harold "harry" kewell 22 eylül 1978'de sydney'de dünyaya geldi. ilkokulu
smithfield public school'da, ortaokulu ise
st johns park high school'da okuduktan sonra liseyi okumak için
westfield sports high school'a yazıldı.
buraya parantez açmak istiyorum; avustralya'da bizdeki endüstri meslek lisesi, ticaret meslek lisesi gibi spor liseleri var. yani spor ile ilgilenen, bu konuda yetenekli gençler sayısal-sözel derslerle önce bir silkelenip sonrasında ancak üniversitede spor okumak yerine henüz lise çağında bu alana yönelebiliyor. yani harry kewell lise yıllarından beri spor ile iç içe, profesyonelce yetişmiş, futbolu derslerden arta kalan zamanda antrenmanlarda geliştirmek yerine doğrudan futbolu okumuş biri.
avustralya milli futbol takımındaki birçok futbolcu spor liselerinden yetişmiştir.
neyse efendim; lisede bu işi yerinde öğrenirken
marconi stallions futbol kulübüne katılır genç harry. burada u13 ve u15 takımlarında yerel gençler liginde oynar. önceleri stoper olarak oynar
* fakat sonra yeteneğinden dolayı sol kanada geçer. henüz 14 yaşında
tayland,
ingiltere ve
italya'da turnuvalara katılma fırsatı elde eder. ingiltere'ye gittiği zaman
premier lig maçlarını izleme fırsatı bulur. böylece avrupa futbolu ile tanışmış olur. o yaştaki bir çocuk için inanılmaz tecrübelerdir bunlar.
15 yaşına geldiğinde "big brother movement" adlı değişim programı yardımıyla
brett emerton ile beraber
leeds united takımında 4 hafta geçirme ve denenme fırsatı bulur. iyi bir performans göstermesine ek olarak babasının aynı zamanda ingiliz pasaportu taşımasından dolayı kısa sürede
leeds united'a transfer edilir. böylece profesyonel futbol hayatına başlamış olur.
leeds united'da geçirdiği ilk sezon olan 1995/1996'da 2 premier lig maçında oynar. 1996'nın nisanında ilk milli maçına çıkar. sonraki sezon olan 1996/1997'de ise ligde ancak 1 maçta forma giyme fırsatı olmasına rağmen aynı sezon milli takımın banko oyuncularından biri haline gelmiş ve
1998 dünya kupası elemelerinde oynamıştır. buna ek olarak o yaz düzenlenen
1997 konfederasyon kupası'nda
avustralya milli futbol takımı ile ikincilik yaşar.
1997/1998 sezonuna gelindiğinde
harry kewell,
leeds united ilk onbirinin düzenli isimlerinden biri olmuştur. bu sezonda 4-5-1 sisteminde sol çizgide oynamıştır. orta sahadaki
david hopkin ve
lee bowyer gibi savaşçı ve dirençli isimler genç harry'nin orta saha sorumluluğunu azaltmış ve yeteneklerini rahatça ortaya koyabilmesini sağlamıştır. o dönemde
jimmy floyd hasselbaink tek forvet olarak oynamakta ve takımın gol yükünü çekmekte idi. 29 lig maçında 5, 6 kupa maçında da 3 gol atar o sezon harry.
1998/1999 sezonunda takıma yapılan takviyelerden dolayı 4-4-2'ye döner leeds. orta sahanın solunda yine harry, ortada önceki sezonku gibi
lee bowyer -
david hopkin ikilisi, sağda ise
stephen mcphail oynamaktadır. forvette ise
alan smith ile
jimmy floyd hasselbaink vardır. lakin bu sezon
leeds united takımı tek bir taktiğe bağlı olarak oynamaz ve birçok maçta sol kanada ek olarak ofansif orta saha olarak oynama fırsatı bulur harry. sezon boyunca ligde 38 maçta 6, kupada 7 maçta 3 gol atar, avrupa'da ise 4 maça çıkar.
1999/2000 sezonu harry için yepyeni bir başlangıç olacaktır. çünkü sağ kanat
eirik bakke, sol kanat ise
jason wilcox tarafından parsellenmiştir. orta sahanın değişilmez ismi
lee bowyer'in partneri ise bazen
david hopkin, bazen
david batty idi. o sezon boyunca
alan smith'in arkasında serbest adam olarak oynar. kendisine güvenen ve her zaman saygı ile andığı
david o'leary'nin güvenini boşa çıkarmaz. 36 lig maçında 10, 5 kupa maçında 2 ve 12 avrupa maçında 5 gol atar. o sezon bilindiği üzere
uefa kupasında yarı finalde bize karşı elenirler. düzenli olarak forma giyme şansı bulduğu ilk üç sezonda 4-5-1 ve 4-4-2'nin sol kanadına ek olarak üzere "10 numara" pozisyonunda da oynama şansını bulur. artık harry kewell yeteneğinden ötürü "the wizard of oz", yani "oz büyücüsü" olarak anılmaya başlanmıştır.
