kimsenin kendisiyle ilgili bilmediği bir olayı sizlerle paylaşayım. marcel desailly'nin kendi kitabından, kitap elimde paylaşıyorum:
1996 avrupa şampiyonası, newcastle'da oynanan bulgaristan fransa maçı;
---
alıntı ---
bulgarların yıldızı hristo stichkov, barcelona'da oynayan deneyimli bir forvetti. kurnaz, numaracı, anasının gözü bir oyuncuydu; rakibinin başına her an bela açabilirdi. maçın ilerleyen bölümlerinde oyunun durdugu bir anda yanıma yaklastı ve ispanyolca olarak şunları söyledi. "söylesene desailly, ülkende çocukların açlıktan öldüğünü biliyor musun?"
afallamış şekilde onu dinliyordum, şöyle devam etti;"bok ülkesi, bok siyahlar, bok derililer."
tüm bunları son derece sakin, soğukkanlı bir şekilde söylemişti, maçta bunu söylemesi için herhangi bir şey olmamıştı. bunu söylemişti çünkü böyle düşünüyordu; bu açıkça belliydi çünkü bu nefret onun içine iyice işlemişti.
önce sinirime hakim oldum. cevap vermemek, tepki göstermemek daha doğruydu yoksa oyundan atılabilirdim. ama stoichkov aynı suçu işlemeyedevam etti:"bok siyahı, bok ülkesi..."
...
...
maçtan sonra yüz yüzeyken desailly "böyle davranmaya hakkın yok ve bunu biraz önce basına açıkladım." bu kez bana son derece sakin bir şekilde baktı ve çok normal bir şey söylüyormuş gibi şöyle dedi: "sorun değil. ne olursa olsun, söylediğim gibi düşünüyorum."
---
alıntı ---