• 156
    bugün söyleniyor dün söylendi yarın söylenecek.
    akp hükümeti o kadar uzun sürdü ve o kadar iş bilmezlerden oluşuyor ki her konuda istifa etmelerini gerektirecek gaflara hatalara imza attılar. bu o kadar normal dışı o kadar akıl almaz bir durum ki hepimiz vatandaş olmanın dışında sürekli gündem takipeden sosyal medyadan çıkamayan kendimize vakit ayırma şansı bulamadan aylar geçiren sürekli gergin daima kandırılan sürekli bit yeniği arayan insanlara dönüştük. ben huzur içinde apolitik olmak gündemle ilgilenmemek evimi geçindirmek istiyorum.
    izlediğim spor, gittiğim konser, yediğim yemek, tuttuğum ev, çıkamadığım tatil hepsi siyasetin konusu hepsi kötü siyaset sonucu eziyet olmuş bu kadar siyasete batmış bir yaşamda hiç adı anılmamak üzere hükümet istifa.
  • 157
    demokratik bir hak talebidir. tribünlerde söylenmesi de doğaldır. ancak bu doğal ve demokratik hakkın kötüye kullanılmasına müsait bir ortamdayız ne yazık ki. kastım tribünde "hükümet istifa" diye bağıran fenerli, beşiktaşlı ya da yarın bağıracak olan galatasaray taraftarı değil; onların bu hak talebini suistimal edebilecek iç ve dış mihraklardır. 13 mayıs 1990 dinamo zagreb kızılyıldız maçını hatırlayalım. yugoslavya'nın bölünme sürecinin kıvılcımıdır. doğal bir afet sonucu, bu süreci yönetemeyen bir hükümete karşı tepkiyi, seçim süreci içerisinde kolaylıkla milletin birliğine kastedecek şekilde kullanmak isteyenler olacaktır. aklı selim herkes hükümet ve devlet ayrımını dile getirdi ama hükümetin kendisi taraftarın peşine düşerek milleti hedef alıyor. galatasaraylılar olarak en uyanık taraftar grubu olduğumuzu düşünüyorum. türkiye'dir galatasaray düsturuyla hareket ederek milleti birleştiren bir tutum içinde olmalıyız.
  • 158
    aposto'dan okuduğum bir yazıyı paylaşıyorum ve tam da bu yüzden tribünlerden daha da yüksek sesle hükümet istifa haykırışları duymayı diliyorum.

    --- alıntı ---
    enkazın siyaseti

    neden tam şu anda siyaset yapmalıyız?

    "büyük toplumsal olaylarda ve afetlerde iktidar ve egemenler bir taraftan halkı teskin etmeye çalışırken öbür taraftan 'şimdi siyasetin sırası değil' çağrısı yapıp öfkenizi yutmanızı söyler. böyle zamanlarda 'vicdan', 'sağduyu', 'ahlak' gibi erdemlerin işe koşulduğunu görürsünüz."

    "kriz dönemleri, iktidarın ve sosyal formasyonunun defolarının tamamen görünür olduğu, saklanan günahların bir bir döküldüğü zamanlardır. saklayacak günahları olanlar ise siyasetin soğuk yüzünü örtmek için sağduyunun uyuşturucu doğasını çağırırlar."

    "hatta açıkça iktidarın politikasının sebep olduğu krizler, bir anda doğaüstü felaket anlatılarına sıkıştırılır ve siz burada bir yanlış var dediğiniz anda acıdan nemalanmak isteyen bir 'fırsatçı'ya dönüşürsünüz. ancak siyaset tam da size tüm bu yıkımın 'siyaset üstü' olduğunu söyleyen aklın kendisidir."

    "hayatları iktidarın kararlarından direkt olarak etkilenen insanlar, 'devlet nerede?' diye sorma lüksünden bile mahrum bırakılıyor. fransalı yazar edouard louis'in de belirttiği gibi, siyaset, egemenler için genellikle estetik bir meseledir. bizler içinse ölmek ya da yaşamak anlamına gelir.

    "evet, siyaset nasıl yaşadığınız kadar nasıl öldüğünüz meselesidir. siyaset, kardeşinin enkaz altında olduğunu söylerken mikrofonun önünden alındığı çocuğun içine düştüğü boşluktur."

    "siyaset en çok da yalnızlıkla sınandığımız bu günlerde, yine el yordamıyla halk olarak bir şeyler yapma çabamızdır. iktidarın araçlarıyla bastırılmış ve neredeyse unutulmuş dayanışma duygusu kriz zamanlarındaki şokun panzehiri gibi beliriyor. kendi imkanlarıyla yetinmek zorunda kalanların direnç noktasında siyasetin kendisi vardır."

