26
bana hic birsey hissettirmeyen duygulardır. yılısık calısanlar, aldıgım ürünün üstüne ek şey önermeler. sanane kardesim ben alıcagımı aldım. onlardı sonra alırım.
gs store'a girince hissedilen duygular
-
-
27önceki senelerde hele de geçen sene adidasın kaliteyi iyiden iyiye düşürmesiyle bu kadar yüce bir şeye* bu ürünler mi yapılır diye düşünmekten kendimi alamıyordum açıkçası.yine de her yerin sarı-kırmızı oluşu acayip hoşuma gidiyor.bu sene nike ürünlerde kaliteyi artırdı ama fiyatlar adidasta olduğu gibi yine uçuk.* bir parçalı forma alırsın 99 lira,bir polo yaka t-shirt 87 lira...taraftara da yazık be.*
ayrıca basketbol ürünlerinin çok az oluşu beni kahrediyor.keşke futbol ürünleri kadar basketbol ürünlerimiz de olsa storelarda.** -
28arma aşkı , sarı kırmızı yaşam
-
29taraftarı "müşteri" olarak gören "hizmet" anlayışını ve çalışanlarını gördükçe kendimi küfür etmekten alamama duygusu bende ağır basmaktadır.
ayrıca şu reyonları bi düzenleyin be kardeşim! -
30geçen yil ne görsem almak istemi$tim. geçen yil dedigim $ubat ayi, geçtigimiz sezon yani. son olarak eylülde store a girdim ve açik konu$ayim, hayal kirikligina ugradim.
ezeli rakibimizin magazalari veya ürün çe$idi ile kiyasladigimda, feneriumlar bence daha kaliteli. bu dalda kendimizi geli$tirmemiz gerektigi kanisindayim. -
31hepimiz galatasaraylıyız ama bu marş albümlerinin işkencesi niye diye düşündürür içeride 5 dakikadan fazla kaldığınızda. gerçi şöyle de bir gerçek var, (özellikle izmir'de) ürün çeşitliliği o kadar fena ki 5 dakika sizi orada tutabilecek tek şey, renklere dalıp dalıp gitmelerdir. kadınlarda bir türlü oturtulamayan bedenli, arması hatrına alınabilecek badiler, yıllardır kendini aşamayan 3-5 çocuk bölümü ürünü, büyük dedemin dahi yakalayabildiği kol düğmeleri ve lütfen takmayın saatleri ile insanı çok duygulandıran bir atmosfere sahip. mega store derseniz oyalanabilecek ürünler çıkıyor arada. sonuç olarak; kısfmet bi daha geliriz elbet.
-
32bekar ve sevgilisi olmayan bir adamken bile, oğluna sarı kırmızı bebek tulumu aldıran duygudur.
bugün evliyim ve o tulumu hala saklıyorum, bir gün babasının küçük aslanı ilk o tulumu giyecek. -
33diğer illerdekini bilemem ama izmir alsancak'taki store'a girildiğinde hissedilen duygu genelde, düşük ürün çeşitliliği, bezgin personel, kötü ambiyans sebebiyle hayal kırıklığı oluyor.
-
34o kadar süper duygularla girdim ki dün mecidiyeköydeki çadıra ne bulursam alıcam dedim, girdim çıktım, hiçbirşey almamıştım.
melo için yapılan t-shirt'ün m bedeni yok
bayan forması yok
bayan forması yerine erkek forması aldın diyelim s beden var m yok
söylediklerine göre en yakın cevahirdeki mağazada da yok, arena'da da yokmuş
peki nerden alıcaz anasını satayım.
bize forma satmayacaklar da nereye satacaklar ya nereye satacaklar
nereye satacaklar ya nereye satacaklar açıhkğça söyleyelim biz bunu. nereye satacaklar gelsin nereye forma yapacahkğmış. gelsin hadi gösterelim, göstersin, desin ki; taraftar şurda. napacahkğ çakma forma alıp eski hesapla mı gidelim. pazar pazar gezip böyle çakmaların çakması formalardan mı alalım. bu hkğadar vicdansızlık bu hkğadar insafsızlık olmaz. müşteri geliyur forma nerde? ne diyecem? git metrobüs durağının önüne çakma forma al mı diyecez? artık böyle diyecez o zaman. müşteri bize sorduğu zaman; gardaş burda m beden forma var mı diye: gardaş kulüp başganımız yıhkğdı da belediyenin önündeki çakma formacıyı mı gullanıyoruz biz diyecez. -
35gs store'a girince ilk parçalı formaya dokunulduğunda hissedilen duygular > 1231231241 yıl yurtdışında kalıp sonra uçaktan inince toprağın öpülmesi.
