içimizdeki futbol romantikleri tarafından hemen efsane ilan edilen teknik direktörümüz.
hamza hocanın galatasaray futbol takımının başına geçmesinden sonra yapılan maçlarımız hakkında kısa bilgiler yazdım.
hafızamızı tazeleyelim hadi.
(bkz:
29 kasım 2014 gaziantepspor galatasaray maçı)
kötü oynadığımız maçta, son dakikada
burak yılmaz'ın kafa golüyle 0-1 kazandık.
(bkz:
3 aralık 2014 galatasaray eskişehirspor maçı)
yine kötü oynadığımız bir maç, kupa maçı. eleştirilerin hedefindeki
selçuk inan 2 gol atmış.
bir ara durum 2-2 oldu, sonra
bruma'nın kişisel becerisiyle öne geçtik.
felipe melo göz göre göre kırmızı kart gördü, sağolsun hamza hoca atılana kadar oynattı adamı.
sonra
umut bulut isimli yetenek fukarası bir gol attı da güya 4-2 kazandık. skora aldanmayın sakın.
(bkz:
6 aralık 2014 galatasaray akhisar belediyespor maçı)
iyi oynayarak kazandık 2-1 kazandık.
burak yılmaz geride oynayıp ofsayttan kurtuldu,
umut bulut ile beraber çift forvet oynadı. çift forvet oynamak galatasaray'a iyi geldi.
(bkz:
13 aralık 2014 konyaspor galatasaray maçı)
0-5 gibi etkileyici bir skorla maçı kazandık, hem de
aykut kocaman'ın takımına karşı.
evet 5 gol attık ama takımın hücum futbolu kağnı gibi yavaş. durarak top oynuyoruz, sürekli defanstan şişirilen toplar, son 15 dakika düşen kondüsyon vs vs
(bkz:
16 aralık 2014 balçova yaşamspor galatasaray maçı)
3. lig takımına 9 gol atmışız, bayram havası var. ya yuh amk ya, harbiden yuh. tamam sevin ama abartma, karşındaki takım 3.lig takımı yahu.
(bkz:
20 aralık 2014 galatasaray mersin idman yurdu maçı)
birkaç maç süren bahar havası sona ermiş, galatasaray ilk yarıda berbat oynayıp 1-2 yenik durumda soyunma odasına girdik.
ikinci yarı yine kabus gibi oyunumuz devam ediyor, biri penaltıdan olmak üzere 2 gol attık, kaos futbolu sebat ediyor ve 3-2 kazandık.
(bkz:
23 aralık 2014 diyarbakır büyükşehir belediyespor galatasaray maçı)
yedek ağırlıklı futbolculardan oluşan kadroyla 1-4 kazandık.
olcan adın'ın güzel golü en çok hatırlanacak şey sanırım.
(bkz:
26 aralık 2014 gençlerbirliği galatasaray maçı)
maçtan önce futbolcularımız ak-saray denilen yeri ziyarete gitmişler.
77. dakikaya kadar kötü oynayan
umut bulut'a sabretti, yerine
bruma girdi.
87. dakikaya kadar kötü oynayan
hamit altıntop'a sabretti, yerine
sinan gümüş girdi.
işte balçova maçı falan hikaye, ciddi bir rakip karşısında 1-1 beraberliğe razı olduk.
(bkz:
4 ocak 2015 beşiktaş galatasaray maçı)
ilk 30 dakika takımın sıkıcı yan pas, geri pas, kağnı gibi futbolu devam ediyor.
veli kavlak kırmızı kart gördü, rakip 10 kişi kalmış. iyi oynamadan 0-2 kazandık. evet iyi oynamadık, dürüst olalım.
(bkz:
17 ocak 2015 galatasaray river plate maçı)
oyuncu değişiklik hakkını gereksiz yere tüketti. zira
burak yılmaz sakatlandı, yerine oynatacak kimse yok. sakatlık faktörünü her zaman göz önünde bulundurmalıydı.
penaltı atacak oyuncuları seçerken ilk 4'ü eminim ki hepimiz bildik. son penaltı için benim aklıma bruma geldi, telles de olabilirdi. ama sırf kaptan diye
sabri sarıoğluna penaltı attırdı. sabri'nin kaçırdığı penaltıdan sonra nasıl da pişkin pişkin güldüğüne anlam verememiştim.
(bkz:
22 ocak 2015 galatasaray diyarbakır büyükşehir belediyespor maçı)
aurelien chedjou'nun yokluğunda
felipe melo'yu stopere çekerek ortasahanın düşmesi.
henüz hazır olmayan
yekta kurtuluş ve
olcan adın'da ısrar etmesi,
emre can coşkun,
sinan gümüş gibi gençlere güvenmemesi ve 0-2 mağlubiyet.
(bkz:
25 ocak 2015 galatasaray çaykur rizespor maçı)
hamza hoca gereksiz yere
burak yılmaz'ı oyuna aldı, birkaç dakika sonra sakatlanıp çıktı.
temposuz futbol devam ediyor, 2-0 kazandık. defans çok kötü, maç berabere de bitebilirdi, daha farklı da kazanabilirdik.