    "dolayısıyla siyaset yitip gidenlerle potansiyel kurbanlar olarak bizleri bağlayan yegane şey olarak orada duruyor. bize ne zaman siyaset yapmamız gerektiğini söyleyenlerin anlayamayacağı bir bağdır bu. yaşamaya devam ederken utanıyorsanız, içinizde kapanamamış bir hesabın rahatsızlığıyla yaşıyorsunuz demektir. işte bu siyasettir."
    --- alıntı ---
  • 159
    hakkında bu kadar entry girilince hükümetin istifa ettiğini zannettim. doğal bir haktır fakat işe yaramak bir yana dursun muhataplarını daha da fazla radikalleştirmiştir. bizim ülke insanı kolay kolay rahatını bozmaz ama eğer bir kıvılcım olursa fena halde ortalık karışabilir diye düşünüyorum. ilerleyen süreçte stadımızda söylenildiği takdirde diğer kulüplerden daha fazla yaptırıma uğrayacağımız da bir gerçektir. hiçbir insana ket vuramazsınız ama sonucuna da hazırsak sıkıntı yok demektir. fatih terim'in de dediği gibi;

    --- alıntı ---

    bazı şeylerden korkacaklarsa, yaşamak cesurların hakkı.

    --- alıntı ---
  • 160
    halkı temsil eden büyük bir kitle olan taraftar gruplarının sonuna kadar anayasal hakları olan bir söylemlerini yapmalarının doğru olup olmayacağını günlerdir tartışıyoruz. demokratik bir hakkımızı niye tartışıyoruz o zaman? çünkü korku ikliminde yaşıyoruz. kimimiz bireysel olarak fişleneceğinden ve sonucunda statlara alınmamaktan kodese girmeye kadar uzayan bilinmezliğin endişesini yaşıyor, kimimiz de bütün bu gerçeklere ilaveten yaşadığımız şu sıkıntılı süreçte bizi mutlu edebilen dertlerimizi unutturan tek şey olan şampiyonluk yürüyüşünde önümüz kesilir mi acaba diye düşünüyoruz. 'hükümet istifa' sloganı bu hafta da belirli statlarda söylenecek gibi duruyor.
    unutmayalım galatasaray spor kulübü 2.abdülhamit'in baskı döneminde kuruldu. 1908 de meşrutiyet ilan edilirken ortalık 'kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet' sloganıyla inliyordu. bu slogan abdülhamit'in tahttan indirilmesi ile özdeşleşti. şu anda türkiye'de olmayan tek şey olan hükümetin istifasını beklemek ve 'hükümet istifa' diye bağırmak iki hafta sonrasında bayatlamış bir tepki olur.
    fikri-hür vicdanı-hür galatasaray taraftarı da bence 1908 e dönüp, o zaman lisede en çok söylenen 'kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet' sloganını haykırmalı. hem farkımızı ortaya koymuş oluruz hem de 'hükümet istifa' sloganından nem kapan kafaların biraz daha karışmasını sağlarız.
  • 161
    bu hafta sonunda da tribünlerde yankılanırsa seyircisiz maç ihtimali yükselir. muhalefet zaten kendi kişisel hesapları içerisinde. kimse itiraz etmez.

    seyircisiz maç demek galatasaray doğramaktan çekinmeyecekler demek. bu hayatta bir akplilerin, iki fblilerin ipiyle kuyuya inilmez. bunlar için yanındakilerini ezmek kazanmak için yeterli. bu esnada dışarıdan nasıl dalga geçildiği umurlarında değil çünkü.

    galatasaray taraftarının bu şampiyonluğun saçma sapan oyunlarla kaybedilmesine izin vermemesi gerekiyor.

    17-18 şampiyonluk
    18-19 şampiyonluk
    19-20 pandemi sonrası seyircisiz maçlarda doğrandık şampiyonluk gitti. akabinde iki sezon daha sıkıntı yaşadık. eğer üç sezon üst üste şampiyon olsaydık çok daha farklı geçerdik diğer iki sezon.
  • 162
    içinde bulunduğumuz takvim yılında aylardan mart iken, aynı takvim yılında mayıs'ta veya en geç haziran'da genel seçimler var iken; stadyuma bu tezahüratı sokmanın doğru olmadığını birçok kez söyledim. takvimden veya seçim tarihinden bağımsız olarak; hangi siyasi görüş veya hangi dini inanç olursa olsun, şahsi duruş ve tutumların iki saatliğine stadyum kapısının dışarısında kalması gerektiğine inanıyorum. çok farklı siyasi görüş ve dini inanış mensubu türk veya türk olmayan kişilerin nef arena'da sadece ve sadece galatasaray'a destek amaçlı bir araya gelmesi gerektiğini düşünüyorum. bunlar taraf olmaksızın şahsi düşüncelerim. isteyen doğru anlar; isteyen eğri anlayıp gerçekle ilgisi olmayan farklı noktalara çeker.

