terra pizza'nın galatasaray'a sponsor olmasıyla yeniden gundeme gelen futbolun endustriyel kazanç kapılarından biri.
bir takım arkadaşlar, sponsorumuz olan franchise oluşumunu global anlamda temsil gucu, piyasa pazarı olmaması nedenıyle eleştirdiler. eleştirilerdeki tema ise, "yok kardeşler pide fırnı olsun ak." seviyesinde. ancak sponsorluklarda kritik ölçutun reklamı veren kurum ile reklamı alan kurumlar arasında marka degerine yapılacak karşılıklı katkılar oldugu noktası birazcık atlandı sanırım. bazı yazar arkadaşların da belirttigi gibi galatasaray'a sponsor olan marka pizza pizza degil, aksine çok önemli finans kuruluşlarını bir araya toplayarak ortaya çıkan önemli bir uluslararası sermaye kuruluşundan yatırım almış, ulusal ölçekte halihazırda ikinci en buyuk pazar payına sahip, ve yeni yapılanmayla buyumeye gitmek isteyen bir organizasyon. özellikle isim degişikligine gitmiş bir kurumun pazarda tanınırlıgını kaybetmeme/kazanma noktasında yapacaklarının basında, ilgili ulkenin en çok izlenen, getirisi en yuksek organizasyonlarından birinde, ilgili organizasyonun en önemli aktörlerinden birisine reklam vermesi gelir. dolayısıyla sponsor olan kurum açısından baktıgımızda bu önemli. kulup yönetimi tarafından bakarsak da sponsor alabilmek için fırsatların oluşması gerekir. sponsor alırken önceligi mantık çerçevesinde, hali hazırda kendi sektörunde buyume hedefi gözeten, pazarda isim yapmak isteyen ya da pazara yeni girecek bir oyuncuyla masaya oturmanın yollarını ararsınız ki bu alacagınız reklam gelirlerini yukseltir. mevcut sponsorlar daima sponsorlugun devamında masadan kalkma ya da teklifi kuçultme egiliminde olurlar. bunun gerekçesi de iyi ve kötu senaryoya göre yapılan yatırımın geri dönusunun alınmış olması, potansiyelinin beklenen degerinin belirlenmiş olmasıdır. bu durumda galatasaray'ımız oldukça dogru bir hamleyle, gelen teklifler arasından en fazla rakam ulaşabilecegi profildeki bir yatırımcıya yönelmiştir. bu konuyu eleştirmek söyle dursun takdir etmek gerekir. gelelim sponsor olan organizasyonun kulubun marka degerine olan etkisine. formasının gögsunde marshall yazarken uefa kupası almış bir kulube bunun ne gibi bir zararı sakıncası olabilir anlamış degilim?
ulkenin futbol ekosistemi, ulkeyi yönetenlerin yanlı/yanlış tasaruflarının bile isteye suregelen vaziyette devam etmesi zaten organizasyonun kendi marka degerine ket vurmuş durumda. daha bir laç sene evvel ikili ilişkiler vasıtasıyla ulke pıyasasına adım atan yayıncı kuruluş bugun ulkeden çeklmek için adeta fırsat yoklamakta. piyasalara olan guvensizlik, para hareketlerinin belirsizligi, organizasyonu yönetenlerin beceriksizliginden kaynaklanmak uzere organizasyona ilginin azalması,
* ulkemizdeki futbol ekosistemindeki oyunculara zaten saglıklı bir yaklasımla sponsor bulma imkanı vermiyor. bulunan sponsorun bu kosullar altında bulundugunu göz önunde bulundurun eleştirirken.
son olarak gelelim süper ligde rakiplerimizin forma sponsorlarına ve hangi sektörün oyuncusu olduklarına. aşağıya sıralı tam listeyle, tek tek futbol kulüpleri ve sponsorlarını galatasaray'ımızı liste dışında tutarak yazacağım. sponsorları görünce zaten ülke futbol ortamının ne durumda olduğunu anlayacaksınız.
not: liste sıralamasında hali hazırdaki puan durumu dikkate alınmıştır:
1- fener bahçe-
avis : ilgili spor kulübünün bizzat başkanı olan şahsın ailesinin ülkeye getirdiği, global ölçekli araç kiralama firması.
2- sivas spor-
demir grup: yerel ölçekli inşaat firması. eminim ki sivasspor'a verdikleri paranın çok daha fazlasını kazanmış durumdalar ancak dediğim gibi sivas dışında yatırımı olmayan bir inşaat firması.
3- yeni malatyaspor-
medicana: ulusal ölçekli saglık hizmeti sunan hastaneler zinciri. bu sponsorlugun alınmasında yeni malatyaspor'un avrupa maçlarının etkisinin olduğunu düsünüyorum.
4- denizlispor-
yukatel:
almanyamerkezli, teknoloji/iletişim firması. bak bu mesela çok ilginç. bahse konu şirketin pazarı tamamıyle avrupa, turkiye'ye dönük en ufak yatırımları yok. almanya'da bir organizasyona sponsor olup piyasada daha fazla tanınır olmak yerine turkiye'de denizlispor'a sponsor olmuşlar. tekrar ediyorum türkiye'de yatırımları yok. bu reklamın onlara getireceği hiçbir şey yok. muhtemel bir hemşehrilik sponsoru.
5- alanyaspor-
tav: ulusal ölçekli hava limanları işletmecisi. yine kel alaka bir sponsor. türkiye'de havalimanı işletmeciliği bir sektör, en azından rekabet içeren bir sektör değilken bu reklam.. muhtemel hasan çavusoglu'nun dış işleri bakanı'nın kardeşi olmasından kaynaklanan bir sponsorluk.
6- antalyaspor-
regnum: otel zinciri. bu işte yukarıda tanımını yaptığım sponsorluk kriterlerini karşılayan bir sponsor. antalya turizmin türkiye'deki kalbi. turizm sektörünün en hareketli olduğu, rekabetin maksimum safhada olduğu bir lokasyonda o bölgenin en önemli oyuncusuna, piyasada tanınırlığı artırmak için sponsor oluyorsun. antalyaspor için de zaten daha iyi bir sponsor bulma yöntemi olamaz. keza geçmişte de sponsorları mardan'dı.
7- çaykur rizaspor-
çaykur: bu, ülkemizde pek fazla örneği bulunmayan, dünyada belli baslı örnekleri bulunan, sponsor firmanın, sponsor olunan kurumla adeta özdeşleşmiş olması sonucu ortaya çıkmış bir birliktelik. esasen sponsor olmaya ihtiyaç duymuyordur çaykur. zira ülkenin en önemli çay işletmecisi, aynı zamanda üreticisi. ancak dediğim gibi burada kurum ile organizasyonun özdeşleşmesi durumu var. bir benzeri kardemir ile karabükspor, philips ile psv eindhoven olarak örneklenebilir.
8- beşiktaş-
vodafone: bu ise bizim halihazırda stadyum isim sponsorumuz turk telekom ile yaptığımız sponsorluk anlaşmasının bir örneği hatta devamı. beşiktaş vodafone ile hem stadyum isim sponsorluğu hem de forma göğüs sponsorluğu anlaşması yaptı. türkiye'nin ikinci buyuk iletişim şirketi olmalarına rağmen, piyasadaki konumlarının sponsorlukla çok degişmedigi belli olduğundan devam anlaşması imzalayacaklarını düsünmüyorum. muhtemel sözleşme sonunda masaya dahi oturmayacaklar. tıpkı bizimle turk telekom'un durumu gibi.
9-trabzonspor-
vestel: turkiye'nin teknoloji üretimi yapan en buyuk kuruluşu. ancak rekabet ettikleri urun dallarında, özellikle akıllı telefon piyasasında çok gerideler. yine de trabzonspor'a verdikleri reklamın getirisinin onlar açısından buyuk olacağını düsünmüyorum.
10-kasımpaşa-
ciner: kulüp başkanı, sahibi kendi firmasının reklamını başkanı/sahibi oldugu kulubun formasında bir güzel yapıyor. işte dernek statusunden çıkarılıp, birinin sahipliğine terk edilen bir kulübün düşeceği durum.
11-ankaragucu:
mke: sponsorsuz kalmış bir kulübün, kendi kuruluşlarında yer almış devlet kurumunu formalarında tanıtmaları durumu. mke kurumunun sponsor olarak ne gibi bir karı olabilir? tek mantıklı açıklaması, ankara halkının gözünde kulübe sponsor olarak itibar kazanmak olur ki, yine de çok saçma.
