ana akım medyada "ayıplansa" bile yer alması iyi olan slogandır. görmezden gelseler daha kötü olurdu, şimdi tasvip etmemelerine rağmen istanbul'daki stadyumlarda bu sloganın atıldığını ülkedeki en kılcal damar bile biliyor.
102
daha ilk tepkide toplum tepkisinden nasıl çekindiklerini gördüğümüz slogandır. nasıl tutuştular, aman seyircisiz mi oynatsaklar, stadyuma siyaset girmesinler, tutuklamalar havalarda uçuşuyor.
devam etmesi gerekiyor. artarak devam etmesi gerek. devam ettikçe türkiye uyanacak. susmayın.
perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. ne yazık ki artık epey geç. lakin daha da geç olmadan dur denmeli. var gücümüz ile atmamız gereken slogan.
104
en yakın resmi maçımızın 11 mart 2023 galatasaray kasımpaşa maçı olması biraz can sıkıcı olsa da her gün daha da katlanarak sıcak tutmaya devam etmemiz gereken slogan. edelim ki stad açılışımızda kuyruğunu kıstırıp kaçacak delik arayanlar bir daha bu ülkenin hiçbir toprağına rahat adım atamaz hâle gelsin. gözü kararttık ve 11 marta hınçla kilitlendik. maçı da alacağız, sezonu da şampiyon bitireceğiz, sizi de devireceğiz ulan. ha bir de tüm bu olanlardan sonra icardi'nin bonservisini alıp ikinci yüzyıla tertemiz gireceğiz. var bir hayalimiz. hükümet istifa, şampiyon galatasaray, icardiiiiiiii.
105
taraftarlara karşı açılan bu savaş sonrası ilk* iç saha maçında sesim kısılana dek bağıracağım hükümet istifa diye.
halktan bu kadar uzak olmayı nasıl başarıyorlar aklım almıyor, hiç mi etraflarında bunu da yapmayalım diyecek bir insan, bir dostları yok.
106
hayatımda malum partiye bir kez olsun oy vermemiş bir birey olarak ( neme lazim trol murol oluruz) eğer direkt kendi takimima bir haksizlik yapmamişsa ikdidar , stadyumlarda olmasina karşı olduğum slogan . buna karşı olmayanlarin başka bir gurup hükümeti destekler slogan atar ise karşi olmamasi gerekir. ben onada karşi olacagimdan dolayi bunada karşiyim.
kabul etsekde etmesekte malum parti ve küçük ortaği en az %40 oy alıyor ve icimizde sagimızda solumuzda maç izlerken bu partilere oy veren renktaşlarımiz var. düşünseneyiz paşa macinda biz hukumet istifa diyoruz yanımızda ki diger kisiler " adam gibi adam recep tayyip erdoğan " diye slogan atıyor nasil bir ortam oluşur samiyende. guzel bir ortam olur diyenler bu sloganlari destekleyebilir. ben desteklemiyorum. inşallah olmaz ama paşa macinda olursa oturup sessizce izlemekten başka yapacağım birsey yok.
107
ınsanlarin gayet normal duzeyde, tepki gosterme ozgurlugunu kullanarak; son olarak yasadigimiz deprem ve sonrasinda buyuk sekilde cuvallayan, 20 kusur yillik iktidari istifaya davet etmesi kadar dogal bir sey yoktur diye dusunuyorum. umarim bizim taraftarimiz da uzerine duseni yapar ve buyuk takim yoneticileri (anc'den beklemiyorum ne yalan soyleyim, yalakalikla 3-5 puan, play off falan derdine dusecektir) basiretli davranir ve bir takim lagim faresi yoneticiler gibi aciklamalar yapmazlar. gerci kukla tff'nin bugun ya da en gec yarin seyircisiz oynama, liglere 3 ay falan ara verme gibi bir aciklama yapmasi olasi.
