bazen oyle bir duruma ulasır ki bu ikilem adam alt yas gruplarında adeta bir dansoze donusur.
atıyorum cocuk hollandalı olsun;
u15'te oynarken hollanda'da oynuyor a takımda robben gibi olma hayalleri kuruyor.
u17'de turkiye gel sen gel diyor bir iki tur deniyor basarılı oluyor ulke ayaga kalkıyor.
u18'de hop hemen turkiye tekrar gel diyor ama hollanda da gel deyince bir de hollanda'yı deneyeyim diyor.
u19'da turkiye'de forma sozu verilmesine kayıtsız kalamıyor, hollanda gergin bir sekilde bekliyor.
u20'de ve umit milli olarak bildigimiz u21'de ise hollanda forması giyip turkiye'de umutları bitiriyor...
sonra bu genc a takım duzeyinde oynamadan turkiye'ye geliyor, kafa karısmıs bin tane adamla oynamıs milli duzeyde altı sene icinde.
sonra bu genc icin iki yol var, ya turkiye ya hollanda ile kariyer surecek:
hollanda'yı secerse hollanda'da ilah olacak belki de, iyi oynarsa buyuk liglere transfer yapıp cosacak. ancak bu durumda turkiye'de nefret olusacak kendisine, neden secmedi diye bir ton kufur. turkiye'ye gelmeyecek kariyeri boyunca, gelirse de hor gorulecek.
bu asamaya kadar
ugur yıldırım en nefis ornek belki de.
diger yol da turkiye'yi secmesi. oyuncunun turkiye'yi secmesinin gazıyla milli maclara alınacak, el ustunde tutulacak, en buyuk turk futbolcu denecek pohpohlanacak yer yerinden oynatılacak. turkiye kararını verdigi ilk milli mactan sonra reddettigi diger ulkenin de aralarında oldugu birkac takıma karsı forma giyecek. sonrasında ulke dısında kulubunde ne kadar iyi oynarsa oynasın tercih edilmeyecek tekrar milli takıma. kulup kariyeri yukselse de salakca bir hata yapıp degerini bilmeyecek turk milli takımı ile milli kariyeri sectigi icin uc bes tane milli macla gececek o kariyer. oyuncu olur da bir ara turkiye'ye gelirse ve kasap gibi oynayıp onune gelene sovup sayıp antipatik hale gelirse de milli takıma yeniden secilecek, savasan saldıran adam diye.
bunun icin en temiz ornegimiz
nuri sahin, soylemeye gerek bile yoktu sanırım.