2000/2001'de geçirdiği sakatlık yüzünden toplamda ancak bir devre kadar maç oynama fırsatı bulur. leeds bu dönemde
alan smith'in yanına
mark viduka ve devre arasında
robbie keane'nin katılmasından dolayı 4-4-2'nin dışında kimi maçlarda 4-3-3 oynar. orta sahada
lee bowyer ve
olivier dacourt, kimi zaman da
david batty, sağ kanatta
eirik bakke, solda ise kewell sakatlandıktan sonra
jason wilcox oynar. kewell'in eksikliği böylece çok hissedilmez. kulüp o sezon
şampiyonlar liginde yarı finale yükselir. 17 lig maçında 2 gol atar ve avrupa'da 9 maçta forma giyer harry o sezon.
2001/2002'de sahalara eski performansı ile geri döner fakat yine sakatlık yüzünden birkaç maç kaçırır. orta sahada
harry kewell, o olmadığı zamansa
jason wilcox,
david batty,
lee bowyer ve
eirik bakke dörtlüsü sezonu götürür. forvette ise taktiğe bağlı olarak
mark viduka,
robbie keane,
alan smith ve
robbie fowler dönüşümlü olarak oynar. bu sezonda da 4-4-2 ve 4-3-3 taktikleri ile oynar leeds. 27 lig maçında 8, 1 kupa maçında 1 ve 7 avrupa maçında 2 gol ile tamamlar sezonu.
leeds united ile son sezonu olan 2002/2003'te düzenli olarak oynar ve iyi bir sezon geçirir. sezon boyunca yine aynı dörtlü orta sahayı,
mark viduka ve
alan smith'de forveti parseller. genel olarak 4-4-2 ile oynar leeds o sezon.
nick barmby,
paul okon,
james milner,
robbie fowler,
robbie keane gibi isimler bir türlü ilk onbirin düzenli isimlerinden olamazlar. son sezonunda 31 lig maçında 14, 5 kupa maçında 1 ve yine 5 avrupa maçında 1 gol atar.
2003'te
liverpool'a 9 milyon sterlin karşılığında biraz da olaylı bir şekilde transfer olur. ilk sezonu olan 2003/2004'te düzenli olarak forma giyer. o dönemde
liverpool öncelikle 4-3-3 ve 4-5-1 karışımı bir taktik ile oynuyordu. orta sahanın ortasında
steven gerrard ve
danny murphy başta, bu isimlere ek olarark
dietmar hamann ve
igor biscan oynuyordu. ofansif orta saha
vladimir smicer, forvet ise
michael owen idi. sol kanatta
john arne riise* ve
emile heskey'e karşılık sağ kanatta kimse olmadığı için daha çok yönlü bir oyuncu olan kewell bu tarafa kaymak zorunda kaldı. her ne kadar solda daha özgür olsa da uyum sağlamakta zorlanmadı ve iyi bir sezon geçirdi. 26 lig maçında 7, 5 kupa maçında 1 ve 8 avrupa maçında 3 gol attı. o yaz
2004 okyanusya uluslar kupası'nı kazanan milli takımının önemli bir parçası idi.
mark viduka ile beraber forvet olarak oynamıştır.
2004/2005 sezonunda sakatlıklar yüzünden ilk devre düzenli olarak forma giymez ve toplamda yine ancak bir devre kadar maça çıkabilir. sağ kanada sezonun formda isimlerinden olacak
luis garcia geçer, kewell sakat olduğu zaman sol beke
djimi traore geçer ve
john arne riise sol kanada kayar. orta sahanın ortasında
gerrard'ın yanına
xabi alonso gelir.
real madrid'e giden
owen'in yerini
milan baros ve
djibril cisse alır. sezon genelinde 4-4-2 ve 4-5-1 varyasyonları ile oynar liverpool. kewell bu sezonda sol kanatta oynar, bunun dışında şampiyonlar ligi finali başta olmak üzere birçok maça forvetlerin formsuzluğu yüzünden(u: baros 26 maç 9 gol, cisse 16 maç 4 gol, morientes 13 maç 3 gol, sinama-pongolle 16 maç 2 gol) ileri uçta
second striker olarak başlar. final maçında henüz 23. dakikada başının belası sağ kasığından sakatlanıp çıkmasına rağmen 2005 yılında
liverpool ile
şampiyonlar ligi şampiyonluğu yaşar. 18 lig maçında 1 gol atar, kupada 1, avrupa'da 12 maça çıkar.
