak. pardon.

    hadi diyelim mecbur kaldın. adam yok kenarda. illa selçuk. o olmasa bile tolga var. diğeri de de jong zaten. yahu maç 1-0'a gelmiş. rakip bomboş bırakıyor arkayı. ama sen takımda ön oynayabilen tek adamı, josue'yi, çıkartıp sahaya ön libero hatta çapa alıyorsun. tolga çapadır arkadaşlar. tolga o arkadaki 1'dir. josue çıkınca tolga ile selçuk ön oynamaya başladılar. arkalarında da de jong. takım çöktü. 2 top yapamadık. yapamayız, mümkün değil. eşyanın tabiatına aykırı.

    halbuki rakip geliyor değil mi? çok mu istiyorsun tolga'yı almak, çıkar selçuk'u; al de jong'u öne. tolga'yı çapa yap. de jong öyle ya da böyle tolga'dan daha yetenekli. evet ciğeri yetmez belki ileri geri gitmeye. ama zaten baştan yanlış çıkmışsın. en azından daha az hata yap değil mi? hayır. tuttu tolga'yı sol ön oynattı. eh çocuk da batırdı tabii. tolga kim, sol ön kim? barcelona'da busquets'i sol öne koy bakalım, ne olacak?= maymuna döner. busquets diyorum bak. ön liberonun şahı bu adam. ama koy sol öne, bitirirsin adamı. "kazma la bu" derler. tolga'nın düşeceği (düştüğü) hali düşün.

    sonraki değişiklik ise facia. maç hala 1-0. rakip açılmış. senin açık alan futbolcusuna ihtiyacın var. sahada yasin denen ve takımın tüm hızlı hücumlarını piç eden bir adam varken sen, sadece 1 pozisyonda geri gelemedi diye cart diye linnes'i çıkartıp, sahaya ahmet çalık'i alıp semih'ten sol bek yapıyorsun. ahmet ilhan aktı o kanattan, aktı. yahu tam senin istediğin duruma gelinmiş. ilk değişiklikle batırmışsın. takım pas yapamıyor. sen sahada ayağında top tutabilen, ver kaç yapıp topu taşıyabilen ve hala enerjisi olan adamı, linnes'i, çıkartıp yerine semih'i çekiyorsun. önüne de kimi koyuyorsun? sadece maçın değil en güzel duyguların katili yasin'i. yahu al yasin'i oyundan. koy sahaya sinan'ı. bir sürü boş alan. bu adam yasin'den yetenekli, paylaşımcı ve en önemlisi taze kuvvet. çek fişi, bitir işi. yok.

    son değişiklik ise daha büyük hata. maç olmuş 1-1. sahada bir şeyler yapabilecek adamların bitmiş, tükenmiş. sen tutup açık alan futbolcusu sinan'ı oyuna sürüyorsun. sinan siliniyor tabii. yardım da lamaıyor çünkü. poldi yorulmuş. rodrigues dağılmış. bir de sola koyuyorsun sinan'i. yahu bu admaın en büyük olayı sol ayakla sağdan girmek. solda bitiyor adam. zatne çok matah değil ama doğru zamanda, doğru yerde kullanırsan önemli bir silah olabiliyor.

    bir de takımı 45 dakika koşturması var ki, akıllara ziyan. tamam önde pres yap, güzel. ama pres dediğin dengeli olur ve topu aldığında rakibi koşturmalısın ki sen dinlenirken onlar yorulsun. bizim rakip ceza sahasında kaptığımız top pozisyon sonunda bizim kale önünde çevriliyor oluyor. rakip de bekliyor. dinleniyor. sen daha çok yoruluyorsun. bunun baş müsebbiplerinden birisi olan yasin'e ise tek kelime söylemiyorsun. oyundan almıyorsun.

    başta da söylediğim gibi, tudor adalet konusunda daha ilk baştan sınıfta kalmıştır. aldığı kararlar ne yazık ki kendisinin savunulduğu argümanları bir bir çürütüyor.