108
6 şubat 2023 tarihindeki depremde binlerce kişi öldü. bu ölenlerin büyük bir kısmı da enkaz altında soğuktan donarak ya da yaralı halde kurtarılmayı beklerken yardım yetişemediği için öldü. bütün o bölgede yaşananlar bir tarafa, bu utanmaz adamlar; maraş merkezli depremlerden sonra istanbul'da bazı devlet okullarını tahliye ettiler depreme dayanaksız diye. düşün ki bu ülkenin çocuğu yıllardır depreme dayanaksız okullarda okumuş, ancak maraş merkezli depremden sonra okulları boşalttılar. sen bu ülkenin devlet okulunda okuyan çocuğunun yaşam hakkını bile güvence altına almamışsın bunca zaman daha ne konuşuyoruz ki. bu sefer öyle gezi parkı gibi ''görece'' ihtilaflı falan bir mesele yok ortada. doğrudan bu ülkenin çocuğunun okulunda yaşam hakkını güvence altına alamayan bir yapı söz konusu ve hükümet istifa denmesi siyasal oluyormuş. stadyumlar yeri değilmiş. yahu yaşam hakkı yaşam. ölüyorsun yani herşey bitiyor. bunun yeri ve zamanı mı kalmış artık. seçimlerin neyi beklenecek ya seçimlere kadar allah korusun büyük istanbul depremi olursa. bu hükümetin ve içini boşalttığı kurumların bizi büyük depremden ''az hasarla'' atlatabileceğini düşünen var mı yani. acilen hükümet istifa etmeli ve kurumlara acil durumlarında çadır satmayan, yardımlara kendi logosunu basmakla ilgilenmeyen vatandaşın yaşam hakkını kendi itibarından daha fazla önemseyen kişiler gelmeli. bunu her yerde söylemek en doğal haktır çünkü mesele siyasi değil hayatidir. iktidarda kaldıkları her gün binlerce insanın hayatıyla kumar oynanmaya devam ediyor.
109
bilenler bilir, eskiden sim city 3000 diye bir oyun vardı, sonra daha gelişmişleri çıktı falan filan. oyunda belediye başkanlığı rolünü oynar ve şehrin belediye faaliyetlerinin hepsini yürütürdünüz, imara açmak, yollar yapmak, sanayi kurmak, rekreasyon alanları planlamak, çöpleri toplamak vb. belediyecilik olarak aklınıza ne gelirse.
bazen konut yetersizliği olurdu, bazen çöpler toplanmazdı, bazen halk vergilere isyan ederdi, sonra da oyunda bir anda belediye başkanlığı binası önünde ellerinde dövizlerle talep eden halkı görürdünüz. meramlarını dile getirirlerdi, rapor olarak önüme düşerdi. e tabi oyunda üzerlerine polis salmak, sesleri bastırmak diye de bir tuş yoktu, yapacak bir şey yok. ey dış güçler de diyemiyordunuz, el mahkum taleplerini göz önünde almak zorundasınız. yapıyorduk.
bu bir oyun. basitçe bir oyun.
basitçe oyunda halkın sokakta yaptığı siyasi talebi, bizlere ülkemizde "stadyumda yapma, sokakta yapma, bir gösteride yapma, orada yapma, burada yapma" diyorlar.
e bu halk talebini nasıl dile getirecek?
tuvalette mi siyaset yapacağız?
taleplerimizi kısmak değildir doğru olan. taleplerimizi demokratik ve kimseye zarar vermeden, dile getirme özgürlüğü her türkiye cumhuriyeti vatandaşının anayasal hakkıdır. bu hak hepimizindir, hepimiz birbirimizin bu haklarını sonuna kadar korumalıyız.
orta okulda vatandaşlık dersinde bu öğretilir.
110
demokratik haktır.
ne vatan hainliği, ne bölücülük, ne zillet(!) kapsamına girer.
türkiye cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkesin; hükümet farketmeksizin kurabileceği bir cümledir.
111
yüz senedir atılan slogan malum parti döneminde atılınca(ki kendileri de az atmadı zamanında) suyu bulandırmak için devlete isyan ediliyor, devlet düşmanlığı yapılıyor noktasına çekilen slogan.
112
iktidarı seçime daha telaşlı ancak çok çok daha dinç ve hazırlıklı sokmak dışında hiç bir işe yaramayacak olan slogan. 20 senede 1 tane seçim kazandık. onda da beylikdüzü dışında kimsenin doğru düzgün adını bilmediği ekrem imamoğlu adaydı ve bütün ak partililer başbakanlık falan yapmış, kendi içlerindeki açık ara en sempatik kişi olan binali yıldırım'ın güle oynaya kazanacağını düşünüyorlardı. azıcık kaybedeceğini düşünseler yine bir şekilde kazanırlardı. şurada 3 ay sonra sandığa gideceğiz. bu adamları 20 yılda birazcık tanıyan herkes sandığa aylar kala tribünde şu tarz sloganlar atılmaması gerektiğini bilmeli. evet niyet iyi ancak gidiş yolu fail. tribünde taraftarı birbirine düşürmekten başka hiç bir işe yaramayacak.
113
futbol sahalarında ateşi yakılan, kızılay eliyle şeffaf yönetilen bir stk’dan (ahbap) haraç aldığı basına düşmüş bir hükümetin görevi bırakması talebidir.
biz cumhuriyet yürüyüşlerini de gördük, gezi parkını da gördük, ancak hiçbirinin arkasında bu denli sağlam bir gerekçe yoktu.
hükümetin rahatsızlığına bakılırsa sanırım bu sefer gerçekten gidiciler.
114
ilk iç saha maçımızda kormaktan ve yürekten söylenmesi gereken slogan. futbol sadece futbol değildir.
115
söyleyenin söylemeyene, söylemeyenin söyleyene karışmaması gerekir.
her bireyin hükümetten memnun olma veya olmama ve bunu dile getirme hakkı vardır.
bunun yeri tribünler mi ? bu konu tartışılabilir. hükümetin tartışılabileceği gibi.
tartışmak kavga değildir. birbirine hakaret etmek hiç değildir.
ayrıca tartışmayı bilmedikleri için #hükümetistifa.
116
stadyumlarda atılması muhaliflerin kendi ayağına sıkması anlamına gelen slogan. bu tarz ofansif çıkışlar iktidardan kopma meylinde olan seçmeni tekrar iktidar partisine yaklaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. eğer iktidar gitsin istiyorsak yapmamız gereken sadece "ekonomi çok kötü"den başka bir cümle kurmamak. hayatın olağan akışı içerisinde kendi kendine gidecek olan hükümete zorla bir seçim daha kazandırmak için özel bir gayret gösteriyoruz.
117
yeri tribünler değildir fakat bu sloganı yerinde atarsanız da coplanırsınız. iktidar yanlısı arkadaşlar stadlarda niye hükümet istifa tezahüratı yapılıyor diye soracağına bu insanlar anayasa'nın 34. maddesiyle korunan eylem hakkını niye dışarda kullanamıyorlar, meramlarını niye dile getiremiyorlar diye sorarlarsa hem daha samimi olurlar hem de asıl sorunu anlayabilirler. bunları aklı başında insanlar için yazıyorum zira biliyorum ki birçoğunun sadece karşıt bir görüş duymaya tahammülü yok. mesela stadda tekbir getirirken de inşallah müslüman olmayan insanların olabileceğini düşünüyordur bu pek düşünceli arkadaşlar, öyleler ya herkesin kendi fikri olabilir. ama kendilerinden başkası bunu dile getiremez, ha eğer getirirse de ellerini ovuşturup hemen bir mağduriyet hikayesi yazılmaya başlanır.
118
sabitlenmesi muhteşem olacak tezahürat. ilk iç saha maçında ali sami yen'de 90 dakika duymak istiyorum.
119
stadyumlarda dozajının iyice artırılarak devam edilmesi gereken söylem. malesef bu toplumun can damarı futbol, ve oraya dokunulursa işte o zaman malum kesimin canı sıkılır yoksa insan hayatıymış, ekonomiymiş, hakmış, hukukmuş, eğitimmiş falan bunlar önemsiz. aman tuttuğu takıma bir zeval gelmesin.
120
yeri neden tribünler değildir anlayamadığım ve aslında yeri tam olarak tribünler olan slogan. insanlar yoksulluktan kırılıyorken, sevdiklerini tepedeki aymazlar yüzünden toprağa vermişken susup maç izleyerek güdülmelerini mi bekliyorsunuz? futbol ne kadar endüstriyelleşse bile tribün halktır, tribün karşı çıkmaktır, tribün bağırmaktır. siz kimsiniz de kime, nerede, neyi bağıramayacağını söylüyorsunuz? kimsenin hiçbir şeyden korkmasına gerek yok, galatasaray tribünlerinde de tüm nefesimizle bağırılması gereken slogandır bu. engelleyenlere de anlayacakları dilden cevap verilir olur biter. birileri ülkedeki bütün acıların sebebi bunlar değilmiş gibi yapmayı bırakırsa belki sonunda korkulacak bir şey de kalmamış olur.
121
anayasa madde 26 – herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. gezi de bunu yaptılar, inatlaşmamak, halk ile empati kurmak gerekir.
122
anayasal bir haktır. demokrasinin bir gereğidir. kimse devlet düşmanı falan değil, yıl olmuş 2023 biz hâlen devlet ile hükümet arasındaki farklı cahil cühelaya anlatmaya çalışıyoruz. inanılır gibi değil.
insanlar hükümet istifa diye bağırabilir. insanlar tayyip erdoğan istifa diye de bağırabilir. küfür mü ediyoruz kardeşim? niye sürekli bu yasaklayıcı zihniyet? yeter ya. bıktık ulan. delirttiniz yemin ederim.
123
maalesef ülkede istifa kurumu bile artık ''affını istemek'' şekline evrildiği için onlardan olmayanların bunu söylemesi küfür gibi geliyor kendilerine.
124
mevcut ülke yönetimimizde boşa düşmüş slogan. hükümet yok ki istifa diye bir kurum çalışsın. atanmış bir sürü değişik adamdan oluşan bir şey kabine denilen. istifa edebilecek gücü olan tek bir kişi var. o sebeple "başkan istifa" gibi bir slogan olmalı.
