kendisiyle ilgili söylenebilecek en basit ve en doğru şey, galatasaray çapında bir teknik direktör olmaması. 3 kupa kazanan bir teknik direktör için taraftarın en azından yarısı böyle düşünüyorsa vardır bir iş.
hamza hamzaoğlu geldiğinde, sonuç olarak fena olmayan ama psikoloji ve oyun olarak rezalet haldeydik. şimdi buradan başlayalım:
kendi görüşüme göre o esnada gelecek herhangi bir yerli hoca zaten bir şeylerin değişmesini sağlardı. futbolcular psikolojik olarak bir şeylerin değiştiğine inanır gibi. hamzaoğlu kadar katar mıydı emin değilim ama illa ki katardı. taraftarın da psikolojisi değişti hatta. kupa maçında galatasaray futbol takımı 2014-2015 sezonunda ilk kez düzgün ve taraftarı mutlu eden bir oyun oynadı. açıkçası hoca açısından harika bir başlangıç oldu çünkü bir anda ortam değişti ve akhisar maçıyla devam etti. bu 2 maçın ardından taraftar olarak ''tamam'' dedik, ''bu adamla şampiyon olabiliriz.'' ardından konya maçını da 5-0 kazanınca 2014-2015 sezonuna gerçek anlamda girmiş olduk. dediğim gibi bu kadar etkili olur muydu bilmiyorum ama ben gelecek çoğu yerli hocanın zaten havayı değiştireceğini düşünüyorum ama bunu hamza hamzaoğlu'nu küçümsemek için söylemiyorum kendisi de önemli bir iş çıkardı sonuçta.
neyse ondan sonra 3 takım da yarışta kaldı uzun bir süre. bu süre zarfında bence hücumda tempomuz iyiyken savunma ise kötü durumdaydık. başakşehir maçında ilk kez çok tepki aldı hoca, ardından bana göre trabzon'da şanssız bir yenilgi, kasımpaşa'da güzel bir geri dönüş, kadıköy'de bence fena olmayan bir oyun. son 7 haftaya yine 3 takım da yarışın içinde girdi. ve olayların koptuğu son 7 hafta... beşiktaş dağıldı, fener evinde şok puan kayıpları ve galatasaray 6/6 ile şampiyon. fakat 6/6 yapmayı hak eden bir oyun oynadık mı desem, bence cevap çok net bir şekilde hayır. kısmen akhisar maçı hariç, antep, konya, beşiktaş, gençler, akhisar, mersin maçlarından sadece kısmen akhisar'da iyi oynadık diyebilirim. ki bu saydığım 6 maçın 4'ü gayet etkili bir atmosferde iç sahada oynandı. antep, konya, gençler maçlarında kaleye gidemedik hatta rakip bizden çok net pozisyon buldu ama bir gol attık ve kazandık. mersin maçında yasin çıktı ve muslera 3 puanı aldı. beşiktaş maçında ilk 15 dakika iyi bir oyun ve sonra ölüm gibi bir maç neyse ki sneijder noktayı koydu. yani hücumdaki o etkinliğimiz de kalmadı son haftalarda ama neyse ki bireysel performanslarla birlikte şampiyon olduk.(yine de fener ve beşiktaş'tan çok daha fazla hak ettik tabii ki)
ardından kupa...yine çok kötü bir oyun, bursa'nın pozisyon üstüne pozisyon kaçırdığı bir maç. neyse ki o gün de burak harika oynadı.
ardından süper kupa...rezalet bir bursaspor'a karşı yine çok kötü bir oyun ve yasin'in attığı golle gelen kupa.
şimdi bunları yazmamın nedeni ''3 kupa kazandı bu adam'' diyenlere kendi açımdan o 3 kupayı nasıl kazandığımızı hatırlatmak. kaldı ki genelde hamza hamzaoğlu'nu savunanlar riekerink'i gömüyor ama riekerink de 2 kupa kazandı hem de 70 milyonluk fener ve türkiye'nin en iyi takımı olan beşiktaş'a karşı.
ardından zaten kendi sonunu hazırlayan o süreç... her gün dozajı arttırarak saçmalaması, transfer diye bas bas bağıran takıma transfere gerek yok demekten de öte inanılmaz vizyonsuz açıklamalar(burak napıcak, umut'la sözleşme imzalarım tarzı şeyler) derken adam zaten 2 kupanın üstünden 1 ay geçmeden inanılmaz bir karşı kitle yarattı(tabii o dönem herkes taraftarın ayarlarıyla oynamıştı)
sonra zaten bazı oyunculardaki tuhaf ısrarı falan derken kendi sonunu getirdi. yani bu adam çok açık bir şekilde bu seviyelerin hocası değil ve bunun karşı argümanı da ''riekerink'i görüyoruz'' değil. ikisi de kötüyse ikisini de istemezük. galatasaray gibi bir takımın taraftarı olarak ne zamandan beri kötünün iyisi bizim 1.seçeceğimiz oldu?
hamza hamzaoğlu tekrar gelir mi bilmem, burası türkiye sonuçta. ama gelmemesi lazım, hele hele ''bir gün geri döneceksin hocam, yarım kalmayacak'' tarzı şeylerle bu adamı geri istemek çok ama çok saçma ve komik.