    bu demek değil ki "tudor istifa". böyle bir saçmalık yok. ama yeni geldi diye eski teknik direktörün yaptıkları yaptığında savunursan kendinle ters düşersin. tudor ne yazık ki çok kötü sinyaller verdi. saha içi ve saha dışında öyle hamleler yaptı ki bunlar ilerleyen zamanda daha da canımızı sıkacak gibi. ben artık "umarım düzelir" demek istemiyorum. düzelmeyen adam kapının önüne konsun. bu kadar basit.
  • 588
    doğru yoldayız demiş hoca maç sonrası.
    defansif olarak oyuncular istediklerimi yerine getirdi minvalinde bir şeyler söylemiş ayrıca.
    yahu 60. dakikadan sonra sahada tam 8 defansif oyuncu vardı.
    yasin, rodrigez, podolski dışında 8 defansif oyuncu ile rize'ye karşı 1-0'ı korumaya çalıştık.
    bu mudur doğru yol hocam?
    galatasaray futbol takımı ligdeki her maçta hele hele anadolu takımlarına karşı oyunu daima forse etmelidir. önde basmalı, önde oynamalı, geri çekilmemelidir.
    eğer bu maçtan sonra çıkıp "memnunum" diyebiliyorsan yanlış kulüptesin hocam.
  • 589
    en azından sezon sonuna kadar arkasında durulması gereken hoca. zaten igor tudor'un kafasındakileri bu kısa sürede hayata geçirebilmesi pek olanaklı değil, elindeki malzemeyle ne yapabilirse onu yapacak. her zaman söylediğimiz gibi, zaten galatasaray'daki temel sıkıntı yönetim sıkıntısı ve futbolcuya dayalı düzen. hoca istediği kadar iyi olsun yönetim bu şekilde ve bu zihniyetteyken, futbolcuların kapasitesi ve profesyonelliği belliyken başarı elde edilemez.

    önümüzdeki haftalarda taraftardan, medyadan sesler yükselmeye başlayınca bu yönetim hiçbir biçimde tudor'un arkasında durmaz. hamza hamzaoğlu ve riekerink örnekleri ortada. bu yüzden en azından biz taraftarlar hiç olmazsa riekerink'e sahip çıktığımız gibi tudor'a da sahip çıkmalıyız. kaldı ki tudor bu takıma daha yeni geldi, henüz iki antremana çıktı, yönetiminde bir maça çıkıldı. yani zaten belli bir kredisi olmalı. bu saatten sonra eleştirinin ve yerginin yönü teknik kadro değil, yönetim olmalı düşüncesindeyim.
  • 591
    18 şubat 2017 çaykur rizespor galatasaray maçında ilk yarıdaki takım umut verici. tam etkisi olmuş derken ikinci yarıdaki takımı görünce tüm hevesim kaçtı. hele yaptığı değişikliklere de bakınca 60. dk dan sonra 1-0 ı korumaya oynamak nedir arkadaş ? ayrıca takımın yaslanmasını kondisyon eksikliğine bağlayabilirsiniz ancak çok net hoca talimatı da var. taa en başından riekerink' e söyleyip tepki gördüğüm şeyleri sana da söyleyeyim ıgor hoca ! galatasaray tarihinde bu mentalite asla başarılı olmadı. asla 10 kişi topun arkasına geçecez mantığı tutmadı. yine tutmaz. kiminle oynuyosun da 10 kişi topun arkasına geçiyoruz? 1 tane atayım skoru tutayım mentalitesi asla başarılı olmaz. acil bu kafayı değiştir hocam. senden umutluyum.
  • 595
    mevcut şartlarda takım olabilecek en iyi isme emanet edildi ve kendisine destek olunması gerektiği görüşündeyim.
    18 şubat 2017 çaykur rizespor galatasaray maçı üzerinden eleştirilecekse de bana göre en büyük hatası yasin öztekin'i 90 dk. oyunda tutması olmuştur.
    mücadele, sıkı çalışma ve takım olgusunu ön planda tutan birinin her aldığı topu bencilce kullanan ve göstermelik gölge koşular yapan birini 90 dk. sahada tutması ilk maçı için en büyük hatasıydı.
  • 597
    18 subat rizespor galatasaray maci icin konusmak gerekirse, tek maç için degerlendirmenin yanlis olacagini dusunuyorum. mac ici degisikliklerine girmeden once cikardigi kadroda semih yerine ahmet caligi oynatmasini beklerdim. selcuk yerine tolga da baslayabilirdi ama ahmet calik kadar elzem bir durum degil. ikisi de birbirini aratmaz kotulukte zaten.

    degisklikler de ise büyük bir yanlis yapmadi bana göre. linnes yetersizliginden degil yoruldugundan dolayı kenara cekildi bence. donememeye baslamisti. bu da tudorun degil riekerink hocanin takima kattigi bir olumsuzluk.

    sinan oyuna yasinin yerine girebilirdi. daha fazla katki saglayacagini dusunuyorum kanatta.