2005/2006 sezonunda sakatlıklar yüzünden birkaç maç kaçırsa da yüne düzenli olarak oynar. bu sezon liverpool'da düzenli olarak oynadığı son sezondur. takımı genelde 4-4-2 oynar ve sağda
luis garcia, ortada
gerrard ve
xabi alonso ile oynar. forvette ise
djibril cisse ve
peter crouch vardır. 27 lig maçında 3 gol atar, 7 kupa, 6 da avrupa maçına çıkar. o yaz düzenlenen
2006 dünya kupası'nda takımının en önemli isimlerinden olur ve attığı golle milli takım tarihinin ilk dünya kupası ikinci turunu ülkesine hediye eder.
bundan sonraki iki sezon sağ kasığındaki kronik sakatlık yüzünden kewell için tam bir kabus şeklinde geçer. 2006/2007 sezonunda ligde 2, avrupa da ise 1 maç oynar. ligde penaltıdan bir gol kaydeder. bu sezon sol kanatta
mark gonzalez forma giyer.
2007/2008 sezonunda ise çoğu oyuna sonradan dahil olmak üzere 10 lig, 2 kupa ve 3 avrupa maçında forma giyer. bu sezon sol kanatta düzenli olarak
ryan babel oynar. bu sezon sonunda
liverpool ile sözleşmesi biter ve kulübünce yenilenmez.
sonraki sezon olan 2008/2009'un başında bedelsiz olarak takımımız
galatasaray'a transfer olur. ilk sezonunda
arda turan ile birlikte kanatlarda dönüşümlü olarak oynarlar. sağ kanatta oynamaya önceden alışkın olduğu için sıkıntı çekmez ve kısa sürede hem bir oyuncu olarak, hem de bir figür olarak takımın vazgeçilmezlerinden biri olur. hatta
hamburg maçlarında ihtiyaçtan dolayı büyük bir sorumluluk alarak ilk mevkisi olan stopere döner ve elenmemize rağmen iki başarılı maç çıkarır. hatta penaltıdan da olsa bir gol kaydeder. sağ kasığından yaşadığı ufak bir sakatlık sebebiyle kış zamanı yine birkaç maç kaçırır. toplamda ligde 26 maçta 8, kupada 2 maçta 1 ve avrupa'da 9 maçta 4 gol atar.
içinde bulunduğumuz sezon olan 2009/2010'a yine takımımızda başlar,
cassio lincoln'ün gidişi ile boşta kalan mevkiye
arda turan'ın gelmesinden dolayı düzenli olarak sol kanatta oynamaya başlar kewell. lakin
baros'un sakatlanması ve
nonda'nın formsuzluğundan dolayı milli takımda düzenli olarak oynadığı mevki olan forvete geçer, başarılı maçlar çıkarır. kış mevsimi geldiğinde sağ kasığından yine sakatlanır kewell. (bkz:
#292653)
* şimdilik ligde 16 maçta 9, hali hazırda elenmiş olduğumuz kupada 2 maçta 1 ve avrupa'da 9 maçta 4 golü vardır.
sol kanat ve forvet olarak oynadığı
avustralya milli futbol takımı ile toplamda 45 maça çıkıp 13 gol atmıştır. attığı goller ve detayları şuradan görülebilir; (bkz:
#305523) milli takımı ile
1997 konfederasyon kupası,
2004 okyanusya uluslar kupası,
2006 dünya kupası ve
2007 asya kupası'na katılmıştır. bir aksilik olmadığı takdirde
2010 dünya kupası'na katılacaktır.
buradan varılacak sonuç şudur ki
harry kewell futbol kültürü ile profesyonel bir şekilde iç içe büyümüş, profesyonellerin tecrübeleri ile kendi yeteneklerini harmanlamış, orta saha çizgisinin önündeki tüm mevkilerde; sağ kanat, sol kanat, hücuma dönük orta saha-oyun kurucu, ikinci forvet ve forvet; rahatlıkla oynayabilen ve kariyeri boyunca farklı pozisyonlarda, görevlerde üst düzey olarak oynayıp başarılı maçlar çıkarmış, şampiyonluklar yaşamış ve bir ülkenin yetiştirmiş olduğu en büyük ve en başarılı futbolcudur. yetenekli, çok yönlü ve önemli bir oyuncu olmasının yanı sıra karakteri ile takımı motive, taraftarı mutlu eden bir figürdür. ayrıca takımımızda gördüğü sevgi ve asıl mevkisine dönüşü ile şanssız yılların ardından bir bakıma yeniden doğmuş, futbol kamuoyunun dikkatini çekmiş ve dünyada adından tekrar söz ettirmeye başlamıştır.
rahatlıkla söylenebilir ki sakatlıkları dışında top oynadığı her an uyumlu ve yüksek performans gösteren bir imaj çizmiştir. top oynayabilecek kondisyon, arzu ve mecale sahip olduğu müddetçe hem bir karakter hem de bir marka olarak kesinlikle takımda bulunması gereken bir isimdir
harry kewell.