büyük ihtimalle takıma 2-5-3 dizilişini uygulatacaktır. orta beşlinin en az dördünün ofansif ortasaha oyuncusu olacağını öngörebiliriz. ve yine büyük ihtimalle, bu ofansif oyuncuları modası geçmiş eski yıldızlardan seçecek, bunların patlama yapmasını bekleyecektir.
futbolculara taktik olarak hepi topu şunu söyleyebilecektir: ''bizdeki kadro real madrid'de bile yok. biz hücum oynarsak bizi kim tutabilir. yürüyün aslanlarım, göreyim sizi.''
ilk üç maçını 3-0, 4-1, 5-0 gibi skorlarla kaybettikten sonra seksenli yılların çoktan geçtiğini anlayacak, onuru ile istifa edecektir.
futbol bilgileri seksenlerden beri güncellenmediği, ve teknik direktörlüğü sırasında bu gerçeği farkettiği için futbol yazarlığını da bırakacak ve atletizm sporu ile ilgilenenlerin başına musallat olacaktır. gaza gelip yüz metre koşmaya karar verene kadar da, atletizm camiasındaki intihar oranlarında ciddi bir patlama yaşanacaktır.
tabi bunlar, hıncal uluç'un her şart altında inandığı çizgide gidebilecek kişiliğe sahip olduğu varsayımı ile yazılmıştır. böyle bir durumda, en azından medeni cesareti yüzünden, yarışmaya katıldığı için bile olsa, tebrik edilmeyi hakeder.
ya da, takımın başına geçince, daha önce itin g.tüne soktuğu pek çok teknik direktörümüzün doğal olarak uyguladığı modern futbolun doğrularına sarılacaktır. bu durumda ise, galatasaray'a şampiyonlar ligini bile kazandırsa, inandıklarına ihanet eden ya da inanmadıklarını savunan kişiliksiz adam olmaktan kurtulamayacaktır.
son olarak, belki alakalıdır: ''bekara karı boşamak kolaydır.''
edit: bir yanlış anlaşılmanın önüne geçmek isterim. 2-5-3 sistemini ben uydurmadım. hıncal, 2002 dünya kupası şampiyonu brezilyanın böyle oynadığını iddia ediyordu ciddi ciddi. ve o zamanki teknik direktörümüz fatih terim'in de bu dizilişi uygulamasını istiyordu galatasaraya. ayrıca hıncal'ın, veteran futbolcu tutkusu ve sık sık bu futbolcuların patlama yapacağını iddia etmesi de herkesin bildiği birer sırdır.
*