    sonuc olarak hele bi bakalım birkaç maç geçsin. inşallah takımı toparlar.
  • 598
    galatasaray futbol takımının yapısı tudor'un isteklerine uyum sağlayabilir mi, bence en büyük sorun bu. çünkü biliyoruz ki galatasaray son zamanlarda kırılgan bir takım. tabiri caizse bu kırık tuğlalardan tudor taş gibi bir bina yapabilir mi? çok zor... bence tudor'un esnekliği galatasaray'da başarılı olup olmamasını etkileyecek. ama tepkileri hagi, bülent korkmaz şeklinde olursa hepimiz filmin sonunu biliyoruz galiba.

    taraftara gelirsek her zamanki gibi sabırsız. mancini'nin de ilk maçta ıslıklandığını hatırlıyorum. tudor da bu maçı arenada oynasa demek ki aynı talihsizliğe uğrayacaktı. biraz sabır yani, ilk maçtan da bu kadar olmaz. evet şampiyonluk kaçıyor, ama zaten şubat ayında hoca değiştiriyoruz. inanın böyle bir takımı conte gelse şampiyon yapamaz. bu sene için tudor şampiyonlar ligi bileti alsın, yeter.
  • 599
    çok bilmiş futbol ulemaları vurmuş da vurmuş. bu kafalara göre mou gelip manu'daki başlangıçı yapsa 10. haftada götüne teneke bağlarlardı. bir de bu futbol cahillerinin değişilmez savları futbolcu değişiklikleridir. kıçla gülüyordum eskiden şimdi kıç da kalmadı, dağıldı, rot balans lazım.

    takımın zorlasan da öyle bir fizik kapasitesi yok. hikmet karaman'ın takımıyla fizik vs atılmaz. ilk yarıda ikinci golü bulamayınca sonuç kaçınılmaz oldu. senin kıçı kırık kontrana herifler 5-6 kişi savunmaya geliyor direk, kimi kandırıyorsunuz? daha önce bu senaryoyu ben o tribünde sucuk ekmekcilerin arkasından izlemiştim geçiniz.

    özellikle orta saha ikilisi tolga hariç 90 dakika bu futbolu kaldırabilecek değil. stoper hattında ise chedjou ne kadar tecrübesini konuştursa da yavaşladı, semih dersen bu futbolda geriye atılan topları kovalayabilecek hızda değil, kaldı ki semih hiçbir şey değil. sabri'ye değinmiyorum bile, git-gel yapabildiği yaşın 3-4 sene ötesinde bir adam.

    tudor'un kendi futbolunu özellikle poldi-şıno-de jong-selçuk dörtlüsü aynı anda oynarken tam olarak sahaya yansıtmasının imkanı yok. yarım da yok. mümkün değil böyle bir şey. kontra atıyorsun poldi 50 metre geriden izliyor, ol-maz. ceza sahasında müthiş bitirici bir adamı ceza sahasına sokamazsan seni 10 kişi oynatır. orta sahada yaptırdığı pres sonrası ikilinin dili 30 dakika sonra dışarı çıktı, ikinci yarı rize'ye bıraktılar oyunu, ol-maz. 'bielsa benim hocam' bam bam geliyor, rakip takımlar önder özen gibi gülüyor.

    son 5 senede değişen bütün teknik direktörler de hatalı değil, şımarık mı şımarık galatasaray taraftarı, taraftar kafalı yöneticilerin eline maşa vermekten vazgeçsin artık. ha onlar da haklılar, 30-40 bin kişi doldurdukları statta kayseri galibiyeti görmek yıkıcı bir olay. ama bunun faturasını elinde kendisine hiç uygun olmayan bir kadro verilen bir adama 'yav şunu niye değiştirdi, al stoçu çek sağa bilader!' savlarıyla kesmek saçmalığın daniskasıdır.

    juve'ye pısırık mı pısırık bir futbol oynatan conte'nin chelsea'de tozu dumana katmasının sebebi de tam da konumuzla alakalı. yazın bu kadro tırnak içinde yazıyorum 'teknik direktör ve scout ekibi'nin işbirliğiyle revizyona gidecek. çocuğundan transfer tavsiyesi alan otel havlusu kılıklı terli kravatlılar bu işin içine sokulmayacak, her gördüğü mikrofona atlayıp takım hakkında saçma sapan yorum yapan yöneticiler bu işe burnunu sokmayacak. yazın bunları yapın hele de sonra görüşelim. eleştirileri de lütfen futboldan anlamayıp her şeyi sabote eden ve takımın başında teknik direktör varken her gördüğü mikrofona düşünce sıçan, sıçtığı düşüncelerin çok iyi tespitler olduğunu sanan, oğlundan fikir alan, milyonluk dembele'yi kaçırıp kıçı kırık şekilci yaşlılara bel bağlatan yönetici kılıklı, çakma beyaz yaka, porşesi lahmacun kokan görmemiş heriflere yöneltin.

    şimdi sakinim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın