resim
Gökay Güney
Takım:Kırşehir FSK
Mevki:Stoper
Yaş:25
Boy:1.80
Uyruk:Türkiye
  • 80
    antrenmana cep telefonuyla gelse, terim bunu görse ve kızsa bile bir anda adamı yerin dibine sokmak mantıklı olmamalı. kaldı ki öyle bir şey de olmamış. içinde bulunduğumuz durumun verdiği gerginlikle bazı şeyleri fazla abartıyoruz. ayrıca altyapıdan yetişen ve ümitli olduğumuz çocuklar hata da yapabilir. önemli olan terim gibi bir 'baba' hocayla birlikte onları doğru olana yönlendirmektir. ama linç hastalığından acilen uzaklaşmak gerekiyor.
  • 82
    uzun süredir sözlüğe yazmıyorum ama sırf bunun için giriş yaptım ve yazacağım.

    siz neyin kafasını yaşıyorsunuz böyle? en ufak araştırma, soruşturma yok hemen suçlama yapılıyor. bunu yapan insanlar fatih terim in bahsettiği duyumcuları göklere çıkaran, onların kendilerini kanaat önderi gibi görmelerini sağlayan insanlar. bu cahiller fanatik, fotomaç gazetelerini en büyük bilgi kaynağı olarak kabul ediyor. reyting uğruna futbol hariç her şeyin konuşulduğu futbol programını izleyip, kendi cahil dünyalarında takip ettikleri sosyal medya hesaplarını takip edip burada kendilerini tatmin ediyorlar. ulan yazmadan önce bi iki saniye düşünün, ben ne yazıyorum, neye göre yazıyorum diyin kendinize.

    bu arada geleneksel ve sosyal medyayı izleyip takip ederken aklınızda bulunsun.
    http://korayoksuztepe.com/...ds/2012/06/medya.jpg
  • 83
    gökay'ın üstüne çok gidilmesi acaba bir tek benim mi dikkatimi çekiyor, önce su olayı şimdi algı yapmaya çalışıp foto karelerini farklı sırada veren medya, maşallah bizim taraftarda hemen çocuğun üstüne gidiyor belki de suçu kendimizde aramalıyız biraz da yangıncı tayfa. bırakın çocuk kafası rahat oynasın, gayet temiz kalpli bir çocuk umarım futbola da takıma da küstürmeyiz kendisini.
  • 84
    hem sempatik hem de öğretici bir olayın başrolü olmuş genç aslandır kendisi. olay sempatik, çünkü olayın videosunu izleyince insanın yüzünde bir tebessüm oluşuyor, spor yapmış, futbol oynamış herkes anlar demek istediğim şeyi. sen bütün konsantrasyonunla antrenmanını yapıyorsun, hocana çarpıyorsun farketmeden, hocan da sana çok samimi bir gülümsemeyle karşılık veriyor. o anlık reaksiyon insanın içinde geleceğe dair güzel umutların yeşermesini sağlıyor.

    diğer yandan, olay öğretici, ve bunun çünküsü bir çok entryde dile getirilmiş. medyada her gördüğümüze balıklama atlamamak lazım. galatasaray'da kaos yaratmak isteyen bir sürü insan var medyada, her biri her gün birer olta atıyor, ya gazete başlığıyla yapıyor bunu ya da televizyonda küçük bir yorum cümlesiyle.

    kenetlen, başka galatasaray yok!
  • 85
    gökay güney bence kurşun döktürmeli. önce su olayı sonra da çok masum bir çarpma olayını telefonla antremana çıkıyor şeklinde alçakça bir yalana alet eden yaratıklarla karşı karşıya. bu kadar alçakça bir yalanı tahmin edemeyen bazı sözlük yazarları da aldandı ve sitem etti. ancak gerçek ortaya çıkınca da herkes özür diledi.

    çok ilginç bir durum. halbuki kendisi çok yetenekli bir stoper. daha önce hakkında defalarca yazdım a takım kadrosuna alınması gerekir diye. şu anda bunu başarmış durumda. bu şansını çok iyi kullanmalı. aleyhinde algı yaratanlar kimlerse onları ve amaçlarını tespit edip açıklamalı. onu galatasaray’dan koparmak isteyen alçaklar da olabilir bunlar. çok dikkatli olmalı/olmalıyız.
  • 86
    aleyhinde konuşanlara, algı yaratanlara ve daha başka şeyler yapan herkese iyi oyunu ve yeteneği ile cevap verip a takımda kalması gereken gencimiz. daha önce hiçbir genç arkadaşa bu denli algı yapıldığını görmemiştim. pamuklara sarmamız gereken gençleri taşlayanlara inat arkalarında duralım ki kaybolup gitmesinler.

    başarın daim, galatasaraylılığın baki, karakterin metin gibi olsun. umarım iyi yerlere gelirsin ve bizi de gururlandırırsın.
  • 87
    görsel ve yazılı basının olayları istediği gibi gösterdiğini hicivleyen en canlı alıcı grafiklerinden biridir yukarıda fotoğrafı yer alan çizim. kendisini kovalayan kişiden kaçan adamın ayağını zumlayıp, kovalayanı masum gibi gösteren bu şekle özellikle instagram ve twitter gibi sosyal medya mecralarında sıkça rastlarız. dün de bu görselin "capcanlısını" galatasaray'ın kamp yaptığı antalya'da yaşadık.

    bir kaç hafta evvel u21 maçında sivas'a karşı oynarken, bir sakatlık esnasında oyunun durmasından yararlanan gökay güney, oyunun bir an evvel başlaması için içtiği su şişesini saha kenarına atmış, sosyal medyada ne hikmetse "gökay, takımın doktoruna terbiyesizlik yaptı" diye linç kampanyası başlamış ve genç topçu uzun uzun açıklama ile kendisini anlatmak durumunda kalmıştı. sadece gökay da değil, olayda yer alan doktor da genç topçunun karakterine kefil olduğunu bildirmişti sosyal medyada...

    ne talihsizliktir ki, yine gökay ulusal basının kaynak olarak sunduğu fotoğraflar ve haber ile "sosyal medyanın" eleştiri oklarını üzerine çekiverdi dün gece saatlerinde. "fatih terim'den telefona izin yok! terim, antrenmana telefonla gelen gökay güney'in telefonuna el koydu.", "ver o telefonu bakayım! galatasaray teknik direktörü telefonla idmana gelen genç oyuncunun telefonuna el koydu.", "fatih terim idman sırasında gökay güney'in telefonuna el koyuyor" diye atılan başlıklar ve altındaki fotolarlarla başlayan linç çığı, genç oyuncuya hakaretlere kadar varıyordu kendisini galatasaraylı olarak lanse eden sosyal medya kullanıcıları tarafından...

    işin üzücü tarafı da "galatasaray düşmanı fenerbahçeli medya" diye ulusal basını eleştiren hesapların da herhangi bir araştırmaya gerek duymadan kendilerine sunulan bu haberlere atlayıp, twitter ve instagram hesaplarında herhangi bir araştırmaya gerek duymadan bu habere yer vermeleriydi. üstelik bu galatasaraylı (?!) hesaplar öyle 100-200 kişiye değil de onbinlerce takipçiye hitap etmekteydiler.
    "yalancının mumu yatsıya kadar yandı" ve işin aslı pek vakit geçmeden ortaya çıkıverdi. fatih terim antrenman sırasında cebinden çıkardığı telefonu saha kenarında idmanı izleyen birisine gösterirken, gökay güney bir top kapma mücadelesinde fark etmeden hocaya çarpıyor ve düşmesin diye fatih terim'i tutarken, hoca da kıvrak bir hareketle telefonunun yere düşmesini engelliyordu.

    işte bu kadardı video ama kesme ve biçmelerle taraftara "çok çok" farklı aksettirilmişti... medyanın galatasaray'a bakışı malum, yıllardır yaptıkları haberler ve attıkları manşetlerle kendilerini "ifşa ettikleri" için, bu haberin gerçekçiliğine hiç inanmadım da, bana bu yazıyı yazdıran galatasaray hesapları ve onların haberinin altına yorum yapan galatasaray taraftarı...

    blog yazmaya 2007 yılında başladım ve kendime bir şiar edindim: ultrasmovement.blogspot.com adresini tıklayıp buraya gelen kişilere karşı oldukça samimi olacağım ve doğruluğunu "doğrulatmadığım" haberlere yer vermeyeceğim. bu mottomu da mümkün olduğunca yerine getirdim, ilginç bir haber bulduğumda en basit şekilde "google"da bir aramayla bir kaç değişik kaynaktan doğrulatarak blog sayfalarında paylaştım... daha da önemlisi taraftarı olduğum galatasaray aleyhine bir haberse paylaşmak istediğim zaman, daha da hassas davrandım, bilmeden zarar vermek istemedim sevdiğim takım ve renklere... ama yeri geldi en acımasızca eleştirdim hem topçuyu hem de yöneticiyi, ama hep bir kanıt koydum yanına...

    şimdi bakıyorum ve anlam veremiyorum, nasıl 160 bin takipçisi olan bir hesap hiç bir araştırma yapmadan, hem de tuttuğu takımın oyuncusuna zarar verecek bir haberi kolayca paylaşabiliyor? önce kendisine, sonra da takipçilerine karşı hiç mi saygısı yok? binlerce beğeni ve retweet almak uğruna insan bir başkasını "linç havuzuna" atabilir mi? taraftarı olduğu takımın zarar görmesini nasıl isteyebilir? düşünüp düşünüp şöyle bir karara vardım: "ilgi budalalığı" her şeyin ötesine geçebiliyor demek... tek dertleri bolca retweet almak, belki de bu onlara reklam ve maddi gelir getirecektir...

    bu haberleri paylaşanların "maddi" ve "manevi" kaygılarını anlıyorum da, "şekere atlayan arılar" gibi bu haberlere balıklama dalan "saf" taraftara ne demeli? ilk gördüğüne inanan saf taraftarlar bardağın masum tarafını oluştururken, sosyal medya ile yaşayıp, önüne çıkan her şeyi eleştirmeyi kendilerine görev edinenler de "kalbi kara" olanlar bölümündedir. bir futbolcunun cep telefonu ile antrenmana çıkamayacağını, sokakta ya da okul bahçesinde iki top tepmiş ve cebindeki ağırlığın onu ne kadar rahatsız ettiğini bilen herkes bilirken, bu seviyede bir profesyonel takım idmanında cep telefonu olabileceğini düşünmek saflık değil, "kötü niyettir"...

    sadede gelecek olursak, üniversitelerin iletişim fakültelerindeki derslerde örnek olay olarak öğrencilere sunulabilecek bu vaka da bize açıkça gösteriyor ki günümüz sosyal medyası oldukça acımasız ve kullanıcıların en başta sevdikleri eylem birisini "linç etmek"... bazen diyorum ki iyi ki metin oktay zamanında bu sosyal medya yoktu ki onu galatasaray'ın taçsız kralı olarak kalbimizde yaşatıyoruz. "insanın adı çıkacağına canı çıksın. ben metin abiyi çok sevdim" demesine rağmen, zamanın magazin basının gönül yazar'la yasak aşk yaşıyor dediği metin oktay, bu sosyal medya maymunlarının eline düşseydi, paramparça edilmez miydi?
    kaynak ve fotoğraflar için link:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...hocann-telefonu.html
  • 91
    ozan kabak'ın olası bir transferi olsun veya olmasın gösterdiği olumlu performans gökay ve diğer altyapıda bulunan kardeşlerimiz için olumlu bir durum eskiden anadolu takımlarına oyuncu yetiştiren (ugur uçar, cafercan, özgürcan) yer olarak bakılan altyapının oyuncularına daha fazla güven duyulabilir artik taraftar.

    gökay biraz daha özgüven kazanırsa ozanı aratmayabilir destek olunmalı.
  • 95
    izlediğim kadarıyla kendisi için çok büyük bir beklentiye girmemeliyiz, top kapma ilk hamle çeviklik konusunda ozan kabak'ın bir tık altıdır. pasör stoper konusunda elimizde kalanlar stoperlerde en nitelikli futbolcudur ama defansın ana özelliklerinde çok iyi olduğu söylenemez.
    geliştirebilir mi evet geliştirebilir. ama daha çok elimizde koray günter gibi olacağını düşünüyorum
App Store'dan indirin Google Play'den alın