• 7
    yapılması gereken tek bir şey var. tek bir marş. rerere rarara. bu kadarı bile yeterli bir baskı kurmak için. top rakipteyken ıslıklamak? opsiyonel. tecrübeli yıldız oyuncuların olduğu rakiplere karşı şart ama genel olarak opsiyonel.

    lütfen ama lütfen, arabesk beste işini askıya alalım. maç çıkışı yine söyleriz hep beraber ama takımı uyutmayalım. ve lütfen şu "vuuur" nidalarından vazgeçelim ya. iyi oynayan oyuncuya bile gereksiz özgüven yüklüyor bu bağırış. oyununun hayranıyım ama abdülkerim bardakçı da 40 metreden şut deniyor bu gazı alınca ya.
  • 8
    thewallstreetmonkey ve conte haklı. ne zamandır söylemeyi düşündüğüm şu "vuur vuur" nidalarının faydadan çok zararı olduğunu düşünüyorum.

    kupa maçında abdülkerim böyle bir şut çekince okan'ı göstermişti kameralar. o da ne yapıyorsun minvalinde el hareketleri yapıp kızıyordu çünkü sola açarak oyunu genişletebilir hatta dikine pasla ceza sahasında tehlike yaratabilirdi. hatta taraftara sitem eder gibi hareketleri de vardı.

    bunu bende yapıyorum izlerken ama doğru değil. bırakın en doğru hareketi yapmaya çalışsın futbolcular. sadece önü boş diye daha kaleye 35 m. varken de "vur vur" diye bağırılmasın. bu bir taraftan da baskı oluşturuyor oyuncuların üzerinde.

    kalan kısım için ise "agresif tribün" yeterli.
  • 1
    iç saha maçı oynayan takım taraftarının takımı itmesi ile gerçekleşen durum.

    dikkatimi çeken durum şu ki, süper ligde üç büyüklerin iç saha maçlarında rakiplerin en rahat oynadığı deplasmanlar galatasaray'la tt arena'da oynadıkları maçlar. tribünden ne beklenir?

    1. rakibi baskı altına alma, hakemle diyalog kurdurmama, zaman geçirecek aksiyonlarını engelleyici şekilde baskı oluşturma.

    2. kendi takımımızı sırtlama, destekleme. moral düştüğünde yükseltme. bizde tribün susuyor, uğuldanıyor.

    3. hakemi baskı altına alma.

    rakip kaleciler her iç saha maçımızda en az 45-50 dakika, 30 saniyede aut atışı kullanıyor ve hakemler 85.dkya kadar sarı kart göstermiyor, neden? tribünden yeterince baskı kuramıyoruz.

    kuzey tribündeki taraftar grubumuzun lideri maçı izlemiyor, sürekli tezahürata giriyor. rakip kontraya çıkıyor ıslık yok. alakasız zamanda alakasız tezahüratlar. başarılar gelir geçer söylüyorlar 1-0 öndeyken de 1-0 gerideyken de. o tezahürat kaybedilen maç sonu söylenmeli, maksat ultraslana tezahürat yapmak maç içinde ultraslan adını haykırmaksa bilemem.

    bizim tribünler maç başı üçlüyü çektirip gerisini akışa bırakıyor. biz pres yaparken, rakip duran top kullanırken yeterli uğultu yok. diğer takımların tribünleri bize göre daha iyi. hakem olsam arena'ya gelirken çekinmem. ama vodafone arena veya kadıköy için aynı hissetmezdim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın