• 1
    şebnem ferah'ın 2005 yılında çıkardığı "can kırıkları" isimli albümünün 10. ve son sırasında yer alan çalışması. 11 ocak 2011 akşamı ali kırca'nın ali sami yen'e veda şiiri sonrası müteveffa mabedde yankılanmış, koca bir camiayı salya sümük ağlatmıştır. o tarihten itibaren de benim diyen galatasaraylının dinlemekten itinayla kaçındığı bir şarkı haline dönüşmüştür. mabede veda için on numara bir tercihtir. insanda sırf ali sami yen'e veda için yazılmış hissiyatı bile uyandırabilir, o derece...

    --- alıntı ---

    seni ararken
    kendimi kaybetmekten yoruldum
    bulduğumu zannettiğimde
    kendimden ayrı düştüm

    bu garip bir veda olacak
    çünkü aslında hep içimdesin
    ne kadar uzağa gitsem de
    gittiğim her yerde benimlesin

    söylenecek söz yok
    gidiyorum ben

    hoşçakal hoşçakal hoşçakal hoşçakal..!
    ben bir kısrak gibi
    gelmişim dünyaya
    şahlanıp koşmak içimde var
    hoşçakal...

    --- alıntı ---

    http://www.youtube.com/watch?v=Hvp5kr8edwA
  • 3
    yıllar sonra aynı hislerle dinlenecek şebnem ferah şarkısı. kapalıda boş gözlerle sahada ağlayan tugay'a bakarken, biz de onlarla beraber ağlarken, hagi'nin monaco'ya koyduğu yeri tespit ederken, hakan'ın milan'a kelebek gibi uçup arı gibi soktuğu o noktaya bakarken, jardel'in madrid'e attığı gol hafızalarda canlanırken ali sami yen'de son kez yakılan sigaranın arka fonu.

    http://www.youtube.com/watch?v=pBVO65imR1Y
  • 4
    11 ocak 2011 galatasaray beypazarı şekerspor maçı nda veda ettiğimiz ali sami yen stadyumu veda töreninde çalınan şarkı. ali sami yen atmosferini tatmış veya ali sami yen'i her daim iliklerine kadar hissetmiş her galatasaray'lının veda gününden sonra duyduğunda gözlerinin yaşardığı şarkıdır.

    şarkı çalındığı esnada stadyumda olanlar benim gibi hissettimi bilemem ama o şarkı sonunda havai fişek gösterisi olmuştu hatırlar mısınız? atacağım linkde de var. o esnada sanki gerçekten canlanmış ve bize veda ediyormuş gibiydi ali sami yen.

    hatılarımı yanıma aldım,
    zaferlerimi, üzüntülerimi, coşkularımı,
    marşlarımı, bestelerimi,
    hakan şükür'ü, hagi'yi,
    prekazi'yi, bülent korkmaz'ı
    karınca ezmez şevki ve alpaslan dikmen'i
    milan'ı, real madrid'i, neuchatel'ı,
    werder bremen maçında çizgiyi geçmeyen topu,
    monaco maçında 90'a giden topu,
    jardel'in ofsayt diye verilmeyen 4. golü,
    barcelona'dan yediğimiz ofsayt golünü,
    leeds'i sahaya gömmemizi,
    manchester ibnesinin kendi kollamasını,
    3.yıldız'ı
    4 sene üst üste yaşanan şampiyonluğu,
    16 dklık ömürlük bekleyişi,
    20:45'i de aldım yanıma
    aldım hatırlarımı,
    gidiyorum,
    siz hoşçakalın
    ben veda ediyorum....

    hepsini tek tek yanına almış gidiyordu sanki. ben hissetmiştim gidişini hem de iliklerime kadar bildiğin çocuk gibi ağlıyordum o sırada sanki babama veda ediyordum, sanki anneme veda ediyordum. içimden bir şey koptu gitti, hergün stadının olduğu yerden geçerim, bildiğin 4 tane kule ali sami yen stadının mezar taşları gibi duruyorlar orada. ne zaman yoldan geçerken galatasaray'ı düşünsem, onu yıkan dozere, dozerlere küfür ederim.... keza şu anda bu yazıları yazarken bile tüylerim diken diken oluyor, gözlerim nemleniyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=pBVO65imR1Y

    hoşçakal ali sami yen, hoşçakal hatıralar, hoşçakal
App Store'dan indirin Google Play'den alın