125
iktidar partisine veya partinin lideri olan cumhurbaşkanı'na bir kez olsun oy vermedim. eylül 2010 ve nisan 2017 tarihlerinde anayasa değişikliği taleplerine yönelik referandumlarda da tarafım, bu partinin ve seçmenlerinin olduğu taraf değildi. bütün bunlara rağmen, galatasaray'ın (veya herhangi bir takımın) stadınının siyaset meydanına çevrilmesine son derece karşıyım.
statlarda bulunan insanların faşistinden anarşistine, ateistinden radikal islamcısına tek ortak noktası galatasaray. türkiye'de futbol takımlarının veya o takımların taraftarlarının siyasi veya dini olarak tektip bir duruşları yok. beyan edebilecekleri ortak bir görüşleri veya iradeleri yok. türkiye'de stadyumlar hayatları boyunca aynı masayı geçtim; aynı kafede, restaurantta veya aynı semtte bulunması mümkün olmayan insanları bir araya getiren tek mekanlardır. siz bunu zedelemeye, buna meydan okumaya kalkarsanız, en başta taraftarı olduğunuz takıma sonra da vatandaşı olduğunuz ülkeye zarar verirsiniz. çünkü muhaliflik stada girdiği anda, iktidar yanlılığı da stada girer. halbuki stadyumun kapısından içeri giren bireyin, yanlılığını da muhalifliğini de stat kapısının dışarısında bırakması gerekir. insanlar stadyumlara siyasi veya dini iradelerini haykırmak için gelmemeliler. taraftarı oldukları takımı desteklemek için gelmeliler. aksi takdirde ne olur; a kişisi hükümetten nefret ediyordur ve "hükümet istifa" diye bağırır. b kişisi hükümeti seviyordur, "ben senin protestona katlanmak zorunda değilim" der ve bütün gücüyle ıslıklar. böyle bir durum oluştuğu anda "istifa" diyenleri demokrat, ıslıklayanları yandaş/yalaka şeklinde tanımlamak hiçbir şekilde adil olmaz. çünkü "hükümet istifa" dediğin anda muhalif/eleştirel görüşü stadın kapısından içeri girmiş oluyor. bunu soktuğun an, bu görüşün zıttı da stada girer ve böyle bir stat atmosferinde kimseye "sen niye ıslıklıyorsun" diye hesap soramazsın. çünkü artık orası galatasaray futbol takımının maçlarını oynadığı futbol stadyumu değildir. siyasi bir arenadır artık orası, bir siyaset meydanıdır. siyasette de beyaz'ın olduğu yerde siyah da olur. "hükümet istifa" denildiği saniyede, statta bulunan 50 bin farklı bireyin içerisinde bu görüşe katılmayanlara cevap hakkı doğmuş olur. statta milliyetçi-muhafazakar veya siyasal islam savunan bir kesim var ise, ki var, protesto tezahüratına cevap verir. cevap verdikleri takdirde de hain, yalaka, yandaş vs. olmazlar. çünkü sen sokuyorsun siyasi irade beyanı hakkını stada. sen beyan edersen, o da beyan eder. veya seni yuhalar. senin "istifa" demen de hak, onun seni ıslıklaması da hak. ama statta bu işler sevgi ve saygı çerçevesinde olup bitmekle kalmaz. çok büyük kavgalar çıkar. çok insan üzülür.
insanların sadece ve sadece galatasaraylılık kimliği etrafında birleşip iki saatliğine geri kalan her şeyi dışarıda bıraktığı bir atmosferde, "geri kalan herşeyin bir kısmını sokacağız. o da muhaliflik olacak" diyemezsiniz. bununla sınırlı kalmaz çünkü içeri giren. ben stadyumda benim sağımda, solumda, önümde veya arkamda olan kişinin siyasi görüşünü bilmiyorum. hükümete ve politkalarına karşı bakış açısını da bilmiyorum. merak da etmiyorum, bilmek/duymak da istemiyorum. doğu tribününün koridorunda akşam namazını kılan veya ramazan'da ezan saatini bekleyen adam sandığa gittiğinde hangi partiye oy verecek benim için önemli değil. en azından galatasaray'ın maçı esnasında önemli değil. aynı şekilde nevizade'de arkadaş grubuyla beraber içki sofrası kuran, güzel vakit geçiren, stada geldiğinde de galatasaray'a desteğin hakkını sonuna kadar veren adamın da siyasi görüşü benim için önemli değil. "hadi herkesin siyasin görüşünü duyalım o zaman" derseniz, ülkede steril kalmayı başarabilmiş çok az yerlerden biri olan stadyumları kaybedersiniz. bunu ben asla istemem. doğru veya makul bir şey olarak da görmem. kusura bakmayın.