(bkz:
28 ocak 2015 eskişehirspor galatasaray maçı)
yedek ağırlıklı futbolculardan oluşan kadroyla oynanan kupa maçı ve berbat futbol. sonuçta 0-1 kaybettik.
(bkz:
1 şubat 2015 galatasaray bursaspor maçı)
yazarken utandım doğrusu. sanki karşımızda real madrid vardı, öyle böyle ezilmedik yani.
hamza hoca her maç farklı bir şey deniyor. bu sefer de sabri sakatlandı,
yekta kurtuluş sağ beke geçti. sağ açıkta
sinan gümüş'ü oynattı.
garibim
bruma'nın oyuna girdiği dakika ise 76. neticede 2-2 berabere kaldık ve kaybedeceğimiz maçta şansımız yaver gitti puan çıkardık.
(bkz:
9 şubat 2015 eskişehirspor galatasaray maçı)
belki de sezonun en kötü futbolunu oynadığımız maç. ama olsun 1-2 kazandık.
(bkz:
12 şubat 2015 galatasaray konyaspor maçı)
yine aykut hocanın takımı ve bir kupa maçı. evimizde daha iyi oynuyoruz, taraftarın etkisi büyük.
burak yılmaz'a kızsak da umut bulut adlı top tepiciden daha iyi.
olcan adın sol bekte fena değil.
yasin öztekin yavaş yavaş form tutuyor.
bruma hayal kırıklığı yarattı. ama güzel futbolla 4-1 kazandık.
(bkz:
16 şubat 2015 galatasaray balıkesirspor maçı)
ligin sonuncusuna karşı oynuyoruz. ilk yarı 3 gol atmışız maç kafada bitmiş zaten.
ikinci yarı tüm takım lakayıt, rakip 10 kişi kalmış ama buna rağmen golü yedik. maçı 3-1 kazandık ama rakip lig sonuncusu yani.
(bkz:
21 şubat 2015 sivasspor galatasaray maçı)
buz gibi bir havada oynanan maç.
burak yılmaz bir gol ve bir asist yapmış, oyundan çıkmış. son dakikalarda gereksiz yere
wesley sneijder oyundan çıkmış.
hamza hoca sağolsun gene
umut bulut'u oyuna alarak yerli sevdalısı olduğunu göstermiş.
son dakikaları kabus gibi geçse de zorlu deplasmanı 2-3 kazanarak atlattık.
(bkz:
27 şubat 2015 galatasaray kayseri erciyesspor maçı)
felipe melo'suz ilk maçımız. yerine oynayan adam ise
hamit altıntop. bu maçta iyi oynadığı iddia ediliyor ki bence olması gerektiği gibi oynadı. ne eksik ne fazla, yani öyle ahım şahım bir top oynamadı. yabaş ve durarak oynuyor.
sonuç olarak evimizde daha rahatız ve 3-1 kazandık.
(bkz:
3 mart 2015 galatasaray manisaspor maçı)
kolay bir rakibe karşı oynanan kupa maçı. sayısız gol pozisyonu ve izleyenleri mutlu eden bir futbol. sonuçta 4-0 kazandık.
(bkz:
8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçı)
hepinizin malumu, yine hamza hocanın yerli sevdası tuttu, yanlış kadro ve oyuna geç müdahele. beklenen oldu, 0-1 kaybettik.
tüm bunları neden yazdım? çünkü bizler balık hafızalıyız ve kolay unutuyoruz herşeyi.
yere göğe sığdıramadığınız hamza hocanızın maç karneleri yukarıda. ciddi rakiplerle oynadığımız maçlar hep fiyasko.
gençlerbirliği ile deplasmanda 1-1 berabere kalmışız
beşiktaş ile deplasmanda oynadık, adamlar 10 kişi kalmış. kötü futbolla 2-0 kazanmışız.
bursaspor ile evimizde oynamışız beraberliği zor kurtarmışız. 2-2
fenerbahçe ile deplasmanda oynamışız, 1-0 kaybetmişiz ki bence maçın adamı bizim
fernando muslera olmalıydı.
diğer maçlardaki rakipler kolaydı, hiç kendimizi kandırmayalım.
hamza hamzaoğlu genç bir hoca, elbette hata yapacaktır, yanlış yaparak da öğrenecektir.
ama daha rüştünü ispat etmeden adamı efsane ilan edenler görüyorum. naptı yahu bu adam? kupayı mı kazandık? 4. yıldızı mı taktık? hele bekleyin bakalım sezon sonunu.
şampiyon olmak ya da kupa kazanmak da değil aslında mesele, benim başarı kriterlerim bunlar değil. sonuçta bu kadroyu kendisi kurmadı.
sene sonunda
yabancı oyuncu kuralı kalkıyor. işte o zaman nasıl bir zihniyette olduğunu bize gösterecek.
ya
sabri sarıoğlu,
yekta kurtuluş,
umut bulut,
hamit altıntop ve hatta
semih kaya gibi hiçbir yetenek emaresi göstermeyen adamları gönderecek,
burak yılmaz yerine pivot forvet oynayabilecek kaliteli bir forvet alıp oynatacak ya da bu tiplerle devam edecek.
kısacası ya kötü bir
fatih terim kopyası olacak ya da bizim
alex ferguson'umuz olacak.