öncelikle; muhasebe sisteminde kasada açık olması diye bir şey yok.
hele ki böyle bir şirkette imkanı yok olmaz. gs'nin bağımsız denetimini yapan şirket dünyanın en iyi firması olan pwc'dir. hatta gs'nin mali işlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi
adnan nas'tır. yani pwc gibi bir şirketin ortağı... türkiye'de tek... aynı zamanda dediğim gibi spk'ya tabi bir şirket, aynı zamanda vergi denetimi yapılıyor yeminli mali müşavir sorumluluğunda... böyle bir işletmede kayıp 1 milyon dolar diye bir şey olabilir mi? ben söyleyeyim; o-la-maz!
para, kulüpten değil de adnan polat'ın cebinden ya da gayri resmi olarak çıksaydı o zaman sorun teşkil ederdi, kafa kurcalardı, ama paranın kulüp kasasından çıkmış olması şahsen içimi rahatlatan bir unsurdur. ve yine dediğim gibi; karşılığı olmayan bir para diye bir şey yok.
aynı zamanda bülent tulun'un ifadesinde; “muhasebe elemanları bu parayı adnan polat’ın şoförünün iki adet makbuz karşılığında aldığını söyledi. çevreden duyduğuma göre bu para futbolcuların tamamına dengesiz ve eşit olmayan bir şekilde dağıtıldı. paranın galatasaraylı futbolculara dağıtıldığından eminim. bu dönem galatasaray büyük sıkıntı içindeydi. iddia edildiği gibi teşvik ya da şike amacıyla para kullanılabileceğine inanmıyorum.”
yani burada konu paranın olmaması değil
*, paranın harcanma şeklidir. yani galatasaraylı futbolculara dağıtılan paranın eşit bir şekilde dağıtılmamasıdır. bu da güveni kötüye kullanmak anlamındadır ve dernekler kanununa göre suçtur.