enteresan bir forvet tipidir. takımına yıllarca hizmet ettikten, goller attıp, kupalar kazandıktan sonra klüp başkanından "9 milyon doları getiren seni alır" sözüne güvenerek alacaklarından vazgeçerek inter'le anlaşır.
fakat klüp başkanı sonradan sözünden cayarak 9 milyon doları 19'a çıkarır. klüpler anlaşamaz derken, bu tip oyuncular eski klüplerinin para kazanması için yine de devreye girerek, eski klübüne 14 milyon mark(en çok bonservis ödenen türk futbolcusudur) ödenmesini sağlar. klübüne bu kadar önemli bir mebla kazandırmasına rağmen, bazı taraftarlarca bonservissiz kaçtığı zannedilir. (
itina ile bakınız;
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=2008 )
zamanla eski klübüne döner, son yıllarında neredeyse bedavaya oynar. en zor durumda takımını kenetler, maddi imkansızlıklarla sürünen takımına 2 şampiyonluk kazandırır. sezon sonu alacakları ödenmeden, sırf
adnan sezgin isimli yönetici ile ters düşüyor diye kapının önüne koyulur. alacakları için daha öncekilerin yaptığı gibi klübünü
fifa'ya şikayet etmez. ama yine bunlara rağmen bazı taraftarlara yaranamaz.
çünkü bu tip forvet oyuncuları yabancı değildirler, türk'türler. christmas'larda klübüne sormadan brezilya'lara kaçmazlar, ama ramazan'da oruç tutmaları batar. takımın efsane kaptanına fuck off demezler. deplasman seçme gibi bir adetleri yoktur, her maçta, her koşulda oynarlar. işte bu yüzden bu gibi futbolcular asla sevilmezler.