    ancak maçların seyircisiz oynatılma tehdidine de boyun eğilmemeli. galatasaray siyasetin bir parçası değildir ama galatasaray kuruluş ilkesi gereği cumhuriyet'e ve atatürk ilke ve inkılaplarına bağlıdır. cumhuriyet rejiminin yanlısı bir spor kulübünün taraftarıyız ve cumhuriyet ile özdezleşmiş değerlere ve marşlara kimse "stadyumda siyaset" eleştirisini yapamaz. siyasi partilerin veya ideolojilerin, cumhuriyet rejimi ve cumhuriyet rejiminin getirdiği inkılaplar ile bir sorunu olmamalı mevcut türkiye cumhuriyeti anayasasına göre. hiçbir siyasi parti bunun aksi bir davranışa cesaret edemez. mustafa kemal atatürk, cumhuriyet, istiklal marşı, 10.yıl marşı veya laikliğin de bulunduğu ilke ve inkılaplar. bunlar siyaset konusu değildir. bunlar galatasaraylıyı geçtim; her bir türk gencinin/bireyinin savunucusu olması gereken genel-geçer değerlerdir. iktidar partisine muhalefet etmeye stat içerisinde karşıyım ama ülkenin kuruluş ilkelerini ve kurucu değerlerini stat içerisinde herkese hatırlatmaya veya bunlara galatasaray özelinde saygı göstermeye her zaman varım. hiçbir eleştirim veya tenkitim olmaz böyle bir durumda.
  • 166
    fatih terim döneminde hoca biat etmedi diye iktidar destekli nihat özdemir önderliğinde yapılanları gördükçe şu sloganın atılmasını çok istemiştim. sebebi ya da en azından çözüme gidecek yol bu slogandan geçiyordu. ancak gerek içimizdeki terim düşmanları gerek biz ne oynuyoruz zihniyetiyle kimsenin kılı kıpırdamadı.

    zamanında atılmalıydı. seçim kararı resmî olarak alınmış ve 2 ay sonra yapılacak iken şu sloganı atmak kendini komik duruma düşürmek olur. geçiniz.
  • 168
    baskı ve tehditle soğutulmuş protesto sloganı. stadyumlar dayak yemeden toplanıp anayasanın bize verdiği ifade ve protesto hakkını kullanabildiğimiz son kalelerdi. küçük hesaplarla bir maç bir sezon kazanacağım diye imzalanan kulüpler birliği bildirisi sonrası özgürlüklerimiz tehlike altına girdi.

    yüzüncü defa bile olsa hatırlatacağım. bu parti iktidara geldiğinde galatasaray avrupa'nın en büyüğü olalı 3 sene, milli takım yarı final oynayalı sadece bir kaç ay olmuştu. sonrası toki stadyumları, şike skandalları, akp'li bakan , iş adamı ve erdoğan'ın hemşehrilerinin yönettiği bir futbol ekosistemi. türkiye özgür olmadıkça liyakatı sadakata tercih etmedikçe sportif başarı gelmeyecek ne zaman anlayacağız bunu.
  • 173
    seçim tarihi resmileşmiş, 2 ay sonra sandığa gidilecekken, üstelik diğer statlarda da artık yapılmamaya başlanmışken tam olarak ne amaçla yapılacağını anlayamadığım tezavhürat.

    abi gelin twit atalım, olmadı elimize hükümet istifa yazısı alıp bir yerlerde fotoğraf çektirelim olmadı yürüyüş yapalım. ama allah aşkına galatasaray'ı alet etmeyin, düşün
    şu nef stadının yakasından ya. yerden yere vurduğumuz sebo reis'in görüşü, kimlerle kol kola olduğu belli. bi kere galatasaray tribününü alet etmedi adam. rakiplerimizin açtığı rte pankartlarını bir kere sarı kırmızı renkte galatasaray stadında açtırmadı. galatasaray siyaset üstüdür dedi kestirdi attı. sebahattin şirin kadar da mı saygınız yok galatasaray'a cidden?
  • 174
    galatasaray türkiye'dir. sağcısı da solcusu da akp'lisi de chp'lisi de o stada gelir ve maç izler. eğer halk orada doğaçlama tepki verirse olabilir. ama sözlüğümüz dahil sosyal mecralarda bu slogana takık bir halde paylaşımlar yapmak çok manalı değil. amacımız galatasaray. bu slogan yapılmazsa bir daha maç izlememciler, galatasaraydan soğurumcular var. bırakın akışına, her şey geliştiği gibi gerçekleşir. zoraki olan şeyler taraftarları ikiye böler. klavyemizde oturup insanlara hükümet istifa diye bağırın demek çok sığ. bu zorlayıcılık hoş değil.
  • 175
    halihazırda bir seçim arefesinde olmasak vallahi destekleyeceğim ama şu an gereksiz. mesele muhalif olmaksa yine başka tezahürat yapalım adaletle, kadın haklarıyla, hayvan haklarıyla, liyakatle ilgili, nepotizme, rüşvete, suistimallere karşı şeyler söyleyelim. bunların karşılığı var ama "hükümet istifa" manasız inatlaşma tezahüratıdır çünkü daha bugün 14 mayıs'ta seçim olacağını haberlerde falan izlemedin mi, andaval?
App Store'dan indirin Google Play'den alın