galatasaraya gelmiş yabancılar içerisinde (en azından benim izlediğim 89-2010 döneminde) hagi ile beraber en çok sevilen, rakip taraftarlar arasında bile saygı duyulan bir yabancı olmuştur. bence efsanedir. galatasarayın ve taraftarların onunla bütünleştiği bir gerçektir belki ama o da açıkça görülüyor ki galatasarayla bütünleşmiştir. galatasarayla daha cüzzi bir fiyata kalmayı daha yüksek fiyatta başka yabancı takımlarda oynamaya tercih etmiştir. çok da iyi etmiştir. benim kendisinden istediğim şey şudur ki birkaç yıl daha bizde kalıp (oynamasa bile) sonrasında kulüb'ün teknik kadrosunda görev alması ve sonsuza kadar sabri sarıoğlu ile çekirdek çitlemesi!
belki çok da alakası yoktur ama düşünceme göre
çanakkale savaşı'ndan sonra (ki onlar buna
gallipoli derler) avutralya ile türkiye arasında başlayan dostluğun son olgusudur. avustralyanın ihtiyacı olan ilk işçi talebini türkiye'den yapmasından beri gelen dostluk bağları bence onunla beraber daha da kuvvetlenmiştir. umarım lucas neill ve oz büyücüsü (hepsi mi sempatik ve iyi olur aga?) uzun yıllar daha kulübümüzde kalıp hem bizlere başarılar yaşatır hem de avustralya ile olan uluslararası ve kültürel ilişkilerimize de yardımcı olurlar. artı olarak zabri zarıoğlu ile beraber çekirdek sektörümüzün avustralyaya oaradan da dünyaya yayılmasına da yardımcı olabilirler.
yine umarım bu sene türk telekom arena'da bordeaux maçında attığı golün benzerlerini bizlere izletir ve bol bol halay çektirir.
son olarak, hep beraber, bir, iki, üç ;
harry kewell harry kewell oley oley oley.....