eskiden kral atınca olurdu bu his. şimdi altyapıdan gelen aslanlarımız atınca böyle hissediyorum. arda olsun, aydın olsun, *mehmet topal olsun gol attıkları zaman skordan bağımsız olarak seviniyor insan. tabi bir de kewell. onun yeri ayrı.
11
lincoln takımdayken yaşadığım durumdu. o adama inancım çok olduğu için belki golü de attıktan sonra artık düzelir diye düşünürdüm. yalnız iyi oynadığı zaman ya sakatlanır, ya kırmızı kart alırdı. doğal olarak öteki hafta takımda olmazdı.
12
bu sene mehmet topuz ve ümit karan için bekliyorum bende. "ümit"im şeytanın bacağını kırsın, kadıköy "top"uz diye inlesin diye bize gelince hakan balta gol atınca çok seviniyorum, unutmadan bir de sabri var tabi o gol attı mı bir hafta ağzı açık élen bak gördün mü beğenmediğin sabri attı golü" diye dolaşıyorum.
13
gaziantep ve netanya maçlarında nonda'nın gol ve goller atmasıyla yaşadığım durum.
14
(bkz: sabri sarıoglu): her ne kadar beğenmesem de çocuk gibi sevinişi için (bkz: arda turan): açıklama yapmaya ne hacet. (bkz: tobias linderoth): olur ki böyle birşey yaşanırsa karşılıklı oturup ağlayacağımızı düşünüyorum tobiciğimle.
15
hakan balta gol attığında daha bir katmerli seviniyorum. hani adamın gol sevincinin bile başka bir adabı var ya. o kastıkça ben onun yerine sevineyim diyorum.
16
galatasaray taraftarının ,milan barosun üzerindeki şanssızlığı atmasını istediğinde, harry kewellın yüzündeki gülümsemeyi bir kez daha görmek istediğinde, elanonun ciddi bir süre aldığı ilk maçında gol atmasının onun performasını etkileyeceğini bildiğinde yaşadığı duygudur.