12-konyaspor-
spor toto: yine devlete ait, bir kamu kuruluşunun bir futbol kulübüne sponsor olması durumu. yasal bahis oynatan bütün kuruluşları denetleme noktasında olan, rekabetçi değil aksine rekabeti denetleyen kurum olması gereken dolayısıyla reklama ihtiyacı olmayan bir kurumun, yine siyasi ilişkilerle sponsorluk işlerine girmesinden başka bir durum değil.
13-gençlerbirligi: gençlerbirligi'nin halihazırda forma göğüs sponsoru yok.
14-kayserispor-
istikbal:ulusal ölçekli, ev tekstili ve mobilya üreticisi satıcısı. yine piyasadaki paylarını kaybetmemek için ve yine kayseri çevresinde aynı zamanda bir işveren olarak halkın gözünde itibar kazanmak için yapılmış bir sponsorluk. bir nevi pr.
15-başakşehir-
mall of istanbul: başakşehir'in sponsorluklarının ne kadar etik dışı, birilerinin talebiyle olagelmiş, siyasi sponsorluklar olduğu herkesin malumu. onlardan biri olan bu sponsor ise ulusak ölçekte avm işletmecisi.
16-göztepe-
türkerler: bir çok sektörde hizmet veren bir holding. ülke çapında bir çok yatırımları mevcut. bunlardan biri de malumunuz inşaat. izmir'de pazarda pay sahibi olmak için yapılmış, bizzat bölgeye yönelik sponsorluk. antalyaspor'un sponsorlugundan sonra begendigim diğer sponsorluk.
17-gazişehir-
sanko: gaziantep merkezli ulusal ölçekli bir holding. bu sponsorluk da hem şehir halkı açısından bir pr, hem de gazişehir'in de belediye temelli olmasından ötürü siyasi bir sponsorluk.
tamamını dikkate aldığımızda, denizlispor'un absürt sponsorunu dışarıda tutarak soruyorum: uluslararası ölçekte rekabetçi bir kurulusun sponsorluğunu gördük mü? sektörel anlamda, geleceğin sektörü diyebileceğimiz bir oyuncu gördük mü?
cevaplarınız hayırsa bunların sebebini de kendimce açıklayayım. ülkemizde global çapta hizmet/ürün üreten/satan organizasyonlar çok az, olanları da zaten pazarı domine etmiş, ya da pazardaki konumları buyuk ölçüde ortaya çıkmış organizasyonlar. bu durumda yatırımını bir çok global ölçekli finans kuruluşunun katkılarından alan, piyasada halihazırda rekabet halinde olduğu kuruma karşı üstün gelmek isteyen yeni sponsorumuzu bu gözle kabul edip, sponsorluk anlaşmamızı da desteklemek gerekir. yapılan anlaşmanın sadece türkiye sınırları dahilinde olduğunu da unutmamak gerekir.
son söz: ülkede en çok hangi sektörlerin hizmetleri mevcutsa, buradaki sponsorlukların %80'i de bu kuruluşlardan alınıyor. ülkemizin ekonomik çarkları endustri 4.0'a adapte olduğunda belki bugün işlem hacimleri buyuk ölçekli şirketlerin herhangi bir sektöründe faaliyet gösteren alt kuruluşlarından daha küçük vaziyette olan, ya da bizzat bu şirketlerin alt kuruluşları olan teknoloji kuruluşları pazarda söz sahibi olmak için bu sponsorlukları kovalama ihtiyacı duyacak. belki bu organizasyonlar küresel rakiplerine kafa tutmak için sınırları zorlayacak ancak şimdi değil. belki bir zaman sonra ali expres, amazon, sahibinden, kariyer, yenibiriş, yemeksepeti, çiçeksepeti gibi hizmet sektörü ve teknolojinin kesiştiği yapılar sponsor olmak için sıraya girecekler. peki ne zaman? bu şirketler ve var olmalarını sağlayan sektörler ülke ekonomisinin birincil çarkları haline geldiğinde.
düzenleme: bir kardeşimiz uyardı. sanko gazisehir kulübünün sahibi imiş halihazırda. buyur burdan yak.