-
36arkadaşına "lan bak bu da güzelmiş, bak bak bu daha iyi, ohaa olum bu daha hoşmuş, vaaaay bu da harika bi dokunsana" gibi seremoniler eşliğinde bütün ürünlerin ellenmesi. net benim için paha biçilemez. (u: (:)
-
37bulent tulun un maasi.
-
38formaları ve formaya eşdeğer klasik ürünleri hariç tutarsak millet sırf galatasaray adı altında para harcasın diye üretilmiş bir sürü ıvır zıvır şeyin insanda yarattığı baş ağrısı, maddi ve manevi israf duygusu.
bazen bir şey görüyorsun aklın başından gidiyor tamam da bu durum toplam ürün çeşidinin ancak yüzde beş veya yüzde onu için geçerli; bazısı da işçilik, tasarım ve konsept açısından öyle çok sırıtıyor ki insandaki o duygusal büyü ister istemez uçup gidiyor ve kapitalizm ve tüketim ekonomisi ile bağlantılı saçma sapan senaryolar akla doluşuyor. bu hassas çizgi son on on beş yılda fazlasıyla geçildiği için doğal olarak biraz hissizleştim.
bu yüzden de eğer bir sevinçten söz edecek isek bu şey örneğin "gs store'a girince hissedilen sevinç" değil de bana göre sadece "parçalı forma görülünce hissedilen sevinç" şeklindedir.
çok genel konuşmuş gibi oldum ama buna yönelik verilebilecek örnekler mesela mercan formadır, ali sami yen stadı maketidir (bkz: #965317), samimiyetsiz sevgililer günü paketleridir, nostaljik adı altında çıkarılan fakat tarihi gerçekliklerden uzak ürünlerdir vs.
ama hakkını vereyim, kadın çorabı ve bebek deniz ürünleri gibi şeyler çok güzel. -
39girince degil de icerden elim bos cikinca kendimi kotu hissediyorum.
-
40terbiyesiz ve size hirsizmişsiniz gibi bakan çalişanlarini bir kenara birakacak olursak sari kirmiziyi sonuna kadar hissettirendir. heryer sari kirmizi ne güzel. hepsini alma isteği falan. ama tabi fiyatlar çok yüksek olduğundan bir forma veya mont almak pek mümkün değil. saat de öyle. ama bileklik mesela. alinir.
-
41- para lazım.
-
42ne kadar çok ürün alırsam o kadar çok eleştirebilirim hissi. hmm bugün bi mouse pad aldım haddimi aşmayayım. *
-
43kredi kartının cebime değil götüme girdiği hissi.
-
44küçükken baba işten geldiğinde onu karşılayıp elinden tutarak markete girildiğinde hissedilen duygu ile aynıdır.
-
45lan bu çalışanlar arasında fenerli var mıdır acaba paranoyası.
-
46gs tv çalışanlarından nefret eden birisi olarak store'da da buna benzer tipler görüyorum.
şirinevler'de gezen apaçi tiplerden birkaç tane alınmış store'lara.
personel alımını kim yapıyor bilmiyorum ama daha saygın hale getirilebilir.
ha bir de;
hayatım boyunca 4-5 tane store'a girdim. her girdiğim yerde de her an "bir tane atkı yürütecekmişim" gibi baktılar bana.
tipimi de bilen bilir at hırsızına benzemiyorum. -
47"içimdeki çocuk" turnosolu olan duygular. gerçi oldum olası garip şekilde heyecanlanabilen bir insan olmuşumdur ama...
-
48"güzel bir şeyler olsa da alsam"
ardından, bütün reyonlara bakıp çıkılır. -
49kulakta içten içe şampiyonlar ligi marşının düzenli çalması ve gaza gelmektir.
-
50kulübe destek olalım diye giriyoruz ama dandik ürünlerin fahiş fiyattan satıldığını görür görmez içten içe sövüyoruz bi çoğumuz.
