1
çok önemli bir nokta. kritik an. kırılma noktası dedikleri türden.
eğer hezimet düzeyinde kötü bir maçın/skorun ardından saçmalayan bir teknik direktör görürseniz, kafanızda bir plan bile oluşturmadan direkt görevine son verebilirsiniz. lucescu gelir, fatih terim döner, hagi tekrar dener... bunlar artık önemli değildir. bir şekilde bulunur. çünkü neden?
1.adam mundar oldu bir kere. saçmalamaya başladı. 13 temmuz 2017 östersunds fk galatasaray maçında 2 golle yenilmiş, "defansımız kompakttı" diyor. abdullah avcı'nın bir milli maç sonrası gülmesi vardı hatırlarsınız. hah, onu düşünün.
2.konuşan kişi, gerçekler apaçık ortada durduğu halde bunların tam aksini söylüyor, görmezden geliyor veya çarpıtıyorsa, saçmalıyorsa yani, ya idrak edemiyordur ya da kıvırıyordur. kıvırmanın adı politika değildir. politika başka bir şeydir. örneğin mourinho'nun bir zamanlar her büyük maç öncesi rakibe sataşacak bir tartışma çıkarması politikadır. 1 hafta boyunca herkes mourinho'nun söylediklerini konuşur, rakip çalkalanır, sinirleri bozulur. mourinho'nun takımı pırıl pırıl kafayla maça hazırlanır. mesela en keskininden politika budur. gerçekleri çarpıtmak değildir. zaman kazanmaya çalışmak değildir.
3. kameralar karşısında bu kadar rahat saçmalayacak adam takım içi tüm ipleri elinden kaçırmış ve oyuncuların saygısını kaybetmeyi artık umursamıyor demektir. çünkü zaten çoktan kaybetmiştir.
4. kendi markasını en onurlu şekilde temsil etmek yerine kıçını kurtarma çabasındakli adamı, dünyanın hiç bir organizasyonunda yönetici koltuğunda tutmazlar.
ha, diyeceksiniz ki "sivilcik, rezil top oynandı, hezimet oldu, adam basın toplantısına çıkıp ağlasın mı?"
yoo, bakın çok basit, göstereyim.
"bu gece kabul edilemez bir oyun ve sonuç aldık. dolayısıyla bu kabul edilemez durumun sorumlularını, en başta ben olmak üzere, ortaya çıkarıp cezalandırmak veya düzeltmek durumundayız. şu an bundan daha acil bir işim olmadığından başka soru kabul etmeyeceğim"
bu açıklamayı yapın, sonra kalkıp yardımcılarınızla birlikte toplantıyı terk edin. bakın bakalım, haberi alan oyuncular, antrenörler, malzemeciler ve hatta yöneticiler altlarını doldurmuyor mu?
neden? çünkü dürüst. çünkü olması gerektiği gibi.
eğer hezimet düzeyinde kötü bir maçın/skorun ardından saçmalayan bir teknik direktör görürseniz, kafanızda bir plan bile oluşturmadan direkt görevine son verebilirsiniz. lucescu gelir, fatih terim döner, hagi tekrar dener... bunlar artık önemli değildir. bir şekilde bulunur. çünkü neden?
1.adam mundar oldu bir kere. saçmalamaya başladı. 13 temmuz 2017 östersunds fk galatasaray maçında 2 golle yenilmiş, "defansımız kompakttı" diyor. abdullah avcı'nın bir milli maç sonrası gülmesi vardı hatırlarsınız. hah, onu düşünün.
2.konuşan kişi, gerçekler apaçık ortada durduğu halde bunların tam aksini söylüyor, görmezden geliyor veya çarpıtıyorsa, saçmalıyorsa yani, ya idrak edemiyordur ya da kıvırıyordur. kıvırmanın adı politika değildir. politika başka bir şeydir. örneğin mourinho'nun bir zamanlar her büyük maç öncesi rakibe sataşacak bir tartışma çıkarması politikadır. 1 hafta boyunca herkes mourinho'nun söylediklerini konuşur, rakip çalkalanır, sinirleri bozulur. mourinho'nun takımı pırıl pırıl kafayla maça hazırlanır. mesela en keskininden politika budur. gerçekleri çarpıtmak değildir. zaman kazanmaya çalışmak değildir.
3. kameralar karşısında bu kadar rahat saçmalayacak adam takım içi tüm ipleri elinden kaçırmış ve oyuncuların saygısını kaybetmeyi artık umursamıyor demektir. çünkü zaten çoktan kaybetmiştir.
4. kendi markasını en onurlu şekilde temsil etmek yerine kıçını kurtarma çabasındakli adamı, dünyanın hiç bir organizasyonunda yönetici koltuğunda tutmazlar.
ha, diyeceksiniz ki "sivilcik, rezil top oynandı, hezimet oldu, adam basın toplantısına çıkıp ağlasın mı?"
yoo, bakın çok basit, göstereyim.
"bu gece kabul edilemez bir oyun ve sonuç aldık. dolayısıyla bu kabul edilemez durumun sorumlularını, en başta ben olmak üzere, ortaya çıkarıp cezalandırmak veya düzeltmek durumundayız. şu an bundan daha acil bir işim olmadığından başka soru kabul etmeyeceğim"
bu açıklamayı yapın, sonra kalkıp yardımcılarınızla birlikte toplantıyı terk edin. bakın bakalım, haberi alan oyuncular, antrenörler, malzemeciler ve hatta yöneticiler altlarını doldurmuyor mu?
neden? çünkü dürüst. çünkü olması gerektiği gibi.